Ermeni Kevorkyan: "Hepimiz Ermeniyiz" diyenleri nefretle kınıyorum

Güncelleme Tarihi:

Ermeni Kevorkyan: Hepimiz Ermeniyiz diyenleri nefretle kınıyorum
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 2007 19:58

Kandilli Kilisesi Yönetim Kurulu Başkanı Dikran Kevorkyan, kendisinin etnik köken olarak Ermeni, dininin de Hristiyan olduğunu, ancak bir cenazenin arkasından, “Hepimiz Ermeniyiz” diyenleri nefretle kınadığını söyledi.

Haberin Devamı

Antalya'da Akdeniz Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma-Uygulama Merkezi'nin düzenlediği, “Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye'de Azınlıklar” konulu açık oturumda konuşan Dikran Kevorkyan, çocukluğunda, “Ermeni-Türk meselesi” olmadığını, doğduğu ve büyüdüğü Büyükada'da Ermeni cemaatinden herkesin kendisini Türk saydığını anlattı. Kevorkyan, şunları söyledi:

“Bugün bir cenazenin arkasından 'Hepimiz Ermeniyiz' diye yola dökülenlerin hepsini nefretle kınıyorum. Biz Atatürk çocuğuyuz. Ben Hristiyan'ım. Evimde de adetlerime göre köken olarak Ermeni'yim ama kapımın dışında, bu toprakların üzerinde, bu bayrağın altında Türküm.”

Ermeniler'in iyi birer sanatçı, çiftçi olabildiklerini ama maalesef iyi politikacı olamadıklarını, bu yüzden Batı ülkelerinin politikalarına alet oldukların söyleyen Kevorkyan, Berlin Konferansı'nın Ermeni meselesinin gündeme getirilişinin temelini oluşturduğunu, Berlin Konferansı ile Osmanlı İmparatorluğu'nun köküne dinamit konulduğunu kaydetti.
Ermeni cemaatlerinin başına geçenlerin de yıllarca bu politikaların oyuncağı olduğunu kaydeden Kevorkyan, “Asırlarca beraber yaşamış bir toplumda, Ermenilerin başına geçen partizanlar, cemaati mahvetmişlerdir” diye konuştu.

Haberin Devamı

Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde iktidarda olanların bazı yanlışları olabileceğini ifade eden Kevorkyan, “Ancak bunu engelleyebilecek, 'Millet-i sadıka' sıfatını hak etmiş bir milletin hiç mi aklı başında insanı yoktu” dedi.
Ermeni meselesinde karşılıklı iddialar bulunduğunu, ancak her iki tarafın hiçbir zaman aynı platformda fikir alışverişinde bulunmadıklarını kaydeden Kevorkyan, herkesin kendi görüşlerini kendi tarafına anlatabildiğini, her iki tarafın bir araya gelememelerin arkasında emperyalist güçlerin bulunduğunu bildirdi.

Kevorkyan, 1. Dünya Savaşı'nda bir yandan, İngiliz, Alman ve Fransızların, öte yandan Rusların Ermenileri piyon olarak kullandıklarını belirtti. Diaspora'daki Ermenilerin “Büyük Tehcir”den söz ederken, birdenbire, ”soykırım”dan bahsetmeye başladıklarına da işaret eden Kevorkyan, “Biz Türkler, bu iddiaların karşısına güçlü olarak çıkmadık ve önlem alamadık. Bu iddialara karşı 'Şah' diyemedik. Bunda, Biz Türklerin Osmanlı'dan gelen büyüklük kompleksi de rol oynadı. Yeni yeni Ermeni iddiaları karşısında söz söylemeye başlayabildik” diye konuştu.

“BU TOPRAKLARI VATAN BİLDİK”

Haberin Devamı

Yahudi cemaati adına konuşan 500. Yıl Vakfı Başkan Vekili Naim Güleryüz de İspanya'da zulme uğrayan Yahudilerin 1492'de, mallarını, mülklerini, evlerini, servetlerini İspanya'da bırakarak kaçtıklarını, tüm Avrupa ülkelerinin İspanya'dan kaçan Yahudilere kapılarını kapatırken, Osmanlı İmparatorluğu'nun, Yahudileri, davetle ülkeye kabul ettiklerini söyledi. Zulümden kaçan Yahudileri kabul eden Türklere şükran hislerini sunmak amacıyla 500. Yıl Vakfını kurduklarına değinen Güleryüz, 1326'da Orhan Bey'in Bursa'yı fethinde de Bizans zulmü altındaki Yahudilerin Osmanlı'yı şükranla karşıladıklarını ifade etti. Almanların zulmettiği Yahudilerin de Eskenazi Yahudilerini, “Neden Haç'ın altında ezilmeye devam ederken, Hilal'in altında huzur ve adalete gelmiyorsunuz” denilerek davet ettiklerini belirten Güleryüz, 2. Dünya Savaşı'nda da Naziler tarafından soykırıma uğrayan Yahudilerin, Almanya'nın işgali altındaki ülkelerden, Türkiye'nin kimi büyükelçileri tarafından kurtarıldıklarını dile getirdi. Rusya'da da komünizmin baskısı altındaki Yahudilerin kurtuluşu Türkiye'de bulduklarına dikkati çeken Güleryüz, “Dünyanın neresinde olursa olsun, baskıya maruz kalan Yahudiler, bu topraklarda yaşam ve vatan bulmuşlardır” diye konuştu.

DİĞER KONUŞMALAR

Haberin Devamı

Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Yavuz Ercan da Osmanlı Hükümeti'nde, padişahların canlarını emanet ettikleri hekimlerin Musevi olduklarını, Osmanlı döneminde, Müslüman olmayan toplulukların, barış, hoşgörü, adalet ve eşitlik içinde yaşadıklarını kaydetti. Yeditepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Saray da tarihteki tüm Türk devletlerinin yöneticilerinin, kendi evlatlarına ve başka etnik kökenden olan insanlara eşit davrandıklarını bildirdi. Kendisinin objektif bir tarihçi, tarafsız bir bilim adamı olduğunu vurgulayan Saray, “Benim milletim Ermenileri katletmiş olsaydı, inanın bunu ilk kez ben yazardım. Tarih, hiçbir milletin böyle namertçe ve sinsice itham edildiğini görmemiştir” dedi.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!