Ermeniler de Türkler gibi önyargılı

Güncelleme Tarihi:

Ermeniler de Türkler gibi önyargılı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2009 00:00

“Siz buraya Ermenistan’dan mı geldiniz?” sorusu fena halde canını sıkıyor Bercuhi Berberyan’ın. Eskiden bu tür tuhaf sorulara gülüp geçerken, şimdi cevabını esirgemiyor: “Ben zaten buradaydım, sen sonradan geldin.” Bu cevabın gerisinde, bir milat olan Hrant Dink cinayeti yatıyor elbette.

Haberin Devamı

“Vatan bildiğim yerde” diyor Bercuhi Berberyan, “vatandaş sayılamıyorum. Ben Türkiyeli bir Ermeni’yim. Köküm Anadolu’da. Doğum yerim İstanbul.” İşte bu nedenle, Berberyan’ın Ermenistan izlenimleri ayrı bir önem taşıyor. Bu izlenimlerini topladığı kitabın ismi de, bu bakış açısının göstergesi: “Ermenistan’da Bir Türkiyeli.” Metis Yayınları’ndan çıkan kitap, Hrant Dink’in ifadesiyle, “iki yakın halk, iki uzak komşu”nun tipik özelliklerini seriyor gözler önüne.

* * * Ermenistan’a pek çok kişi gitti ama ilk kez bir Türkiye Ermenisi böyle bir izlenim kitabı yazdı. Neydi hakikaten ilk gözlemleriniz?
-İlk gözlemlediğim ve en çok etkilendiğim şey, halkların benzerliğiydi. Onlar da Türkler gibi önyargılı. Birbirlerinde hoşlanmadıkları şeyler, çok benzeşen kendi kötü yönleri.
* * * Gönülsüz gittiğinizi söylüyorsunuz, neden?
-Asıl neden, benim kedi-kaplumbağa karışımı karakterim. Evimden yurdumdan uzakta tedirgin olurum. Ayrıca benim buradaki birçok Ermeni gibi büyük bir arzum yoktu Ermenistan’ı ille de görmek için. Bu kadar gönülsüz gittiğim halde, bu kadar etkilenmem Ermenilikten değil. Bir kere ülke güzel, doğası da etkileyici. Bir de geçmişin izleri altüst ediyor insanı. Korunduğu için bugüne taşınanları gördükçe, bu kadar büyük bir uygarlığın, Anadolu’daki büyük izlerinin silinmiş olması üzüyor. Ani’yi düşünün... Duruşlarındaki kabalık ve sertliğe karşın, ince naif bir ruhun, hatta belki de bastırılmış bir ruhun görülen her şeyde inceden inceye sezilmesi de sarsıyor insanı. Sanatın her dalına eğilimleri etkiliyor. En kabasının bile entelektüelliği, hatta bilgeliği şaşırtıyor.
* * * Anadolu Ermenisi olmakla Ermenistan Ermenisi olmak arasındaki somut farklar nelerdir sizce?
-Anadolu Ermenisi ezik, mütevekkil, görünmeden yaşamaya şartlanmış, kendi vatanında vatan özlemi çekiyor, özgüvensiz ve sürekli nostaljik. Ermenistan Ermenisi özgüvenli, azıcık meydan okuyan hatta küstah tavırlı.
* * * Ama asıl şaşırtıcı olan benzerlikler. Benzerlikler konusunda sizi şaşırtanlar nelerdi?
-’Ne mutlu Türküm diyene’ anlayışını, ‘Ne mutlu Ermeniyim’ diyene çevirin, aynen uyar. ‘Biz Türküz bize bir şey olmaz’ı da uygulayabilirsiniz. Bizden eşcinsel çıkmaz. Bizden hayat kadını çıkmaz. Hırsız çıkmaz, katil çıkmaz. Ayrıca, ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ tavrı. Bir de tabii konukseverlikleri. Anadolu’da bir köyde, ‘Tanrı misafiriyim’ deyip bir eve dalarsan nasıl ağırlanırsan tam öyle. Yemiyorlar yediriyorlar.
BİZİ DE KENDİLERİNDEN SAYARLAR SANMIŞTIK
* * * “Sultanahmet Meydanı’nda dolanan turist muamelesi gördük hep” tespitini yapıyorsunuz. Neyi kastediyorsunuz?
-Burada nasıl dış görünüşlerinden turist oldukları anlaşılırsa insanların, bizi de görür görmez oralı olmadığımızı hemen anlıyorlardı. Ve burada nasıl hemen yanlarına bir takım işgüzârlar yaklaşıp kazıklamaya kalkarsa turistleri, bize de öyle davranıyorlardı. Oysa biz Ermeni olduğumuz için bizi de kendilerinden sayacaklarını sanmıştık, öyle olmadı.
* * * Sizin bazı gözlemlerinizi mesela bir Türk
yapsa, rahatlıkla ırkçılıkla suçlanabilirdi. Ama siz hayli rahat eleştirmişsiniz Ermenistan Ermenilerini...
-Çünkü ben tarafsızım. Önyargısızım. Ve de yüreğimi avucuma almışım. Çekincem de yok. Her türlü duygumu olduğu gibi süslemeden anlatmışım. Ayrıca negatif olanları içtenlikle açmasam, pozitif olanlar inandırıcı olur muydu?
* * * Son siyasi gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sınırın açılması neleri değiştirebilir sizce?
-Sınırın açılması için Karabağ meselesinin öne sürülmesine şaşırıyorum biraz. O konuyu bu konuya neden bulaştırıyorlar ki? Bence Azerbaycan, Türkiye’nin bu Ermenistan düşmanlığından artık yararlanamayacağından tedirgin oluyor. Sınırın açılması iki tarafın da birbirini daha yakından tanımasını sağlar öncelikle. İki taraf da birbirlerine karşı önyargılarından kurtulurlar belki de... Halkların, devletlerin bastırmasından bağımsız, karşılıklı diyalog kurabilmeleri, kendi gözleriyle görmeleri, kulaklarıyla işitmeleri çok şey değiştirir. Beden bedene karşılıklı durmak, dokunmak, belki dostluklar kurup öpüşmek, koklaşmak, sevdalar yaşamak mümkün olabilir. Çok şey değişir o zaman. Ayrıca şimdi binbir zorlukla ve çaktırmadan yapılagelmekte olan ticaret serbestçe yapıldığında her iki tarafa da yarar sağlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!