Eroğlu hurriyet.com.tr'ye konuştu

Güncelleme Tarihi:

Eroğlu hurriyet.com.trye konuştu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2009 09:54

Kıbrıs Başbakanı Derviş Eroğlu hurriyet.com.tr'ye konuştu. İşte çok özel ropörtaj satır başları...

Haberin Devamı

ÇOK ÖZEL ROPÖRTAJDAN FOTOĞRAFLAR

- TÜRKİYE İLE KKTC ARASINDA LİMAN UZLAŞMAZLIĞI;

- CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL "AMBARGO KALKARSA LİMANLARI AÇARIZ" DİYOR AMA…

- KKTC BAŞBAKANI EROĞLU'DAN ANKARA'YA ÇAĞRI: "AMBARGO KALKSA DA LİMANLARI AÇMAYIN"

- "LİMAN AÇARSINIZ, RUM BÜYÜKELÇİLİK İSTER, İŞ TANIMAYA KADAR VARIR"

- "ANKARA KARARLI. RUMLARIN PETROL ARAMASI ABD İLE SICAK ÇATIŞMAYA BİLE VARABİLİR…"

- "TALAT'IN HEYETİNE HÜKÜMETTEN BİRİNİ DE KOYMAYI TARTIŞIYORUZ"

- "33 YILLIK SİYASETÇİYİM, NE MÜZAKERELER, BELGELER GÖRDÜM"

- "SABIRTAŞI OLDUK AMA ARTIK HALKIN SABRI TAŞIYOR"

- "EĞER ANLAŞMA OLMAZSA, ALTERNATİF VAR: ADA'DA İKİ AYRI DEVLET"

- "RUM ŞİMDİDEN MARAŞ'I, GÜZELYURT'U, TÜM MANASTIRLARI İSTİYOR"

- YARIN KİMBİLİR NERELERİ İSTEYECEK…"

- "EĞER BİR BAŞLARSANIZ, VERMENİN SONU YOK…"

Haberin Devamı

KKTC'de yapılan son genel seçimlerde, iktidar değişti. Artık ülkede Cumhurbaşkanı ve Başbakan farklı partilerden.

Zeynep Gürcanlı YAZIYOR


Farklı partiler, Kıbrıs sorununa farklı yaklaşımlar nedeniyle, KKTC'deki yeni Eroğlu hükümetinin Ankara'da AKP hükümeti ile "nasıl uyuşacağı" da merakla bekleniyordu.

İşte Eroğlu, iki günlük Ankara ziyaretini bu atmosferde yaptı.

Zamanlaması bile sorun olan, "AKP hükümeti ile KKTC'de yeni seçilen hükümet arasında sıkıntı var, Eroğlu bu yüzden Ankara'ya geç geldi" söylentilerine neden olan Derviş Eroğlu'nun Ankara ziyareti sırasında, kendisiyle sohbet imkanı da bulduk

Yeni Başbakan Derviş Eroğlu'nun çizgisi, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a göre daha sert duruyor.

Ve bu farklılık da Eroğlu'nun Başbakan olarak Ankara'ya yaptığı iki günlük ziyarette iyiden iyiye ortaya çıkıyor.

Görünen en büyük fark, AB ile üyelik müzakeresi yapan Türkiye'nin liman ve havaalanlarını Rumlar'a açıp açmamak konusunda. Ankara, KKTC'ye AB'nin koyduğu ekonomik ambargo kalkarsa, Rumlar'a limanlarını açılması gerektiğine inanıyor.

Derviş Eroğlu ise açık açık "ambargo kalksa da limanları açmayın" diyor. İşte Eroğlu'nun Ankara'ya yarı çağrı, yarı uyarı niteliğindeki sözleri;

Haberin Devamı

EROĞLU UYARDI:LİMANLARI AÇMAYIN

"Limanlarını açma kararı, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin vereceği bir karardır. Ben daha önceleri de bu limanların açılmasıyla ilgili, muhalefetteyken de, Sayın Cumhurbaşkanı'yla, Sayın Başbakanla ve diğer muhalefet partileriyle görüşmüştüm. Bizim görüşümüz limanların açılmaması yönündedir. Hatta ben muhalefetteyken Ankara'ya gelip, tüm siyasi partilerle görüşmüştüm. Bu kararın TBMM'den geçmemesi gerektiğini, geçtiği takdirde, Rumlar'ın tanınma da isteyeceklerini, Kıbrıs Cumhuriyeti tanındıktan sonra da Kıbrıs'ta bir anlaşmanın mümkün olmayacağını gerekçe göstererek, bunun uygulanmaması konusunda görüşlerimizi ortaya koymuştuk."

Haberin Devamı

"CUMHURBAŞKANI GÜL, AMBARGO KALKARSA AÇARIZ DİYOR AMA…"

/images/100/0x0/55eb24b0f018fbb8f8ae0ffa

Eroğlu, "limanları çözüm olmadan açmayın. Rum'un istekleri bitmez" yaklaşımında ısrarlı. Hatta bu konuda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le aralarında "yaklaşım farkı olduğunu" bile saklamıyor;

"Türkiye Cumhuriyeti'nin Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konuda açıklamaları olmuştur. 'Ambargoyu kaldırsınlar, limanları açalım' şeklinde açıklamaları olmuştur. Bunun dışında başka bir açıklama mevcut değil. Bence, limanların açılması olayının arkasından gelecek olan, ticaret ataşeliği, konsolosluk, derken Büyükelçilik ve sonunda tanımadır. Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıdıktan sonra da, artık görüşmelerin de bir anlamı kalmaz, bizim mücadelemizin de bir anlamı kalmaz diye düşünüyorum. Türkiye'nin bugüne kadar uyguladığı tutumun doğru olduğu, bizim de benimsediğimiz bir tutum olduğunu belirtmek isterim.

Haberin Devamı

"RUM'UN İSTEĞİ BİTMEZ…

Eroğlu, "ambargo kalksa da, limanları açmayın" ısrarının nedenini de açıklıyor. "Rum'un isteği bitmez…" diyor ve ekliyor;

"Bizim görüşümüz, kesinlikle Kıbrıs'ta bir anlaşma olmadan limanların açılmaması yönündedir. Ancak burada kararı verecek olan biz değil, Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir. Sayın Cumhurbaşkanı Gül'ün açıkladığı "ambargoları kaldırsın, biz de limanları açalım" şeklindeki görüşü tabii ki Türkiye için muteber bir görüştür. Buna yorum yapmamıza gerek yoktur. Çünkü limanların açılması Türkiye ile bazı eski büyükelçilerin ifade ettiği gibi, tanınma anlamı taşımaz. Ama arkadan tanınma istemi gelir diye bir düşüncemiz var bizim. Türkiye limanları açacak, havaalanlarını açacak. Ondan sonra Rum bir ticaret ataşeliği isteyecek. Onu vermeyince aynı muamele olacak. Onu verdiğiniz zaman bir konsolosluk, vermezseniz gene şikayetler. Gene AB'de engellemeler. Tabii ki Elçilik isteyecek. Yani peş peşe zincirleme bazı istekler gelebilir varsayımıyla yorum yapıyoruz biz .Ama Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı en yetkili ağız. Bir görüş ortaya koymuştur.

Haberin Devamı

"TALAT'IN HEYETİNE HÜKÜMETTİN BİRİ DE GİREBİLİR"

/images/100/0x0/55eb24b0f018fbb8f8ae0ffc

KKTC'de Rauf Denktaş'ın Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, kendisiyle farklı partiden olan Talat Başbakan seçilmiş ve o dönemde Denktaş'ın Kıbrıs müzakereciliğini tartışmaya açmıştı. Şimdi Talat Cumhurbaşkanı ama Başbakan farklı partiden. Acaba Eroğlu da, Talat'ın müzakere heyetine hükümetten biri de dahil edecek mi? İşte Eroğlu'nun yanıtı;

"Bu konu tartışma konusudur. Toprak konulu müzakerelere Dışişleri Bakanlığı müsteşarı katılmıştır. Yani Cumhurbaşkanımız Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı'nı yanına almıştır. Onun iddiası "toplumlararası görüşmelerdir, dolayısıyla hükümet olayın dışında olması gerekir". Böyle bir yorumu vardır. Ama neticede, gerek mutfak çalışmalarında, gerek şimdi müzakere masasında bizim Dışişleri bakanlığımız bulunmaktadır. Ama bu konuyu hala kendi aramızda tartışıyoruz..."

"ANAVATAN BİLE OLSA KREDİ İSTEMEK ZOR. AMA BÜTÇEM TAM TAKIR…"

Eroğlu'nun ankara'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeye, Erdoğan'ın bir sözü damga vurgu; Erdoğan, Türkiye'den mali destek isteyen Eroğlu'na, "KKTC'ye balık tutmayı öğreteceğiz" dedi. Peki, Eroğlu, acaba gerçekten alabildi mi Türkiye'den beklediği desteği. İşte KKTC Başbakanı'nın yanıtı;

" Zaten biz geldik ve hemen alıp dönüyoruz gibi bir düşünce içerisinde değiliz. Elbette bazı konuları tartışmamız gerekiyor. Mesela Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın durum var. Bazı üniversitelerimizin durumları vardır. Tabii ki bu kurumların masaya yatırılıp, kendi düşüncelerimizi ve onların önerilerini de dikkate alarak Kıbrıs'a döndüğümüzde bunları ele alacağız. Zaten bazı arifesindeydik. Bunları değerlendireceğiz, gerekirse Türkiye'den bazı uzman arkadaşları da Kıbrıs'a davet ederek, veya bizim teknik elemanlarımızı Ankara'ya göndererek o konularda düşüncelerimizi nasıl gerçekleştirebiliriz, bu konuda görüş alış-verişi yapacağız. Bizim tabii ki krediye ihtiyacımız var. Çünkü geçmiş hükümet maalesef savurgan bir tutum izlemiş ve bütçeyi tüketmiştir. Türkiye'den gelen kaynakları da eritmiştir. Yani biz hükümete geldik ama bütçe tam takır. Ödemek mükellefiyetinde olduğumuz borçlar var, alacaklılar var. Bu şartlarda tabii ki krediyi başka bir ülkeden isteme şansımız yok. Doğrusu bu konuyu da gündeme getirdik.

/images/100/0x0/55eb24b0f018fbb8f8ae0ffe

Eroğlu, "kredi ister" duruma düşmekten de dertli;

"Biliyorsunuz, bir ülkeden, anavatanınız da olsa, kredi isterken sizin de almanız gereken tedbir olduğunu biliyoruz. Biz düşündüğümüz tedbirleri de bu gelişimizde tartıştık.

Sadece ekonomik sorunları da aktarmak için değil, ayrıca Kıbrıs konusunda ileriye dönük ne gibi hareketlerimiz olacak, nihayette nereye varmayı planlıyoruz gibi konularda da cevap alma düşüncesiyle bu görüşmeyi arzu etmiştik. Şu anda endişe edecek bir durum yok. Anavatan Türkiye hükümeti de bizden farklı düşünmüyor.

EROĞLU, ÇÖZÜM KONUSUNDA TALAT KADAR UMUTLU DEĞİL

KKTC Cumhurbaşkanı Talat, yaptığı açıklamalarda Kıbrıs'ta halen devam eden toplumlararası müzakerelerde 2009 sonuna kadar çözüm olasılığından bahsetmişti. Hatta, kendi görev süresinin dolacağı 2010 Nisan'ından önce de ortaya çıkacak anlaşmanın referanduma bile sunulabileceğini söylemişti. Eroğlu, Talat kadar umutlu görünmüyor. Talat'ın ortaya koyduğu bu takvimi "temennidir" diyerek yorumluyor. Özellikle Rum Kesimi'nin bu haftaki görüşmelerde getirdiği toprak taleplerine dikkat çekerek, daha karamsar bir tablo çiziyor;

"RUMLAR, KARPAZ'I DA, GÜZELYURT'U DA, MARAŞ'I DA İSTİYOR…"

/images/100/0x0/55eb24b0f018fbb8f8ae1000

"Tabii ki sadece sizin istemenizle anlaşma olmuyor. İşte bugün Rum tarafı, ilk anda kabul edemeyeceğimiz önerileri masaya getirdi. Karpaz'ı istiyor. Güzelyurt'u istiyor, Maraş'ı istiyor. Manastırların hepsini istiyor. Tabii bu ilk açılımı. Nabız yokluyor. Ben biliyorum ki burada kalmayacak. Güney Meserya'yı da isteyecek. Yani istemenin sonu yok. Vermeye başlarsanız, vermenin de sonu yok. Dolayısıyla bu konuda temkinli davranmanız lazım. Biz tekrar insanlarımızı göçmen durumuna düşürerek, kendi devletine, kendi hükümetine, kendi insanına isyan eder noktaya gelmesini istemiyoruz.

"RUM'UN PETROL MACERASI İYİ TAKTİK"

Kıbrıs'la ilgili gündemdeki en sıcak konulardan biri de, Rumlar'ın Akdeniz'de petrol arama girişimleri. Rum tarafı birkaç hafta önce bir Amerikan şirketiyle Akdeniz'de petrol aramak konusunda anlaştıklarını da resmen açıkladı. Eroğlu, Rumlar'ın bu adımlarını,
"Rumlar güzel taktik uyguluyorlar. Türkiye'yi ABD ile karşı karşıya getirme oyunudur bu" diyerek yorumluyor. ABD'nin tutumunu ise eleştiriyor;

"Maalesef ABD yetkilileri de "bu bir şirkettir. Biz şirketleri engelleyemeyiz" diyerek şirketler arkasına saklanmaya çalışıyor. Tabii ki bunu olumlu karşılamak mümkün değil."

"ANKARA KARARLI, SICAK ÇATIŞMA ÇIKABİLİR"

Eroğlu'nun Ankara ziyaretinde üzerinde en çok durulan konulardan biri d

/images/100/0x0/55eb24b0f018fbb8f8ae1002
e bu olmuş. KKTC Başbakanı, Ankara'nın "kararlılığından" memnun, ancak işin "sıcak çatışmaya varabileceğinden" de endişeli;

"Türkiye tahmin ederim, en üst noktasına kadar protestosunu yapmıştır. Biz yaptığımıza göre Kıbrıs'ta, tahminen Türkiye de yapmıştır. Çünkü Türkiye'nin bu konuda hassasiyeti, olayın iki ülkeyi sıcak çatışmaya kadar taşıyabileceğini dahi söyleyebildiğine göre, ciddiyetle bu konu üzerinde durmaktadır Türkiye"

"İŞ, ABD İLE SICAK ÇATIŞMAYA BİLE VARABİLİR"

Konu çok kritik. Dolayısıyla üstelemekte fayda var. Eroğlu'na, soruyoruz; "Sıcak çatışma derken, böyle bir durumda Amerikan gemilerine müdahale etmek anlamında mı anlamalıyız bu kararlılığı ?"

Yanıt son derece açık;

"Elbette. Şimdi neticede bu denizlerde bizim de Türkiye'nin de hakkı vardır. Bizi yok sayarak bütün denizlerin Kıbrıs Rum yönetimine ait olduğu gibi bir gülünç iddiada bulunmak tabii ki bazı tartışmalara, tartışmanın da ileri boyutlara taşınmasına neden olabilir."

"ISMARLAMA ANLAŞMA METNİ İŞE YARAMAZ"

Son dönemde, Kıbrıs'ta çözüm için "Annan planı benzeri" belgeler hazırlandığına dair söylentiler çıkmış durumda; BM'nin de, İngiltere-ABD'nin de belge hazırladığına yönelik söylentiler var. KKTC'nin yeni Başbakanı'na göre, dışardan gelecek belge ne olursa olsun işe yaramaz. Çözüm müzakere masasında, Kıbrıslılar tarafından bulunmalı;

"Müzakerede konuşa konuşa bir anlaşma metni çıkarılması gerekir. Kıbrıs konusuyla uzaktan yakından ilgisi olmayanların durup dururken bir anlaşma metni ortaya çıkarması elbette sıkıntı yaratabilir. Gene bizim bilgimiz dışında bir Annan planı ortaya çıkmıştır. Ne gibi tartışmalar ve neticede yine uzlaşmazlığın ortaya çıktığı dikkate alınırsa bence müzakere masasında bir anlaşmanın yollarının aranması lazım. Bulunur mu, bulunmaz mı? Bu ayrı mesele. Ama neticede Kıbrıs'ta yaşayan iki taraf vardır. Bu iki taraf bir anlaşma metni ortaya çıkarırsa, belki halk tarafından kabul edilir. Uzaklardan gelecek bir hazır, ısmarlama anlaşma metni tabii ki tepkilere neden olabilir".

"BEN SABIRTAŞI OLDUM AMA, HALKIN SABRI TAŞIYOR…"

/images/100/0x0/55eb24b0f018fbb8f8ae1004

Kıbrıs sorunu neredeyse "rekora" koşuyor. Dünyanın çözülmemiş en eski sorunlarından biri halinde. Peki neden bir türlü çözülmüyor?
İşte Eroğlu'nun bu soruya açıklaması;

"Rum'un tavrı böyle olduğu sürece, Rum ABD, AB ve Türkiye'nin AB'ye girmesini istemeyen ülkeler tarafından cesaretlendirildiği sürece de bir anlaşmaya varmanın zor olduğunu söyleyebilirim"Ancak Kıbrıs Türk tarafından sabırlar da taşmak üzere. Bunu söyleyen de KKTC'nin yeni Başbakanı; "Biz sabırtaşıyız. Ama artık insanlarımızın sabrı taşmaya başlamıştır. Çünkü Rum'un istekleri bitmez. Sadece bizim değil, Rumlar'ın da anlaşma mecburiyetinde olduğunu ve bir anlaşmanın ortaya çıkması için sadece istemekle değil, vermekle de yol kat edebileceğini Rumlara birilerinin anlatması gerekir."a

ÇÖZÜMÜN ALTERNATİFİ VAR: İKİ AYRI DEVLET"

Peki müzakere masasında uzlaşma olmazsa, nedir alternatif? Bir B planı var mı çözüm için?

Eroğlu'nun B planı açık ve net; "B planı, iki devlet yaşayacak. Başka plan yok. Ya anlaşılacak, ya da iki ayrı devlet olacak".

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!