Güncelleme Tarihi:
Emekli Orgeneral Eruygur, Türkiye Emekli Subaylar Derneği'nin (TESUD) “Birlik” dergisinin son sayısında yer alan makalesinde, Irak'taki gelişmeleri ve Türkiye'ye etkilerini değerlendirdi.
Irak'ta 15 Aralık 2005'te yapılan seçimlerin ABD'nin, Kürtlerin ve Şiilerin “fiili denetimi” altında yapıldığını ve seçimler sırasında ”baskı uygulandığını” savunan Eruygur, şunları kaydetti: “Bu seçimin Irak'ı bütünleştirmekten çok, bölünmeye götüreceği açığa çıkmıştır. Her aşamada Irak'ta etnik ve dini bölünme ve halk arasında farklılık derinleşiyor. Nitekim, seçimler sonrasında eylemler artmış ve bugün daha çok insan teröre kurban olmaya başlamıştır.”
Birçok yerde oy kullanması engellenen Türkmenlerin seçime üçe bölünerek girdiğini belirten Eruygur, 3,5-4 milyon Türkmen nüfusun bu seçimde 60 bin seçmenlik marjinal bir azınlık konumuna geldiğini öne sürdü. Eruygur, şöyle devam etti: “Bu sonuçta, Kürt ittifakının ve ABD'nin etkisinin olmadığı öne sürülebilir mi? Bu durum, ABD ve özellikle Türkiye tarafından savunuluyor gözüken, Irak'ın bütünlüğü politikasının iflası anlamını taşımakta ve Kürdistan'ın bağımsızlığı olgusunu biraz daha hedefine yaklaştırmış bulunmaktadır. Aslında, ABD'nin Irak'ın bütünlüğüne ilişkin bir endişesi önceden de yoktu. Bu yöndeki beyanlar sadece Türkiye'yi hareketsiz kılmanın, oyalamanın bir aracı olarak kullanılmıştır. Bir gözü petrol gelirlerinde, diğer gözü Ortadoğu'yu keyfince şekillendirmede olan ABD tarafından verilen 2100'ü ölü 18 bin zayiatı da dikkate alırsak, Türkiye'nin hassasiyetlerinin önemsenmesi bir hayal olurdu. İnsan hakları ve demokratikleşmeyi de çıkar amaçları dışında görmeyen ABD, gerçekte programını adım adım uygulamak ve kendisine destek olacak bir Kürt devleti oluşturmakla meşguldür. Boş vaatlere kanarak, ABD'nin bizi Irak bataklığına çekme oyunlarına gelmemeliyiz.”
“DAYATMALARA KARŞI YENİ POLİTİK SEÇENEKLER OLUŞTURULMALI”
AB'nin Türkiye'nin üyeliğine bakış açısı ve Türkiye üzerinde açık hale gelen baskıları ortadayken, uygulanan stratejinin ne kadar doğru ve çıkarlara uygun olduğunun sorgulanması gerektiğini savunan Eruygur, şöyle devam etti: “AB tarafından yapılan baskılar, müzakerelerin ucunun açıklığının özellikle ve sıkça ifade edilmesi, artık Türkiye'nin ulusal güvenliğinin hedef haline getirildiğini ve devletimizin adeta oyalanarak belli bir yöne adım adım çekildiğini göstermektedir. ABD'nin Irak bölgesindeki politikası, Türkiye'nin, kuruluşu adım adım tamamlanan Kürdistan'ın ağabeyliği havasına sokularak, bölünme ateşinin içine atılması, komşu ülkelerle düşmanlık dehlizine itilmesi ve bu nedenle ulusal güvenliğin ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.
Türkiye, potansiyel gücünün bilincinde olarak, dünyaya meydan okuyan, yıkıcı ve bölücü niyetler taşıyan bu dayatmalara karşı yeni politik seçenekler oluşturmak zorundadır. Bu seçeneğin temelinde, önce iç dinamiklerin ve ulusal gücün bu amaçla hazırlanması ve dayanışma duygularının geliştirilmesi yatmaktadır.”