Güncelleme Tarihi:
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, sanık Tercan, tutukulu bulunduğu
cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı
Duruşmada, Tercan'ın avukatı da hazır bulundu.
Dosyaya gelen cevap ve belgelerin okunmasının ardından söz verilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Kara, sanık hakkında hazırlanan esasa ilişkin mütalaayı okudu.
Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelere yer verilen mütalaada, sanığın FETÖ içerisinde yer aldığına işaret edildi.
Tercan'ın, üniversite öğretim üyeliği sırasında başlayan örgüt mensubiyetinin Anayasa Mahkemesi üyeliği süresince de devam ettiğinin vurgulandığı mütalaada, sanığın kod adının ise "Ertan" olduğu bildirildi.
Mütalaada, Fetullahçı Terör Örgütünün sivil imamı ve Anayasa Mahkemesi sorumlusu aracılığıyla talimatların Tercan'a iletildiği aktarıldı.
Sanığın örgüt üyeliğinden yargılanan eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Alparslan Altan ile hareket ettiğine dikkat çekilen mütalaada, Tercan'ın FETÖ'nün talimatları kapsamında davrandığı belirtildi.
Eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın tutuklandıktan sonra yaptığı bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesince oy çokluğuyla kabul edilemez bulunduğuna işaret edilen mütalaada, bu kararda Altan ile Erdal Tercan'ın da karşı oy kullandığı kaydedildi.
Karşı oy ByLock mesajlarında
Esas hakkındaki mütalaada, Altan ve Tercan'ın muhalefet şerhlerinin örgütün yüksek mahkemeden sorumlu sivil imamının ve sorumlusunun yaptığı ByLock görüşmelerinde gündeme geldiği belirtildi.
Tercan'ın, eski hakimler Mustafa Başer ile Metin Özçelik'in Anayasa Mahkemesince kabul edilemez bulunan bireysel başvurularında da karşı oy kullandığı ifade edilen mütalaada, sanığın örgüte ait Bank Asyada hesabı bulunduğu hatırlatıldı.
Esas hakkındaki mütalaada, örgütün Anayasa Mahkemesi hücre yapılanmasında yer alan Tercan'ın böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle FETÖ'nün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediği sonucuna varıldığı ifade edildi.
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın, eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun, terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğuna işaret edilen mütalaada, Tercan hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30'uncu maddesinin uygulanmaması istendi.
Esas hakkındaki mütalaada, sanığın, TCK'nin 314/2 ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1'inci maddeleri uyarınca "terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Sanığın Anayasa Mahkemesinde görevlendirilmesi, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eş değer şekilde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak, suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi istendi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı, esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için süre verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre verilen sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Duruşma, 4 Nisan'a bırakıldı.