Güncelleme Tarihi:
İşte Esad'ın Şam Üniversitesi'nde yaptığı konuşmadan satır başları:
- Yapılan planlar psikolojik saldırı düzenlemek amacını taşıyor. Suriye’ye karşı bir korku kampanyası başlatıldı.
- 60 tane televizyon kanalı küresel çaptaSuriye’ye karşı çalışmak için görevlendirildi. Onlarca haber sitesi ve basın organı bize karşı cephe aldı. Bize karşı zafer kazanacakları zannediyorlardı ama yanıldılar.
- Ben ABD televizyon kanalındaki röportajda bundan bahsettim. Ben kendi röportajlarımı genelde izlemiyorum ama bu röportajı izledim. Ve izledikten son bir baktım çok farklı görünüyor. Dedim ki, eğer beni bile aldatabiliyorlarsa, neler yapabilirler. Elimizde röportajın orijinali vardı ama onlar dünyaya farklı bir montajı verdi. Batı’ya karşı beni ve Suriye’yi kötü göstermek için ellerinden geleni yaptılar.
- Sorumluluk ve halkın desteklenmesinden bahsediyoruz. Politikalarımda halkın destek görmesinden ve halkın gücünden bahsettim. Krizin başlamasından 1-1,5 aydan sonra uluslararası basının Suriye’ye girmelerine izin verdik. Ancak Suriye içindeki haberler inanılmaz derecede çarpıtıldı. Kapının kapatılmaması kararını aldık.
- Verdiğimiz mücadele bizi daha da güçlendirdi. Bu savaşın ciddi sonuçları olabilir ama biz zafere yakınız. Gerçeklere dayanan, propagandaya dayanmayan hareketlerimiz ne olup olmadığını göstermek açısından başarılı oldu.
- Kimse, Suriye’nin sabote edilmesi ve yıkılması için yapılan planların ciddiyetini görmezden gelemez. Bu planlar korku yaratmaya ve yaymayı amaçladı. Mezhep çatışması yaratmaya çalıştılar, insanları bölmeye çalıştılar. Bunu başaramayınca şehirlerin bağlantılarını keserek, yolları bloke ederek saldırılara başladılar. Tüm yolları denediler, basının ve politikanın tüm imkanlarını kullandıktan sonra yine başarılı olamadılar.
ARAPLAR MÜDAHALE EDERSE SONUÇ DAHA KÖTÜ OLUR
- Ellerindeki tek imkan dış güçlerin müdahalesi. Bu Arap ülkelerinin de müdahalesi olabilir. Ancak Arapların müdahalesi uluslararası kamuoyunun müdahalesinden daha kötü olacaktır. Arap ülkeleri kendilerinden istenenleri yapmıyor. Bizi desteklemek yerine, dış baskılara devam ediyorlar. Garip bir biçimde. Arap ülkeleri bayrağı eline alırsa liberallik elde edilir. Ancak şu an gördüğümüz Arap yolunda bu yok. Arap ülkeleri, bir diğer Arap ülkesini yıkarak, güç kazanmaya çalışıyor. Arap platformu altında saklanarak Suriye’ye yalanlar ithaf ediyorlar.
- Benim teklifimle Arap birliği heyetinin gelmesini ve olup bitenleri görmelerini istedik. Her şey mükemmel değil, sorunlar var ama bunlarla uğraşıyoruz. Teklifimiz ilk aylarda ilgi görmedi. Aylar sonra uluslararası kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Bu bizi şaşırtmadı, yolumuza devam ettik. Suriye’nin egemenliği üzerinde odaklandık.
- Suriye'nin egemenliğine saygı duyduğu sürece tüm çözüm önerilerine kapımız açık.
"İNSANLARIMIZA KARŞI SAVAŞMIYORUZ"
- Eğer Arap Birliği’nden tavsiye isteseydik, bunu yapardık. 150 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu parçasıydık. Suriye’deki ilk parlamento 1917'de açıldı. Bu ülkeler bize nasıl tavsiyede bulunsun? Toparlamak gerekirse, bize gösterilen tepki saldırgandı. Ben sinirlenmeyeceğim. Bizler insanlarımıza karşı savaşmıyoruz. Bu insanların arkasında saklananlarla savaşıyoruz.
- Arap Birliği insanların en küçük arzularını bile yerine getirmekte başarılı oldu mu? Topraklarındaki insanları korudu mu? İsrail’in ektiği ağacı kaldırdı mı? Somali’deki insanları korudu mu? Arap Birliği’ne saldırmıyoruz, onun parçasıyız. Arap dünyasının parçalanmasını istemiyoruz. İnsanların öfkesini fark ettim. Arap Birliği’nin üyeliğinden çıkarılmamız bizim konumuz değil.
"ARAP BİRLİĞİ'NİN SADECE ADI KALSIN İSTİYORLAR"
- Araplığı, Arap Birliği içinde yok etmek isteyenler var, sadece adının Arap Birliği olarak kalmasını ve onu yabancı bir birlik haline getirmek istiyorlar. Yıllarca, İsrail’e karşı boykot çağrısı yaptık ama diğer Arap ülkeler bunu istemiyor. Biz hayal kurmuyoruz, sabrımız bu uygulamalar için. Arap Birliği’nin, Arap çıkarlarına ve diğer ülkelerin bağımsızlığına ve halkımızın birliğine kapı kapatan bir yer haline gelmesini istemiyoruz.
- Arap dünyası, Araplık ve İslamla bir araya gelir, düşmanlarının karşısında durur. İmkansız faktörlerle birlik kurmuyoruz. Bu topraklar bizden ayrı tutulmak istenirse bu bir suçtur. 11 Eylül’den sonra "İslam’da şeriat çok güçlü ve teröristler İslam’ı kullanıyor" dedik. İslam’ın, teröristlerin savunması olarak malzeme edildiğini söyledik. İslam paylaşma ve sevgidir. İslam’ı, suçlarını yerine getirmeleri için kullanmalarına izin vermeyiz. İlahi bir niyetimiz var, İslam’a, bütünlüğümüze karşı hareket edemeyiz. Bazıları, ulusun ikinci, üçüncü, dördüncü madde olarak akla gelmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak herkes ülkesini sevmelidir. Arap olmamız, daha az Suriyeli olduğumuz anlamına gelmez. Arap milliyetçiliği, gelecek için önemli bir faktördür. Bu romantik bir düşünce değil. Araplığın, tarihten gelen bir kimliktir. Diplomatların atadığı bir unvan değil. Arap ülkeleri için bir onurdur. Yabancı ülkelerden verilmez.
"KENDİ ÇÖZÜMÜMÜZÜ BULACAĞIZ"
Ortak coğrafya, ortak kararlılık, ortak din ve ortak tarihimiz var. Araplığın gücü, çeşitliliğinde yatıyor, bireyselliğinde değil. Bu zengin toplumu böyle yarattık. Arap geleneklerini değiştirmek isteyenler olursa, onlara karşı çıkarız. Araplık, çeşitlilik, açıklıktır. Medenileşmiş bir kavramdır. Yaşananlar, Suriye içine bakışımızı değiştirmedi. Sorunlarla yüzleşeceğiz, cesaretle karşısında duracağız, kaçmayacağız. Halkın çıkarları, bizi ilgilendiren bir konu. Biz, reformları istenildiği gibi yapamayız. Bazı insanlar çözümler sunuyor ama biz kendi çözümümüzü bulacağız. Krizde bize kurulan baskı, her hangi bir çözüm bulmaya bizi itemez. Bugün yapacağımız şey teröristlerle savaşmak. Halkı korumak. Kriz yüzünden reformları yapamıyoruz. Reformlarla, dış planlara bakıldığında, uyuşmazlık var. Bazıları bizimle Suriye’deki durumu pazarlığa dökmeye bile çalıştı. Suriye’deki birliği tekrar kurmamız lazım.
Reformlar, teröristlerin işlediği suçları durdurmayacak. İnsanlarımız yağma, talan, saldırı için sokaklara inmedi. İstediğimiz reform kalkınma ve kurumların kalkınması. 2005 yılında masaya yatırılan görüşmelerde Suriye’ye baskı yoktu. O zaman görüşmelere sıcak baktık, çünkü reformlar gelişmek için gerekli. Ama bugün krizin parçası olan tüm reformlar zamanla başarısız olacak. Reformlarla krizi ayırt etmek lazım. Kriz öncesinde ve sonrasındaki durumu gözden geçirmemiz lazım. Bazen insanları farklı yönlendirmek gerekibilir. Ama iç durumumuzu yabancı ülkelerin meselesi haline getirmeyeceğiz. Temmuz ayındaki konuşmamda, zaman çizelgesi ve reformlar hakkında konuştum.
"ELİMİZDE İNANILMAZ DELİLLER VAR"
Bazı insanlar hiçbir değişiklik yapamayacağımızı söyleyecek. Suriye’de olağanüstü halin kaldırılması gerektiğini söyleyen bir ülke gördünüz mü? Buna rağmen biz bunu kaldırdık. Bu güvenlikle ilgili bir durum. Acil durumu kaldırdığımızda başka önlemlerimiz oldu. Olağanüstü hali kaldırmak, yetkililerin eğitilmesi ve şehirlerle nasıl ilgilenilmesi gerektiğini öğretmeyi gerektiriyor.
Yıkım, sabotaj ve cinayet durumu olursa, bunun sonuçlarıyla mücadele etmeliyiz. Kaosa izin vermemeli, ona nasıl son vereceğimizi düşünmeliyiz. Bahaneler sunmuyorum, ölümleri için bahane vermiyorum. Herkes yargılanmalı ve adalet karşısına çıkarılmalı. Bazı insanlar tutuklandı. İnsanlarımıza karşı suç işleyenler hakkında inanılmaz delillerimiz var. Hiçbir şekilde sivillere karşı ateş açılamaz. Bu yargıya uygun değil.
Çok partili yasanın hayata geçmesinde, partilerin kurulmasında hiçbir engel yok. Suriye’de çok partili sistem için engel yok. Sadece zaman meselesi. Yerel seçimler yakında yapılacak. Bazıları bu seçimlerin ertelenmesini istedi. Talepleri dinliyoruz. Her türlü pozitif alternatifi bulmak için halkın taleplerini dinliyoruz. Yoğun katılıma izin vermek istiyoruz. Mücadele yoluyla seçimler olabilir. Bu da, sadece devletin değil, halkın da sorumluluğu.
"YENİ YOLSUZLUKLA MÜCADELE YASASINI HAZIRLADIK"
Halk, sandık başına gitmeli. En önemli yasalardan biri yolsuzluk karşıtı yasa. Bu konuda hükümet olarak çok önemli değerlendirmeler yaptık. Önemli içerikleri olan yasa yaptık. Mevcut yasa iptal edildi. Yolsuzlukla mücadele yasası, Suriye içindeki yolsuzlukları ortadan kaldırmak için daha geniş kapsamlı bir içeriğe sahip. Ancak yolsuzlukla, yönetimi reforme etmeden mücadele edemeyiz. Sadece birçok yetkiye sahip tek bir komisyon olmamalı. Kurulacak komisyonlar hükümetle beraber çalışmalı. Yeni yasayla yolsuzluğa karşı savaşma imkanı elde edeceğiz.
Bilgi elde etmeye çalışmalı ve kurumlara iletmeli, halkın taleplerini, sesini dinlemeliyiz. Bazı yetkililer de cezalandırılmalı. Ama bu ben değilim, ben devlet değilim. Yolsuzluğun silinmesini milyonlarca Suriyeli gibi istiyorum. Amacımız, binlerce insanın sorununu çözmek.
"KANUNLAR YENİ ANAYASA İLE HAYATA GEÇECEK"
Diğer konu anayasa. Anayasa komisyonu kuruldu ve çalışmalarının sonuna geldi. Yeni anayasada da çok partili sistem ve politik çeşitlilik olacak. Halkın, gücün kaynağı olduğu esasına odaklanacak. Halkın baskısı ve devlete olan güvenilirlik sorunu nedeniyle, tüm reformları paralel olarak yapmak istedik. Kanunlar yeni ayasayla hayata geçecek.
İç savaşın, mezhep çatışmasının olduğu ülkelere nazaran bizde bölünme yok. Çok küçük bir alanda ayrılıklar var. Ulusal ayrılık meclisine sahip değiliz. Yeni bir siyasi haritaya sahibiz. Yeni hükümet hayatın her kesiminden insanı içinde barındırmalı. Bu hükümeti geniş kapsamlı tuttukça, o kadar başarılı olabileceğiz. Nasıl bir ifade kullanacağımı bilmiyorum ama her kesimden insan olacak.
Anayasaya dönmek istiyorum. Komisyon çalışmalarını sona erdirdikten sonra, amaç devlet başkanının veya parlamentonun yasayı kabul etmesi görüşü hakimdi. Ben bunu reddettim ve referanduma gidilmesini istedim. Bu değişikleri Mart ayında yapmayı planlıyoruz. Birçok politik partiler, parlamento seçimleri talep etti. En son konuşmamda, seçimlerin halkın taleplerine göre yeni anayasa kapsamında yapılması gerektiğini söyledim. Kısaca, seçimler için zaman çizlegesi yeni anayasaya göre olacak. Üç ay içinde, hız kazanacak.
"MUHALEFET SAMİMİYSE DİYALOGA BAŞLAYABİLİRİZ"
Bugün muhalefet grupları ve akımları var. Ancak gerçek muhalefetin henüz kimliğini bilmiyoruz. Yeni hükümetin seçimlerin ardından oluşması gerektiğini söyledik. Ama özel kriterleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Mecliste oturan, dışarıdan emir alan, rejimin ömrü birkaç gün içinde bitecek diye düşünen ve bizimle gizlilik içinde diyalog kurmak isteyen bir muhalefet istemiyoruz. Eğer muhalefet samimi ise diyaloga başlayabiliriz ve istedikleri gibi hareket edebiliriz. Bir önemli soru, yeni hükümet teknik mi olacak yoksa politik mi.
Ülkede bakanlıklara bağlı yönetim var. Hükümet, sadece doğalgaz ve gıda sağlamayacak, politikacı ve teknotratların karışımı olacak. Temmuz ayında muhalefetle diyaloga başladık. Farklı politik partiler baskı kurdular ve kabul ettik. Başarı elde ettik. İki ay önce, merkezi diyalog kurmam için talep aldım. Yarın başlayabilirz, sorun yok dedim, ama hazır olmayan bir taraf var, gizlilik isteyenler var. Onlar istedikleri yöne gitsin, ilgilenmiyoruz. Ama biz diğer gruplarla açıkça, kamu önünde diyaloga hazırız. Diyalog, tüm güçleri içermeli. 1970’lerde,1980’lerde suç işleyenlerle bile zamanında konuştuk. Bekliyoruz ve ön şartlarımız yok. Gelsinler, başlayabiliriz.
"SURİYE'DE OLANLAR 10 YILDIR YAPILAN BİR PLANIN PARÇASI"
Değişimler hakkında gerekmediği sürece konuşmak istemiyorum. Ama değişimler başlamak üzere. Yeni hükümet, parti kongresi başlamak üzere. Bu değişimler yeni nesile yönelik olmalı. Her türlü durum altında, Suriye dürüst evlatlarına ihtiyaç duyuyor. İnsanlar yeni Suriye hakkında konuşuyor. Yeni bir yüz kazanıyoruz. Her yüzden ders çıkarmalıyız. Yeni yüze kavuşmak için, bilinçlenmeliyiz. Doğrudan bir cevap vermek istiyorum. Son 10 ayda krizler yaşadıysak da, Suriye’ye yararı oldu. Çünkü Suriye devletine ve dünyaya ders verdi. Gelecek hakkında çok ümitliyim. Ancak ne kadar bilinç kazandırmaya çalışmış olsak da, hala cahillikle yaklaşanlar var. Bunun gelişmeleri engellemesine izin vermeyeceğiz. Reformlar açık. Anayasa açıklandığında, reformları uygulamak için engel olmayacak.
Beyler bayanlar, Suriye’de yaşananlar, bir planın parçası. Son 10 yıl içinde planlandı. Suriye’de yaşanan çatışmaların bizi ezmesine, direnişimizi kırmasına izin vermeyeceğiz. Amaçları, Suriye’nin kültürel yapısına zarar vererek, toplumu parçalamak. Bu toplum bizim kültürel geçmişini taşıyor. Direniş, ön cephemizi oluşturuyor. Önceliğimiz güvenliğimizi tekrar sağlamak. Bu bölünmeye izin vererek olmayacak. Bölünmeye imkan vermeyeceğiz. Terörizme karşı savaş, sadece bizim kavgamız değil, tüm Suriye’nin mücadelesi. Bazılarının beyni yıkandı ve terörizme itildi. Bizim görevimiz insanları doğru yola sokmak.
"DEVRİMDE OKUL MU YAKILIR? İSYANCILAR BİNE YAKIN OKUL YAKTI"
Her şehir, her köyde insanlarla temas kurduk ve evlatlarını doğru yola sokmalarını söyledik. Eli kanlı suçlular dışında herkesle temas kurduk.İnsanlar, fikirlerini değiştirerek savaşmak yerine birliğe yöneldi. Ancak, bazıları hatalarını tekrarlamaya devam etti. Bana bir evi yağmalayan bir İsyancı gösterebilir misiniz? Bu insanların amacı doğru olabilir mi? Onlar insan öldürdü. Devrim, korkaklık olarak gösterilebilir mi? Okul ve ünivrsitelere bulaşmaya çalışan isyancılar, eğitime mi karşı? Mart’tan sonra yakılan ve yıkılan okul sayısı neredeyse bin. 30 tane öğretmen öldürüldü. Eğitime, bilgiye karşı mücadeleyle devrim olur mu? Fabrikalara saldırıp insanları daha da yoksul kılmak mı? Onur ve ahlak olmadan devrim olur mu? Eğer onların yaptığı bir devrimse ben arkalarında yer alırdım.
Suriye’nin haysiyetinden ödün vermeyiz. Bu, Suriye insanının en önemli değeri. Kriz ne zaman sona erecek? Silah kaçakçılığı ve teröristlere para yardımının durmasıyla sona erecek. Bunun için biz mücadeleye devam etmeliyiz. Bu komployu, onu dışarıdan, politik olarak yendiğimizde sona erecek. Suriye çok güçlü bir ülke ama güç de sona erebilir. Güç, iç mesele değil. Teröristler kaos yaratmaya devam ettikçe mücadele edemeyiz. Ulusal bilinç azalırsa direniş azalır. Bu terör sadece bir gecede baş göstermez. Bu kadar fazla silahla nasıl faaliyet gösteriyorlar? Önemli olan omuz omuza durmamız. Farklılıklarımızı bir kenara koyarsak, birliğimiz güçlenir. Bizim politikamız reformları ve terörle mücadeleyi sürdürmek. Bu politikanın yanlış olduğunu söyleyebilecek biri var mı?
70’lere 80’lere baktığınızda, Suriye’de İslam’ı kullanarak terör yapanlar, İslam’ı savundu. Onların terörü altı yıl sürdü. Ama bunu yeniden yaşama niyetinde değiliz. Terörün arkasında duranlar, reform istemiyor. Onlar, bizim reformlarla uğraşamadığımızı söylememizi istiyor. Herkes bu terörün sona ermesini istiyor. Kanuna saygı gösteriyoruz, çünkü masumların dökülen kanına saygılıyız. İnsanlarla devlet nasıl yan yana direniş gösterilebilir? Bazı şehirlerde tanklar şehirlere girdi. Askerler, o şehirlerde sabotajların önüne geçti. Suriye halkı diz çökemeyecek, para için birliğini, haysiyetini satmayacak.
Korku yaymak isteyenleri uyarıyoruz. 80’lerdeki terörü bilmeyen gençlere şunları söylüyorum: Kalbinize korku girmesine izin vermeyin. Suriye çok daha ağır şartlar altından kalktı. Mevcut durumdan fırsat sağlamak isteyen küçük azınlığa izin vermemeliyiz.
"TİCARETİN DEVAM ETMESİNİ SAĞLAMALIYIZ"
Küçük ticaretin, tüccarların etkilenmesine izin vermemeli, ticaretin devam etmesini sağlamalıyız. Çiftçiler ve işçiler çalışmalarına devam ediyor. Ama bu insanlara daha fazla destek vermeli. Suriye’ye karşı verilen psikolojik savaşta başarısız oldular ve şimdi ekonomik savaş açtılar. Kriter, Suriye’deki üretim miktarı. Ekonomik işlemler üzerinde organize olmalıyız. Suriye’yi izole etmek isterlerse, tüm bölgeyi izole ederler. Uluslararası kamuyonun aksine dostlarımızla yolumuza devam ederiz. Bu yüzden 2005’te yüzümüzü doğuya çevirdik. Batı’nın önemli olduğunu da göz ardı etmiyoruz. Suriye ile iş yapmak isteyen Batılı ülkelerin olması, bize uygulanan yaptırımlardan etkilenecekleri anlamına gelmez.
Güvenlik ve ekonomi Suriye halkı için en önemli unsurlar. İçinde bulunduğumuz duruma rağmen, geleceğe ait ümidim çok fazla. Milyonlarca insanımız sokaklara indi ve Suriye’ye karşı bir tehditte tek parça olduğumuzu gösterdi. Düşmanı, Suriye’de yaşamayı hak ettiğimizi göstermedikçe yenemeyiz. Her Suriyeli bu belirleyici durumdan çıkma gücüne sahip. Kendilerini şeytana satan bir avuç insana yenilecek değiliz. Size ve askeri güçlerimize güveniyorum.
Sevdiklerini kaybetmek insanlarımızı daha kararlı ve mücadeleci kıldı. Aynı yolda mücadele vermek için bir aradayız. Kaybedeceklerimize rağmen, sizi birlikteliğiniz, mücadeleniz için selamlıyorum, bağımsızlığımızı, onurumuzu koruyanlara, zaferi kazanmamızı sağlayacak sizlere teşekkür ediyorum.