Mehmet TÜRK/ DÄ°YARBAKIR, (DHA)
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 03, 2012 15:21
ŞIRNAK’ta işlenen cinayetlerden sorumlu tutulan, aralarında eski Kayseri İl Jandarma Komutanı emekli Albay Cemil Temizöz’ün de bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak mahkeme başkanına, "Ben aşiret sahibi biriyim. Allah’tan başka kimseden korkmuyorum. Ben ne senin cezaevinden, ne de senin zulmünden korkmuyorum. Burada yatmaya razıyım. Kırılırım ama asla eğilmem" dedi. İstihabaratın kendi aleyhine konuştuğunu söyleyen Atak, "Ama benim de bildiklerim var eğer ben de konuşursam yer yerinden oynar. Ben bugüne kadar devlet aleyhinde tek bir kelime söylemedim" dedi.
Şırnak’ta 1993-95 yılları arasında iÅŸlenen cinayetlerden sorumlu tutulan ve aralarında Kayseri Ä°l Jandarma eski Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye BaÅŸkanı Kamil Atak ile itirafçıların da bulunduÄŸu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Diyarbakır 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruÅŸmaya tutuklu sanıklardan emekli Albay Cemal Temizöz, rapor alarak katılmadı. DuruÅŸmada tutuklu sanıklar Kamil Atak, Temer Atak, Fırat Altın, Hıdır AltuÄŸ ve Adem Yakin hazır bulundu. SaÄŸlık sorunları nedeniyle ara kararla tahliye edilen Kukel Atak ise duruÅŸmaya katılmadı.Â
Duruşmada tanık olmadığı için dosyaya eklenen evrakları okuyan Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, sanık Cemal Temizöz’ün 1994 yılında 1-14 Şubat tarihleri arasında yurtdışına çıkıp çıkmadığının Türk Hava Yollarına sorulduğu ve gelen cevapta, "Kayıtların 10 yıl tutulduğundan, söz konusu kişi ile ilgili 1994 yılında ilgili kayıt bulunmamaktır" denildiğini söyledi.
Talimatla Cizre Asliye Ceza Mahkemesi’ne ifade veren Rezzan Avşar, babasının 1994 yılında evden, tutuklu sanık Temizöz tarafından alındığını, taksiyle Silopi’ye götüreceği 3 müşterisiyle birlikte bir daha geri dönmediğini bu nedenle sanık hakkında şikayetçi olduğunu söyledi. Aynı mahkemeden yine talimatla ifadesi alınan Kamuran Candoruk ile Reşit Gasyak da Temizöz’den şekiyatçi olduklarını dile getirdi.
Cizre’de 1994 yılında yanında yüklü miktarda dolar bulunduran tüccar Abdülhamit Düdük’ün öldürülmesi olayı ile ilgili Halit Acar ve İsa Ergin’in tanık olarak dinlenmesi talebi mahkeme heyetine sunuldu. Daha sonra sanıkların savunmasına geçildi.
ATAK’TAN MAHKEME BAŞKANI’NA: BEN SENİN CEZAEVİNDEN KORKMAM
Tutuklu sanık Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak, istihbarat birimlerinin kendisi aleyhinde sürekli ifade verdiğini belirterek, "Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Abdullah Öcalan bizim aşirete adam gönderdi. Dediler ki, ’aşiretin en seçkin kızlarını seçin bize verin’ Ben de Kürt’üm. Ama Öcalan ile benim savaşım vardır. Namus davam vardır. Ben kimseyi öldürmedim. Buradaki tüm mağdur yakınlarından sorun benden şikayetçi biri varsa ben cezama razıyım. Ben aşiret sahibi biriyim. Allah’tan başka kimseden korkmuyorum. Ben ne senin cezaevinden, ne de senin zulmünden korkmuyorum. Burada yatmaya razıyım. Kırılırım ama asla eğilmem. İstihbarat birimleri benim aleyhimde sürekli konuşuyor. Diyorlar ki ’1995 yılında niye Kuzey Irak’a gittin Mesut Barzani ile niye görüştün?’ Eski Türkiye’nin yetkilileri biliyor benim neden gittiğimi. Ben gizli gitmedim ki. Yeni Türkiye’nin istihbaratı benim aleyhimde konuşuyor, ama benim de bildiklerim var. Eğer ben de konuşursam yer yerinden oynar. Ben bugüne kadar devlet aleyhinde tek bir kelime söylemedim. Ben kendim için değil ama oğlumun tahliyesini istiyorum. Ailemiz perişan olmuş. Onun suçu yok, benim de yok" dedi.
İddia makamı da tanıkların dinlenmesi için Cizre Asliye Mahkemesi’ne müzakere yazılması ve sanıkların delilleri karartabileceği ihtimali gözönünde bulundurarak, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talebinde bulundu.
BAŞSAVCILIK, ÖNCE SANIK SONRA TANIK DEDİ
Mahkeme heyeti bir önceki duruşmada, davanın tanığı ve Kamil Atak’ın kardeşi olan Mehmet Nuri Binzet için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazdığı yazının cevabını okudu. Ancak yazıda, ’sanık’ olarak belirtilen Binzet için Başsavcılık tarafından ikinci bir yazı gönderildi. Bu yazıda Binzet’in ’sanık’ değil ’tanık olduğu belirtildi. Böylece karışıklık da düzeltilmiş oldu.
Duruşmaya öğle arası verildi.