Güncelleme Tarihi:
Yüce Divan'da yapılan yargılama sonucu Esenboğa Mobil Santral ihalesini istediği firmaya kazandırmak için devreye girdiği, bürokratlara bu amaçla baskı yaparak görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilen, bu cezası da ertelenen Cumhur Ersümer, Biga yakınlarında 200 araçlık konvoyla karşılandı. Ersümer, Biga Avcılar Derneği çay bahçesinde açıklamalarda bulundu. Ersümer, Yüce Divan yargılanma sürecine ilişkin soru üzerine, “Siyaset zor bir iş. Türkiye'de hizmet etmek kolay değil. Hizmetin de bir bedeli oluyor. 14 AKP'li ve CHP'li milletvekilinden oluşan bir komisyon benimle ilgili bir yıla yakın değerlendirmeler yaptı. 30'u aşkın iddia ile Yüce Divan'a sevk edilmeme karar verdi. Yüce Divan'da da 100'e yakın tanık dinlendi. Bini aşkın dosya incelendi. Atılı bütün iddiaların gerçek olmadığı anlaşıldı. Başlık olarak 18 madde, alt başlık olarak 26 iddiadan Yüce Divan beraat kararı verdi. Bu verilen beraat kararı da, delil yetersizliğinden verilen bir karar değil. Gerekli incelemeler yapıldı. İddiaların oluşmadığı anlaşıldı. Bakanlık dönemimizde 30 miyar dolarlık iş gerçekleştirmişiz. Yüzlerce proje altına imza atmışız. Bakü-Ceyhan'ın da final imzalarını biz atmışız. Sonra da ‘niye mavi akımı gerçekleştirdin’ sorusuna muhatap olmuşuz” dedi.
2002 itibariyle Türkiye'nin tükettiği elektriğin 132 milyar kilovatsaat olduğunu, 2006 sonu itibariyle 190 milyar kilovatsaat elektrik tüketildiğini belirten Ersümer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen zaman içinde ihtiyaç doğmuş. Bu ihtiyacı karşılayan da 5 yap-işlet santralidir. Bunlardan toplam 48 milyar kilovatsaat elektrik üretildi. Dava konusu yapılmayan ama yine ihalesini bizim yapıp, temelini atarak işletmeye açtığımız Çan Termik Santrali ve Afşin-Elbistan Santrali'nde de toplam üretim 10 milyar kilovatsaat. Türkiye'de geçen zaman içinde talebi karşılamak için yapılan bütün yatırımlar dava konusu oldu. O yatırımlar olmasaydı, beş yıl önce Türkiye bugünkü durumuna düşecekti. Yani karanlığa düşmek üzere hazır olacaktı. Bu nedenle hem bu beş yıllık süre içinde bir kilovatsaat dahi elektrik üretmek için yatırım yapamamış olmanın onurunu paylaşan bu iktidar, diğer yandan da Türkiye'nin geleceğini belirleyen iktidarı suçlayarak, özellikle beni suçlayarak bir yere varmaya çalıştı. Beraat ettiğim, insafsızca atılan iftira niteliğinde ve siyasi amaçla yapılan bu iddiaların hepsi fos çıkmıştır. O iddialarla beni Yüce Divan'a siyasi sebeplerin arkasına sığınarak sevk edenler herhalde mahcup olmuştur. Dokunulmazlıkları kaldıracağız diye iktidara gelenler beş yıl iktidarda kaldı. Ancak dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili kimse parmağını bile kıpırdatmadı.”
SİYASETİN SIKINTISI VAR
Ersümer, Türkiye'de siyasetin sıkıntı içinde gerçekleştiğini belirterek, “AKP meclis çoğunluğunun sağlayamamış, CHP ve MHP'nin çoğunluğuyla bir meclis oluşmuş olsaydı şimdi AKP'lilerin de hepsi hesap veriyor olacaktı. Siyasetin bu gagalamalardan, didişmelerden vazgeçmesi lazım. Siyasilerin siyasileri hukuki bir süreç olmaksızın siyasi amaçlarla yargılayabileceği bir mekanizmanın ortadan kalkması lazım” dedi.
Ersümer, hiçbir zaman siyaseti bırakmadığını da belirtti. Yüce Divan'da yargılandığı süreçte ANAP'ın büyük kongresine katılıp yönetime aday olduğunu, ancak genel başkan tarafından listeye alınmadığını kaydeden Ersümer, “Arkadaşların teveccühü, siyasi tabirle listeyi deldik, MKYK'e seçildim. Kısacası ben siyasetten hiç uzak kalmadım ve bırakmadım. Üç beş kişinin suçlamasıyla siyasette bir kenara çekilme gerektiği kanaatinde değildim. 22 Temmuz'da bağımsız aday olmayı düşündüm. Ancak Çanakkale'deki ortamda ben daha bir birliktelik sağlanacağını, bu birlikteliğin merkez sağda bir güç olabileceğini düşündüm. Bağısız aday olsam bölen olacaktım. Ama arkadaşlar kendi içinde zaten bölündü” diye konuştu.