Ermeniler Harput'ta soykırım iddialarını araştırmaktan vazgeçti

Yusuf Halaçoğlu TTK'da düzenlediği basın toplantısında 20 Şubat 2007 tarihinde merkezi Londra'da bulunan Gomidas Enstitüsü Müdürü Dr. Ara Sarafyan'ın gönderdiği bir mail ile Harput ve ovasında başlamak üzere 1915'te Ermeniler'e ne olduğunu araştırma teklifinde bulunduğunu anımsattı. "Teklif tarafımıza resmen iletilmediği halde derhal memnuniyitle kabul ettiğimizi bildirmiştik" diyen Halaçoğlu, bundan sana Sarafyan'ın tekliflerinin kabul edilmesi dolayısıyla gönderdiği bir teşekkür mailinin ellerine ulaştığını söyledi. Mailleşmelerin bundan sonra da devam ettiğini ifade eden Halaçoğlu, Sarafian'a çalışmanın esaslarını belirlemenin ve hangi arşivlerde araştırma yapılacağına karar vermenin yerinde olacağını belirttiği bir başka mail gönderdiğini söyledi.

Halaçoğlu, "Sayın Sarafyan bu mailime 28 Şubat'ta yolladığı cevabıyla beni bir hayli hayal kırıklığına uğrattı. Sayın Saryafyan Türk haber kanallarındaki gelişmeleri izlediğini ve ortak projelerimizi ileri götüremeyeceğilmizi bildirmiş, bu mailde Osmanlı arşivlerindeki kayıtlar mevcut değilse, daha fazla ilerleymeyeceğimizi ve hayal kırıklığına uğradığını ifade etmiş. Bense ona yeni bir mail yollayarak, duruma üzüldüğümü, düşüncelerini yeniden değiştirme ihtimaline karşı bu maile karşılık almadan hiçbir yere haber vermeyeceğimi söyledim. Ancak dün itibariyle sayın Sarafyan bir basın bildirisi yayınlayarak benim bir televizyon kanalında, "arşivlerden istediği malzemenin çıkmayacağını" söylediğim gerekçesiyle araştırmadan vazgeçtiğini ifade etti" diye konuştu.

"SARAFYAN BASKI ALTINDA KALMIŞ OLABİLİR"

Sarafyan'ın muhtemelen baskı altında kaldığını kaydeden Halaçoğlu, Agos gazetesi'nde yer alan Diasporanın Ara birlikte çalışma teklifi yapmasından dolayı Sarafyan'a kızdığı haberini gösterdi.

Halaçoğlu, Sarafyan'ın ortak çalışmadan vazgeçmesiyle Ermeniler ve Türkler açısından büyük bir fırsatın kaçırıldığına işaret ederek, "İki ulus ve iki ülkenin aralarındaki anlaşmazlığın çözümlenmesi bakımından bu vazgeçme, belki de bir daha araştırma şansını da kaybettirmiştir. Buna rağmen biz kapımızı hep aralık tutmaya devam edeceğiz" dedi.

Halaçoğlu kaç Ermeni'nin sürgün edildiğinin, kaçının nerelere yerleştirildiğinin, kaçının hastalık dolayısıyla öldüğünün, kaçının öldürüldüğünün, kaç Müslümanın öldürüldüğünün kayıtlarının arşivlerde bulunduğuna dikkat çekerek, "Biliyoruz ki 700 bin kadar Ermeni sürgün edildi. 390'ı belli yerlere yerleştirildi. Geri kalanların kaçının hastalıktan öldüğü ve başlarına ne geldiğini araştıracaktık. Üstelik Osmanlı arşivlerini kendilerine açacağımızı da söylemiştim" dedi.

NUSAYBİN'DE VAR OLDUĞU İDDİ EDİLEN TOPLU MEZAR 24 NİSAN'DA AÇILACAK

Halaçoğlu, 23-25 Nisan tarihlerinde de Nusaybin'de var olduğu iddia edilen toplu mezarın İsveç Södertörns University College tarih profesörü Sayın David Gaunt ve pek çok tarihçi huzuruda açılacağını belirterek, bu çalışmanın 24 Nisan'a getirilmesine bile ses çıkarmadıklarını, çünkü Türkiye olarak çekinecek bir durumun bulunmadığını kaydetti.

"BİZ DAHA NE YAPALIM"

"Kazı diyorlar 'evet' diyoruz, araştırma diyorlar 'kabul' diyoruz. Biz daha ne yapalım" diyen Halaçoğlu, TTK olarak tek incelenmeyen arşivin Boston'daki Taşnak arşivleri olduğunu, bu arşivlerin bir türlü açılmadığını, maddi sıkıntı varsa 20 milyon dolar vererek bu sıkıntıyı aşabileceklerini ilettiklerini, ancak sonuç alamamadıklarını duyurdu. Halaçoğlu, "Bu parayı TTK tamamen kendi bütçesinden karşılayacaktı. Biliyorsunuz Atatürk'ün vasiyeti üzerine bize kalan 104 milyon YTL var. Eğer Türkiye'nin bir sorununu çözeceksek harcayacağımız para helal olsun" dedi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Halaçoğlu, bu konuyu sürekli uluslarası platforma taşımaya çalıştıklarını ancak her seferinde ilginç olaylarla karşılaştıklarını söyledi. "Sayın Perinçek'in yaşadıkları ortada. Biz ona ihtiyacı olan belgeleri verdik. Tarihle yüzleşmek konusunda sıkıntımız yok" dedi.

Halaçoğlu, iddia edilen toplu mezarın yabancı tarihçilerle birlikte açılacağını kemiklerin ve toprak analizlerinin birlikte yapılacağını belirterek, toprak analizinin "kemikleri getirip sonradan attılar iddialarını da ortadan kaldıracağını, gerekirse DNA testine de "evet" diyeceklerini söyledi. Bir gazetecinin "Nusaşybindeki mezarın Romalılara ait olduğunu söylemiştiniz bu konuda araştırma yaptınız mı" sorusu üzerine Mardin Valiliği'nin 3 arkeolog gönderdiğini ve araştırma sonucunun bu yönde çıktığını bildirdi. Halaçoğlu, "Kemik analizi yapılır, toprak analizi de yapılır eğer M.Ö çıkarsa DNA'ya gerek kalır mı? Yine yapalım derlerse yapılır. Bir şey bulunursa o dönemde biz yoktuk ku soykırımı da biz değil Romalılar yapmış deriz" diye konuştu.

"KEMİKLER ERMENİLER'E AİT ÇIKMAZSA BU PROPAGANDAYA DÖNÜŞÜR"

24 Nisan'ın propagandaya dönmesinden korkmadıklarını belirten Halaçoğlu, "Ye bu kemikler Ermeniler'e ait çıkmazsa. İşte o zaman propagandaya dönüşmez mi" diye sordu.

Halaçoğlu, tarihçi olarak soykırımın olmadığını ya da olduğunu kanıtlamaya çalışmadıklarını sadece 1915'te ne olduğunu bulmaya çalıştıklarını söylerken, tarihçi olarak soykırım oldu ya da olmadı demenin hukuki bir boyutunu olmayacağını dile getirdi. Halaçoğlu, "Gerçi artık huhuka güven de sorgulanıyor. Bosna olayı ortada" dedi.

Halaçoğlu, bir gazetecinin "Ermeniler'e ait bir tek mezar buldunuz mu" sorusu üzerine, "Ben buna mecbur değilim ki. Soykırım var diyorlarsa, toplu mezar yeri bildiklerini de söylüyorlarsa, biz bu mazarları açarız" dedi.

Toplantı'da Hrant Dink'in sözlerini de aktaran ve "Toprağı bol olsun" diyen Halaçoğlu, "Sadece Ermeniler değil, Müslümanlar da trajedi yaşadı. Soykırım dediğiniz şey yok etmeye yöneliktir. Ama elimezdeki belgeler o insanlar için hastane kurulduğunu bile gösteriyor" dedi.