Güncelleme Tarihi:
Levent Ersöz'ün yurtdışına çıkmadan iki ay önce kalp damarına stent takıldığını belirten Muzaffer Ersöz, eşini ve kendisini en çok "terör örgütü üyesi" olarak gösterilmesinin üzdüğünü söyledi. Terörle mücadelenin hep içinde olan komutanların terör örgütü üyesi olarak gösterilmesine tahammül edemediklerini kaydeden Ersöz, eşinin Türkiye'ye ne zaman döneceğini bilmediğini ancak zaman zaman konuştuklarını söyledi.
Saygı Öztürk YAZIYOR
Â
Emekliye ayrıldıktan sonra eşinin bir savunma sanayi şirketinde koordinatör olarak görev yaptığını ifade eden Muzaffer Ersöz, eşinin pasaport kullanım süresi dolduğu için yurtdışına çıkmadan bir hafta önce pasaportunun süresini uzattığını belirtti ve açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Levent Paşa'nın gözaltına alınmasına ilişkin karar 29 Haziran'da çıkmış. Kendisi 30 Haziran 2008'de İstanbul'dan Rusya'ya gitmek üzere çıkış yaptı. Telefonları dinlenen, adım atışı izlenen bir kişinin bu durumda çıkışına niçin engel olunmadı?"
"Ben mi terör örgütü üyesiymişim?"
Â
Levent Ersöz'ün beraberinde götürdüğü telefonun yurtdışı telefon konuşmalarına açık olmadığının anlaşılması üzerine evlerinin polis tarafından aranmasından ancak 3 gün sonra eşinin haberdar olduğunu kaydeden Muzaffer Ersöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eşim arandığında, 'Ben gideceğim yere ulaştım. Yoğun bir tempoyla çalışıyoruz. Telefonun yurtdışına çıkışını yapamadığımız için aramakta geciktim. Ne var ne yok?' dedi. Kendisine gittikten bir gün sonra polislerin arama ve yakalama emriyle eve girdiğini, terör örgütü üyesi olarak arandığını söyledim. Terör örgütü denilince (hangi terör örgütü, ben mi terör örgütü üyesiymişim?' diyebildi."
Sular idaresi personeli
Â
Sabah 06.00 civarında uyanıp camdan dışarı baktığında kapının çevresinde üç kişinin bulunduğunu belirten Muzaffer Ersöz, "Eşim tehditler aldığı için durumlarından şüphelendik. Damadıma haber verdim. Gidip kim olduklarını, niçin beklediklerini sorduğunda kendilerinin Ankara Sular İdaresi (ASKİ) personeli olduklarını, su arızası için çalışma yapmak üzere geldiklerini söylemişler. Aradan yarım saat geçmeden aynı kişiler beraberinde başka kişilerle birlikte eve gelip arama yapmak istediklerini söylediler. Mahkeme kararını gördükten sonra arama yapmalarına izin verdim."
"Kusura bakmayın ev dağınık"
Â
Gelen polislere, "Kusura bakmayın ev biraz dağınık" dediğini, polisin ise "Önemli değil. Zaten biz de dağıtacağız, kusura bakmayın" karşılığını verdiğini kaydeden Muzaffer Ersöz, "Eldivenler takıp aramayı öyle yaptılar. Arama sırasında eşimin terörle mücadele nedeniyle verdiği hizmetlerden dolayı aldığı madalya ve şiltleri görünce, bir görevli 'Biz ne yapıyoruz, biz nereye geldik?' dedi. Onların içinde de bu duruma üzülenler vardı. Ancak İstanbul'dan geldiği söylenenlerin tutumu biraz farklıydı" dedi.
Devletin verdiği tabancayı aldılar
Â
Evlerinden arama sonucu eşine ait devletin verdiği tabancanın dışında bir şey götürülmediğini, bürolarında arama yapılmadığını kaydeden Muzaffer Ersöz, eşi ile ilgili basında yer alan haberlerin kasıtlı olduğunu ifade etti ve "Maaşının dışında bir gelirimiz yoktu. Bugün de geçim sıkıntısı çekiyoruz" dedi.
Sağlık sorunu yaşadı
Â
Eşine yurtdışına çıkmadan iki ay önce kalp damarına stent takıldığını kaydeden Muzaffer Ersöz, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Arama kararından sonra yurtdışında kalp sorunu yaşadı. Tansiyonu 4'e kadar düşmüş, bilinç kaybı olmuş. Şimdi iyi olduğunu söylüyor. Kendisiyle zaman zaman haberleşiyoruz. Ancak ne zaman geleceği konusunu ben bilmiyorum.''
Â
Â
 Â