Güncelleme Tarihi:
Eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanları Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan'ın Yüce Divan'da yargılandıkları davaya devam edildi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, duruşmaya katılmazken yerine Başkanvekili Haşim Kılıç başkanlık etti.
Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Cumhur Ersümer, hakkındaki iddiaları tek tek yanıtladığı savunmasının sonunda duygulandığı görüldü ve sesi titredi.
Bakanlığı döneminde yaşanan krizler ve depremler nedeniyle enerji de bir dar boğaz yaşandığını hatta o dönemde elektrik kesintisi yapmak zorunda kaldıklarını anlatan Ersümer, enerjide dar boğazın hızla aşılması için dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in talimatlarıyla bir mutabakata varıldığını söyledi. Bakanlığı döneminde bu mutabakata harfiyen uyulduğunu belirten Ersümer, şu andaki hükümetin 5 yıldır daha önceki yatırımların, projelerin açılışını yaptığını ifade etti. Cumhur Ersümer, “Biz burada teker teker bu yatırımların hesabını verirken bizi suçlayanlar, emeği geçenlere teşekkür bile etmeden, törenlerle bunları peş peşe açarak bizi suçlamaya devam ediyorlar” diye konuştu.
Mevcut hükümetin yedek enerjiyi eriterek, uzun ve rahat bir süreyi boşa geçirdiğini savunan Ersümer, yedeksiz bir sistemle nereye kadar idare edilebileceğinin tartışıldığını söyledi. Ersümer, “Mavi Akım'da, vatan hainliğiyle suçlandığımız formül değişikliğinde, yakınlarına peşkeş çekti denilen Samsun-Ankara boru hattı yapım işinde yasalara aykırı hiçbir husus olmadığı toplanan delillerle anlaşılmıştır” dedi.
“GIRTLAĞIMDAN HARAM LOKMA GEÇİRMEDİM”
Ersümer, TBMM Soruşturma Komisyonu'nun suç isnatlarını artırarak kendisini “bir suç makinası gibi” gösterdiğini öne sürerek, hiçbir ihaleye fesat karıştırma kastının olmadığını belirtti.
Atasu Barajı'nın yapım işleriyle ilgili bazı iddialarda da bulunulduğunu söyleyen Ersümer, “Su azizdir. İçme suyundan siyaset olmaz. Halk sağlığıyla ilgili bir iş yasaya ve usullere uygun yapılmıştır” diye konuştu.
Bazı ihalelerdeki keşif artışlarıyla ilgili iddiaları da yanıtlayan Ersümer, keşif artışlarıyla ilgili işlemlerin hukuka uygun yürütüldüğünü belirterek, “Keşif artışları benden önce de yapıldı. Şimdi de yapılıyor ve yapılacak. Onlarca bakan, yüzlerce keşif artışı... ama suçlanan uydurma gerekçelerle ben...” dedi.
İddia makamının kendisini üç ayrı ihaleyle ilgili suçladığını anımsatan Ersümer, şunları söyledi:
“İhaleye fesat karıştırdım da ne oldu? Annemin, benim, eşimin, oğullarımın, yeğenlerimin, sülalemin hayatı, yaşam şartları göz önündedir. Parayla, malla, mülkle işimiz olmadı. Mütevazı hayatımızı sürdürdük. Ankara'da 14 yıl bekledikten sonra aldığım şu an oturduğum bir evim var. Bir de Türkkonut'ta arsam. Memleketim Çanakkale'de bir yazlığım, banka kredisiyle aldığım bir kışlık evim var. Mütevazı hayatımı geçirecek banka birikimimden başka bir şeyim yok. Bakan olduktan sonra mal varlığım artmadı, azaldı. İddia makamı bu suçlamada bulunmasaydı beni tanıyan herkesin bildiği bu hususları dile getirmezdim. Kendi kendime 'benim burada ne işim var, neyin hesabını veriyorum?' diye soruyorum. Gırtlağımdan haram lokma geçirmedim. Ben bu yüce millete, devlete daha fazla nasıl hizmet edebilirimin kavgasını yaptım.”
Ersümer, bakanlığı döneminde ne kendisine ne de bir başkasına maddi, manevi veya siyasi menfaat temin etmediğini, hiçbir bürokratına ihalelerle ilgili telkin ve baskıda bulunmadığını belirtti. İşlerini yürütürken hem bu dünyada hem de öbür dünyada hesap vereceğini hiç aklından çıkarmadığını ifade eden Ersümer, kendisine büyük haksızlık yapıldığını savundu.
Ersümer, “Verilecek kararla bana yapılan bu haksızlığın sona erdirileceğine inanıyorum. Hakkımda yapılan isnatların hiçbirini kabul etmiyorum. Suçlamaların siyasi husumet ve garez sonucu olduğu ve yasal dayanağının bulunmadığı tartışmasız bir şekilde ortaya çıkmıştır. Hakkımdaki her bir isnattan ayrı ayrı beraatime karar verilmesini arz ve talep ediyorum” dedi.
Ersümer'in avukatı Bülent Acar da savunmasında Yüce Divan heyetine sunduğu 800 sayfalık savunma dilekçesini özetledi. Acar, Ersümer'in ihaleye fesat karıştırmadığını, görevini kötüye kullanmadığını, kendisine isnat edilen suçların unsurlarının oluşmadığını söyledi. Bakan'ın iddiaya konu ihalelerde tek fiilinin imza atmak olduğunu söyleyen Acar, bunun dışında cebir, şiddet, hile oluşturabilecek bir fiili bulunmadığını söyledi.
Acar, müvekkilinin tüm suçlardan beraatine karar verilmesini talep ederek, Ersümer hakkında lehe olan kanun hükümlerinin uygulanmasını, dava zaman aşımı olan konularda zaman aşımının 4616 sayılı Şartla Salıverilme Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun'dan önce uygulanmasını istedi.
Ersümer ile avukatı Bülent Acar'ın savunmaları uzun sürdüğü için Zeki Çakan ile avukatlarının esas hakkındaki savunmaları yarına kaldı.