Güncelleme Tarihi:
Bilgi, sa
Öyle ya, Ivan Pavlov’un köpeklerine, Karl von Frisch’in kuşlarına ve Walter Hess’in kedilerine bile öğretilebilen şeyler vardı. Farelere, kedilere, maymunlara ve hatta papağanlar
1900’lü yıllarda değil okur yazar olmak, yazıyla şöyle böyle bir ilişkiyi ortaya koyan mürekkep yalamış olmak bile adam yerine konmanız için yeterliydi. 1930’larda ilk okul mezunu olmanız sizi devlet bakanı yapabilirdi. 40’lı yıllarda ortaokul, 50’li 60’lı yıllarda lise, 70’li 80’li yıllarda ise üniversite adam gibi adam olmanızın ve işe yaramanızın bir göstergesiydi.
Hatta kendi kısır döngüsünü bir türlü kıramamış Türk toplumunda üniversite, yaşam kaynağınız olan kutsal bir mekandı. Ve bu nedenle, sağ-sol çekişmelerinin had safhaya çıktığı 12 Eylül Dönemi öncesinde, karşı grubun eline geçmemesi için uğrunda ölümü bile göze aldığınız olurdu. Üniversiteler işgal olur ve karşı grup buralardan kovulurdu.
Şimdi 2000’i devirdik. Ve üniversiteli olmak da pek bir işe yaramıyor, artık. Master, doktora ve hatta neredeyse, her gün bir master ve hergün bir doktora yapmanız gereken küresel çağdayız. Diplomalar okuduğunuzu ve okur yazar olduğunuzu gösteriyor ama İK departmanlarında neyi okuduğunuzu gösteren özel sertifikalar ve belgeler isteniyor.
Bilgi sahibi olmak, bilmek, yani öğrenmek önemini kaybederken, öğrendiklerinizle hayatınıza ve başkalarının hayatına neler katacağınız dah
Brigitte “Bilgi büyük adamı alçak gönüllü yapar, normal adamı şaşırtır, küçük adamı ise, kibirlendirir” diyor. İşte bilginin insan onuruyla kesiştiği, öğrenmenin sırrının ortaya çıktığı kavşak d
Anneannem “Eskisi olmayanın yenisi olmaz” derdi. Eski çorabını muhafaza etmeyen yenisini als
Öğrenmek; sorup bilgi edinmek, yetenek ve beceri kazanmak olarak tarif ediliyor. Ama öğrenilen bilgiyi kullanım vakti geldiğinde, kafamızın içindeki hard diskten çıkartıp, onu gereği gibi kullanmazsak, öğrenmenin pek bir anlamı kalmıyor.
Yani bilgiyi hayatınızda uygulayabilmeniz, çevrenizdekilere bilginizi aktarabilmeniz çok önemli. Bunu yapmadığınızda, diplomalı cahil haline geliveriyorsunuz. Ya da ekranı kapalı bir bilgisayar haline. İçinizde dünyayı kurtaracak bilgiler varmış, kimin umrunda?
Anne karnınd
Neden “Bilgisayar çok faydalı bir alettir. Nasıl kullanılacağını öğrenmen için, sürekli yazı yazman gerekiyor” diye bilgisayarı teslim ettiğimiz çocuklarımız onun yüzüne bile bakmazken, chat programları ve portalları ortaya çıkar çıkmaz, ellerini o modern kelepçe denen klavelerden çekemez olduk?
Altlarına dantel konmuş raflardaki, rengare
“Yaşamak için mutlaka öğrenmelisin” dediğimiz, “Bu şirkette kalmak istiyorsan uymalısın” değimiz şeyler, kulak arkasına atılırken, girmeleri halinde cezalandıracağımızı söylediğimiz web sitelerinde, sittin sene ellemesen dolaşmak istemeleri niye?
Bu soruların cevaplarını benim “Erotic Learning” diye tanımladığım kavramd
Hele hele, bu karşılaşma, özel mekanlarda, özel kişilerle olduğunda, istek ve arzu çılgınca doruğa ulaşıyor. Bir konserde, sanatçıya elleyebilmek için, onu öpebilmek için ve hatta işi daha ileriye götüreyim, onunla olabilmek için kendini paralayan kişiler görüyoruz. Seks, magazin, sanatçı, ünlü, artist ilgimizi çekiyor. Ve dikkat kesiliyoruz. Sadece seks mi, müzik, magazin, spor ve hatta çocukluğumuzda okumak için izbe dükkanlara girip, bir de üstüne para vererek okuduğumuz Texas, Tommiks’lere ne demeli?
Toplumun ana yapısının bu olmadığını iddia etmeyin sakın. Reklamlar
Reklamlar seksi, kadınsı, erkeksi, cinsel cazibeye bürülü ve tahrik edici, iç gıdıklayıcı dolayısı ile beynimize kazıyıcı bir yapıda sunuluyor. İlgimizi çekiyor, aklımızda kalıyor. Öğreniyor, alıyor ve tüketiyoruz. Hatta öyleki, hiç paramız olmas
İşte “erotic learning” kavramıyla öğrenmede bir erotizm etkisi yaratacak yöntemlere yönelmemiz gerekliliğini açıklamaya çalışıyorum. Erotik öğrenme ya da öğrenmede erotizm.
Burada, bilgiyi reklamlardaki gibi tahrik edici kıyafetlerle sunan öğretmenler tasarlamıyorum, elbette. Jartiyer giymiş, elleri kırbaçlı öğretmenler? Hayır hayır, bilgiyi öğrenilebilir kılmak için, fanteziyi bu kadar ileri götürmenize gerek yok. Onu her zaman ulaşılabilir, zevkle öğrenilebilir, bilgece kullanılabilir ve ortaya çıktığında da saygı duyulabilir bir hale getirin yeter.
Geçen Mayıs Ayında Portekizde düzenlenen World Education Market (WEM 2002) Fuarı ve Forumuna katıldım. Geleceğin eğitim felsefesi, teknolojisi ve materyallerinin görücüye çıktığı fuarda, Avustralya’dan Tazmanya yerlileri bile vardı ama Türkiye’den benim dışımda tek bir kişi bile yoktu. Fuar her yıl değişik bir ülkede, binlerce katılımcının geleceğin eğitim medotlarını konuştuğu, tartıştığı harikulade bir eğitim forumu.
Birbirinden güzeli albenisi yüksek, rengare
100 yıllık kabulleri, köhnemiş beyinleri, ağ bağlamış kafaları bir taraf
Bilgiyi kutsamaki bilgeliğe ulaşmanın ilk şartı am
Bilgide Erotizmi yaşayabilmeniz ya da Erotik Öğrenmeyi başarabilmeniz için 5 temel ilke var:
Ama hiç düşündünüz mü, hayatınızda kaç yığın bilgi var, müzelik? Kullanmadığınız kullanamadığınız, kullanmak istemediğiniz kaç vagon bilgilerle dolu kafanız? Ne zaman kendinize has, size özel, sizin için tasarımlanmış bilgilerle buluşacaksınız?
Okullarda, şirketlerde ve danışmanlık yaptığım ailelerde karşılaştığım en büyük problem öğrenme keyifsizliği desem yanlış olmaz. Öğrenmenin, öğrenmeyi öğrenmenin bir hedefi olmasa, keyif de verimlilik de düşüyor. Haliyle kalite de bun
Öğrenme onu keyifli hale getirmekle kalıcı olabilir. Ama hayatımızda kullanmadığımız şeyler bize keyif vermez. Yani bilgiyi hayatımızda kullanabilecek bir yerleşik alan
Okul çağımızdaki fizik, matematik veya kimya formüllerini kendi hayatımızda uygulayabileceğimiz bir alan gösterilmediği için fen derslerine ilgi duymayan bir nesil yetiştirdik. Halbuki matematik, telefonla konuşurken bile karşıdaki kişinin halini anlama sanatıdır. Olaylar arasında sebep sonuç ilişkisi kurabilme sanatıdır. Başımıza gelen bir olayın gerçek bağımsız değişkenlerini bulabilme sanatıdır. Bir arkadaşımızla küstüğümüzde, ya da zayıf not aldığımızd
Öğrenme sürecinizde, öğreneceğinize ve öğrendiklerinize inanmanız gerekiyor. Ben bunu asla öğrenemem dediğiniz bir konuda, ayaklarınız sonuna kadar frene basılıyken, dünyanın en iyi Formula 1 yarışçısı bile gelse, istediği kadar gaz
Yakın bir gelecekte, ‘‘beyin dilini çözülecek’’ ve insan beynine bilgisayar disketine bilgi yükler gibi yükleme yapılabilecek. Ve kulak memenizin arkasına terabaytlarc
İlk öğrenimden üniversite sonuna kadar bugün yaklaşık 17 yıl süren öğrenim, bu teknoloji sayesinde 10 güne kadar düşebilecek, 6 saatte istenen yabancı dil öğrenilebilecek. Gelecekte hem de yakın bir gelecekte tüm bunlar olacaksa, bu kadar öğrenmeyi öğrenme yöntemlerinde yoğunlaşmaya ve bun
Farkı yaratan fark, bilgiyi bilmekte değil, bildiğini uygulamakta olacak. Tıpkı bugünün dünyasında, bilgiyi öğrenme yolund
İnsanlar genellikle sihir peşinde koşarlar. Hemen öğrenelim. Çabuk öğrenelim. Hiç unutmayalım. Ama sahip olduğumuz bilgiyi kullanmamız gereken bir an geldiğinde, herkes geçici olarak hafızasını kaybediverir. Mesela yoksul bir yavrucağın ameliyat olması için birkaç milyar paraya ihtiyaç olduğunu öğrendiği anda,kendisi için yaptığı bazı planlardan feragat etmesi gerektiğini bilen am Münir Arıkan Düşünce Öğretmeni - NLP Trainer