Güncelleme Tarihi:
Kahramanmaraş depreminin ardından göçük altında kalanların kurtarma çalışmaları devam ederken yıkımın acı bilançosu da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Depremin acısı daha çok tazeyken yer bilimciler dikkat çekici bir uyarıda bulundu. Prof. Dr. Naci Görür’ün gündeme getirdiği Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu ve Varto Fay Zonları’nın kesiştiği bölge, yeni bir deprem riskiyle karşı karşıya olabilir.
Prof. Dr. Görür, Bingöl ile Karlıova arasında kalan Yedisu fayının bir deprem üretebileceğini belirtti.
Peki ama üç fayın ortasında kalmasından dolayı, deprem bilimi açısından dünyanın en farklı alanlarından birisi olarak gösterilen Bingöl ile Karlıova arasında kalan Yedisu fayının hareketliliği ne düzeyde? Uzmanlar olası bir depremin kaç büyüklüğünde olmasını bekliyor?
KRİTİK BÖLGE: BİNGÖL
Bingöl ve çevresi çok sayıda önemli fay zonu içeriyor. Bu nedenle bölgede bulunan fay hatlarının Yedisu fayını tetikleyip tetiklemeyeceği üzerinde önemle duruluyor. Büyük depremlerin yaşandığı bir alan olan Bingöl ve çevresi, 2020 yılında 5.7 ve 5.6 büyüklüğünde depremlerle sarsılmıştı.
Geçtiğimiz yılın Haziran ayında ise Kiğı ilçesinde 5.2, bir ay sonra ise 4.3 büyüklüğünde depremler meydana gelmişti. Yaşanan depremlerin ardından Bingöl ile Karlıova arasındaki bölgeyi inceleyen uzmanlar, Anadolu Levhası’nın her yıl, 23-24 mm hızla batı yönüne doğru hareket ettiğini söylüyor.
Yaşanan jeolojik hareketliliği göz önünde bulundurduğumuzda, Bingöl ile Karlıova arasında yaşanacak olası bir deprem ihtimalini Bingöl Üniversitesi Enerji, Çevre ve Doğal Afet Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Kenan Akbayram ile konuştuk...
'BEKLENEN DEPREM 7.2’DEN BÜYÜK OLABİLİR'
Yedisu Fayında hangi büyüklükte bir deprem bekleniyor?
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Dr. Kenan Akbayram, “Bilimsel yayınlara bakıldığında Yedisu Fay Zonu’nun 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretebileceği düşünülüyor.
SİSMİK BOŞLUK: Üzerinde deprem olması beklenen ya da olması gereken depremi henüz yaşamamış bölgelere 'Sismik Boşluk' deniyor.
Bu bölgede çok sayıda başka fay var ve bunlardan bazılarının daha önceki depremlerde kırılmış olma ihtimali var” dedi ve ekledi:
“Fakat Yedisu Fay Zonu’nun 7’den büyük deprem üretebileceğini kabul ediyor hatta beklenen 7.2’den daha büyük olabileceğine dair endişeleniyoruz. Burada beklenen 7.2 değil de 7.4 büyüklüğünde bile deprem gerçekleşse çok daha yıkıcı olur. Bakıldığında rakam olarak fark küçük gibi görünse de enerji cinsinden iki deprem arasında çok büyük fark var.”
'YEDİSU SİSMİK BOŞLUĞUNDA HALA BÜYÜK BİR DEPREM BEKLETİSİ VAR'
Yedisu fayında en son ne zaman büyük bir deprem görüldü?
Yedisu Fay Zonu’nda en son 1784 yılında deprem göründüğünü söyleyen Dr. Akbayram, “Yine aynı bölgede Elmalı Fayı denilen ve Yedisu Fayı’na paralel bir fay daha var. Elmalı dediğimiz fay da Yedisu sismik boşluğunun içerisinde kalıyor.
Burada 17 Ağustos 1949 yılında 6.9 büyüklüğünde bir deprem olduğu kayıtlara geçmiş. Her ne kadar büyük gibi gözükse de 7.2’lik depreme kıyasla yayılacak enerji açısından ciddi bir fark var. Yani öncesinde bir deprem olmuş bile olsa Yedisu sismik boşluğunda hala büyük bir deprem olmasını bekliyoruz. Aynı zamanda Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu ve Varto Fay Zonları’nın birleşim noktası olması da bize bölgede çok ciddi sismik aktivite olduğunu gösteriyor. Ancak asıl risk Anadolu levhasının batıya kaçışı. Bu sebeple faylarda ciddi bir stres birikiyor” ifadelerini kullandı.
'FAY, DÜZENLİ PERİYOTLARLA DEPREM ÜRETİYOR'
Bu bölgede deprem beklentisinin sebebi nedir?
Bölgedeki fayların uzun yıllardır kırılmamış olması deprem beklentisinin öncelikli sebebi olduğunu vurgulayan Dr. Akbayram, şunları ekledi:
“Kuzey Anadolu Fayı’nın Türkiye içerisinde bulunan bin 400 kilometrelik kesiminin kırılıp Karlıova’dan başlayıp batıya doğru göç etmesi gerekir. Fakat son deprem silsilesi Karlıova’dan değil de Erzincan’dan başlıyor. Erzincan’da 1939 yılında bir deprem olup, sonrasında domino taşı gibi batı yönünde 1999 Gölcük Depremi’ne kadar kırıla kırıla gittiğini görüyoruz.”
'MARMARA’DA BİR DEPREM İÇİN TETİKLENMEYE İHTİYAÇ YOK'
Bingöl; üç fayın kesiştiği bir noktada bulunuyor. Burada yaşanan bir deprem, Marmara’da büyük bir depremi tetikleyebilir mi?
Jeolojik olarak mesafe çok uzun olduğundan böyle bir beklentinin olmadığını ifade eden Dr. Akbayram, “İki bölge de aynı sistemin iki farklı ucunda bulunuyor. Marmara depremi için zaten bir tetiklenmeye ihtiyaç yok. Çünkü çok uzun süredir bir stres birikimi var, eli kulağında diyebiliriz” dedi.
'HARİTALARDA YER ALMAYAN PEK ÇOK FAY VAR'
Bingöl’de tehlike arz eden başka hangi faylar var?
Bölgede bahsedilen Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu ve Varto Fay Zonları dışında faylarında mevcut olduğunu söyleyen Dr. Akbayram, “Ne yazık ki Bingöl’de, diri fay haritalarında yer almayan aktif faylar var. KAF ile DAF arasında kalan V şeklinde bir alan var. Bu alan Anadolu levhası. Bu levhanın Bingöl kesimi KAF ve DAF’ın kesişim noktasına çok yakın olduğu için çok sayıda fay bulunuyor” dedi.
Akbayram sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunlardan en önemlisi 2003 yılında deprem üreten ve Bingöl’de 170’ten fazla kişinin can kaybına neden olan Sudüğünü Fayı. Bir başka önemli fay olan Sancak Uzunpınar Fayı’nın davranışı hakkında çok bilgimiz yok ama içinde bulunduğumuz dönemlerde deprem ürettiğini gösteren çalışmalar var. Bunun dışında Bingöl güneyinde diri fay haritalarında mevcut olmayan Genç Fayı var ve bu birkaç faydan oluşan bir fay zonu. Bir de Bingöl’ün Kiğı ve Yayladere ilçelerinde aktif birçok fay mevcut. Ama en tehlikeli faylar Yedisu, Genç ve Gökdere segmenti."
‘BİNGÖL DIŞINDA MUŞ, ERZİNCAN, ERZURUM VE DİYARBAKIR DA HAZIR OLMALI’
Bingöl, 7 ve üzeri bir depreme hazır mı?
Dr. Akbayram, Bingöl’de olabilecek depremin etki alanını bilemeyeceğimizi söyleyerek, uzmanların bölgedeki yapılarda ciddi sıkıntılar tespit ettiğini belirtti ve şunları ekledi:
“Bu aşamada Bingöl’ün depreme hazır olduğunu söyleyemeyiz ancak hazırlıklar konusunda iyi bir aşamada olduğunu düşünüyorum. Büyük depremler çok büyük alanları etkiliyor. Yalnızca Bingöl değil Muş, Erzincan, Erzurum, Diyarbakır gibi illerin Bingöl sismik boşluğunda meydana gelebilecek yeni depremlere hazırlanması gerekiyor. İl bazında değil de bölgesel olarak düşünülmesi gerekiyor. Biz de yaptığımız projelerle Bingöl’ün ‘deprem master planını’ gelecek günlerde hazırlamış olacağız. Yapılan başka projeler de var ve kısa vadede sonuçlandırılması çok önemli.”