Güncelleme Tarihi:
Ertuğrul Fırkateyninin 1890’da battığı Kaşinozaki burnu üzerinde bulunan ve kazazedelerin karaya çıktıklarında ilk ulaştıkları ve ilk tedavilerinin yapıldığı Kaşinozaki fenerinin yaklaşık 300 metre güney doğusunda, 1891 yılının Eylül ayında, kaza sonrasında bulunabilen şehitlerin gömüldükleri yerde ilk şehitlik abidesi olarak, üzerinde Japonca ve Türkçe Osma Paşa’nın misyonu ve kazayı anlatan bir metinle bir yazılıtaş dikilmiştir.
24 Temmuz 1924’te Lozan Antlaşması imzalanmasını müteakip, Japonya’nın Boğazlar Komisyonundaki temsilcisi Uçida Japonya’nın Türkiye’deki ilk Büyükelçisi olarak atandı. 7 Temmuz 1925’te Fuad Hulusi Togay Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk temsilcisi olarak Maslahatgüzar ünvanıyla Tokyo’ya gelirken, aynı yıl Kasım ayında Japonya da Ukiçi Obata’yı maslahatgüzar olarak Türkiye’ye atadı. 6 Ağustos 1928’de Maslahatgüzar Fuad Hulusi’nin katılımıyla Şehitlikte bir anma merasimi tertip edildi. Bu merasimden sonra şehitliğin restore edilmesi ve merasim anısına bir yazılıtaş dikilmesi, anma merasimlerinin de bundan sonra her on yılda bir tertip edilmesine karar verildi. Nitekim 5 Nisan 1929 tarihinde Şehitlik yeniden tanzim edildi ve yazılı taş dikilmesi vesilesiyle bir tören düzenlendi.
Türkiye’nin Japonya’daki ilk Büyükelçisi ise 7 Nisan 1929’da Tokyo’ya ulaşan Cevad Ezine olmuştur. Bu dönemde başta İmparator olmak üzere, Japonya’nın Türkiye ile dostluğa atfettiği önemin gözle görülür işaretleri olarak, bizzat İmparator 3 Haziran 1929’da Ertuğrul
Şehitliğini ziyaret etmiş ve 13 Ocak 1931’de de İmparatorun kardeşi olan Prens Takamatsu Ankara’yı ziyaret etmiştir.
İmparator’un 1929’da şehitliği ziyaretinden sonra Şehitliğin bulunduğu Oşima adası ulusal park yapılmış, Japonya’daki Türkiye dostları tarafından düzenlenen anma merasimlerinden sonra, Türkiye iki ülke arasındaki dostluğun ebedi sembolü olan Ertuğrul şehitlerinin hatıralarına verdiği önemi somut bir şekilde ortaya koymak iradesini göstermiştir.
Bu maksatla 1936 yılında Büyükelçi Hüsrev Gerede’ye gerekli kaynaklar gönderilerek Şehitlikte bir abide inşası için girişimler başlatılmıştır. 22 Ekim 1936’da abide ve yeni Şehitlik düzenleme çalışmasının temel atma töreni Büyükelçi Hüsrev Gerede’nin katılımyla yapılmış,
ve bir yıl sonra İmparatorun şehitliği ziyaret etmiş olduğu 3 Haziran’ın yıldönümünde düzenlenen bir törenle yeni Şehitlik açılmıştır.
Bu şekilde günümüzdeki haline ulaşan Şehitlik 762 metrekare dikdörtgen bir alan üzerinde kurulu olup, şehitliğe kuzeybatı kenarının ortasındaki 1.5 metre yüksekliğinde, soldakinde Türkçe, sağdakinde Japonca “Ertuğrul Şehitliği” ibaresi bulunan iki giriş sütunu arasından girilmektedir. Girişten güneydoğu istikametinde, alanın ortasındaki taş zeminli 20 metrelik bir tören yolunun sonunda, 10 metreye 10 metre ebatlarında kare kaidenin merkezinde kaideyle beraber 12.75 metre yüksekliğinde, tepesi piramit biçiminde bir dikilitaş olan şehitler
abidesi yükselmektedir.
Abidenin 1.5 metre yükseklikteki kaidesinin merkez kısmında 9 metrekarelik bir kare oda biçiminde mezar odası bulunup ön cephesinde demir bir kapı bulunmaktadır. Oda, içeride kubbe tavanlı olup, kubbenin tepe noktasının yüksekliği oda zemininden 2.92 metredir. Oda
içinde arka duvara yakın konumda 1 metre yüksekliğinde, eni 1.8 metre, boyu 0.9 metre olan dikdörtgen beyaz mermer bir sembol lahit bulunmaktadır. Esasen abidenin bulunduğu yer, kaza sonrasında bulunabilen ve tam sayı tespiti mümkün olmamakla beraber 212 şehidin naaşının Osman Paşa’yı çevreler şekilde gömüldüğü yerdir.