Ertuğrul Özkök yine çıldırdı: Yedi Büyük Günah

Ertuğrul Özkök yine çıldırdı. Yedi Büyük Günah'ta, "Cumhuriyet'in 100. yılına programlanmış", 21. yüzyıl için bir "demokrasi provokasyonu" da denebilecek "yedi büyük olay" var. Bu yedi günah neler mi? Türkiye, Ayasofya’yı Ortodoksların ibadetine açıyor. Çanakkale’nin adı Troya oluyor. Gürcistan ve Ermenistan, Türkiye’ye katılma kararı alıyor. Oya Sarı Hareketi, Ege’yi Türkiye’den ayırmak istiyor. Türkiye, Efes Özerk Bölgesi’ni kabul ediyor. Fenerbahçe, Ermeni yatırım şirketine satılıyor. Lezbiyen aday, Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimine giriyor. 20. yüzyılda demokrasinin en ileri tarifi, “Azınlığın çoğunluk olabileceği rejim” idi. Özkök, “suç ortakları” Emrah Akkurt ve İsmet Berkan ile birlikte, bu tarifi şöyle değiştiriyor: “Mümkünsüzün mümkün olabileceği bir rejim.” Kitapta her “günah” iki altbölümde ele alınıyor. “Senaryo” bölümlerinde söz konusu “günah”ların gerçekleşme süreçleri gazetecilik yaklaşımıyla öykülenirken, “Tartışma” bölümlerinde Emrah Akkurt’un Özkök’le yaptığı değerlendirme söyleşileri yer alıyor. Garanti veriyoruz: Bu söyleşiler de en az senaryo bölümleri kadar provokatif ve zihin açıcı!

"KORKMAYIN GELİN KONUŞALIM"

Kitap bizi o kadar heyecanlandırdı ki kameralarımız hemen Ertuğrul Özkök’e çevirdik ve Yedi Büyük Günah’ı kendisinden dinlemek istedik. Özkök, çok çarpıcı, çok net ve çok iddialı anlattı kitabını. Ve sizlere bir çağrıda bulundu. “Patavatsızca bir hikaye anlatıyorum ve çok iddialı şeyler söylüyorum. Provokatif bir anlatım biçimi çünkü ben açıkça dikkati çekmek istiyorum. Ben size çok ciddi şeyler anlatıyorum ama eğlenceli bir şekilde anlatıyorum. Gelin konuşalım bunları korkmayalım.”  

ERTUĞRUL ÖZKÖK YENİ KİTABI 'YEDİ BÜYÜK GÜNAH'I ANLATTI - WEB TV

Kitaptan
Elinizdeki kitap, hayali bir ülkede, bir Nerezalet Müzesi’nde ikamet eden hayalet yazarlar tarafından yazıldı. Hayalet yazarların hayallerinin mahsulüdür. Hayalet yazarların son arzusu, burada yazılanları kimsenin üzerine almamasıdır. Ama bu, Pavic’in Hazar Sözlüğü gibi, soldan sağa, sağdan sola, yukardan aşağı, aşağıdan tekrar yukarı, hatta çapraz bile okunabilecek bir kitaptır. Tabii ki, isteyen, kaynak göstermeden iktibas edebilir, isteyen de üzerine alınabilir. Ne kadar uğraşsak da, maalesef kitabın bazı bölümlerine ciddi fikirlerin sızmasına mani olamadık. O bölümlerde etrafa verdiğimiz zarardan dolayı özür dileriz. Amacımız kimseyi kırmak, hele hele kimseyi dökmek değildi. Biz iyi niyetli bir iş yapmak istedik. Aslında bu okuyacaklarınız, Nerezalet Ülkesi’nden hayalet bir Atlantis’e yerleşmek isteyen birkaç haymatlosun iltica başvurusuydu. Fukara bir hezeyanla, “21. yüzyılda bir demokrasi ütopyası” kurmak istiyorduk. “İleri demokrasi”ye geçmiş bir ülkede bunu yapmanın tereciye tere satmak anlamına geldiği bize çok iyi öğretildiğini, haddimizin haddinden fazla bildirildiğini bildiğimiz halde, ne akla hizmetse, böyle saçma sapan bir işe kalkıştık. Cahil cüretimize verin…

Amacımız kimseye demokrasi dersi vermek değil, sadece eğlenmek. Sakın ola ki bizi ciddiye almaya, bu kitaptan dersler falan çıkarmaya kalkmayın. Kitaptaki olayların hiçbiri gerçek değil, adı geçen insanlara gelince, bir kısmı hayali, bir kısmı da isim benzerliğinden ibaret.

* * *

Kitapta yedi büyük olay var. Ülkemizi çok sevdiğimiz için, başına yedi çorap ördük, “yedi büyük günah” işledik. Şunun altını özenle çizelim. Bu olup bitenlerde Türkiye’nin hiç günahı yok. Günahları işleyen Türkiye değil, biziz. Yani Nerezalet Ülkesi’ndeki mutfakta oturup geyik muhabbeti yapan idraksiz çocuklar. Olayların hepsi Cumhuriyet’in 100. yılına programlanmış. Yedi büyük günahı bahane edip, 21. yüzyıl için bir demokrasi denemesi yaptık. İsteyen buna “demokrasi provokasyonu” da diyebilir. Ama Allah şahidimizdir, derin devletle hiçbir ilişkimiz yok. Övünmek gibi olacak ama, “okey masası çocukları” olarak, kimseye müdanamız olmadı; kendi kendimizi azmettirdik. Çünkü 21. yüzyılın fikri alanda yıkım müteahhitlerine şiddetle ihtiyaç duyduğu gibi tuhaf bir inancımız var.
Tezimiz de şu:
21. yüzyıl için bir demokrasi düşünüyorsak, bu “Mümkünsüzün demokrasisi” olmalı. Bu yüzyılda demokrasi, çoğunluğun değil, azınlığın rejimi olmalı. Çoğunluğu temsil
edenlerin “çoğunlukçuluk” hakkının olmadığı, ama azınlıkların “azınlıkçı olma” haklarının bulunduğu gibi tehlikeli bir inancımız da var. 20. yüzyılda demokrasinin en ileri tarifi, “Azınlığın çoğunluk olabileceği rejim” idi. Biz bu tarifi şöyle değiştiriyoruz: “Mümkünsüzün mümkün olabileceği bir rejim.” Bu çağın bir “Vuvuzela demokrasisi” çağı olduğuna, statükocu vuvuzela lobilerinin yerine yenilerinin gelmesi gerektiğine inanan bir anlayışa sahibiz. Bu kitapla, “yedi eğlenceli günah” işledik. Türkiye’nin en bam tellerinden yedisine fena halde bastık. Yüz yıllık yedi çam devirdik, yedi putu kırdık. Samimiyetimize güvenin, bu günahları işlerken çok da eğlendik. İyi mi ettik, iyi halt mı ettik, devirdiklerimizin altında mı kaldık, devirdiklerimiz mi bizim altımızda kaldı; siz karar verin.
(...)
Şimdi buyurun, ilk büyük günahı işlemek için, elimizde istavroz, Ayasofya’nın kapısından içeri giriyoruz.
Haydi Bismillah…

ERTUĞRUL ÖZKÖK İMZALI ‘YEDİ BÜYÜK GÜNAH' İÇİN ÖDÜLLÜ SORU

Kitapta yer alan yedi büyük senaryo, günümüzde başlayan hangi tarihte sona eriyor ?

a)  2024

b)  2044

c)  2054

d)  2034

SORUNUN CEVABINI GÖNDER�

Kazanmak için tek yapmanız gereken yukarıdaki sorduğumuz soruya doğru yanıt vermeniz. Doğru cevaplayanlar arasında 1’inci, 5'inci, 10'uncu, 50'inci, 100'üncü, 150'nci, 200'üncü, 250'nci, 300'üncü, 350'nci, 400'üncü, 450'nci, 500’üncü, 550'nci, 600'üncü, 650'nci, 700'üncü, 750'nci, 800'üncü, 850'nci, 900'üncü, 950'nci, 1000’inci, 1500’üncü, 1700'ncü, 2000’inci, 2500'üncü, 3000'inci, 3500'üncü ve 4000'inci olan okuyucular bizden 'Yedi Büyük Günah' kitabını kazanacak.

Katılım şartları;
* Cevap gönderen yarışmacıların adını, soyadını, telefon numarasını, e-posta ve açık adreslerini yazması zorunludur.
* Kazanan yarışmacı ödülünü bir başka kişiye devredemez.
* 18 yaşından küçükler yarışmaya katılamaz.
* Bir kereden fazla cevap yollayan okuyucular, kazanama şanslarını artırmıyor olacak. İlk gönderdikleri cevap dikkate alınacak.
* Kazananlara 11 Mayıs Cuma günü http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/ sayfasından duyurulacak.
* Hediye kitaplar posta yoluyla adreslerine yollanacak.