Mehmet Çil/DHA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2009 14:00
GDO'lu gıdaların spermlere zarar vererek üreme fonksiyonlarını yavaşlattığı ortaya çıktı.
Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Oğuz Özdemir, ‘Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) Gıdalar ve İnsan Sağlığına Etkileri’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yrd.Doç.Dr. Özdemir, “GDO'lu gıdalar spermlere zarar vererek üreme fonksiyonlarını yavaşlatıyor. GDO'lu gıdaların, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin nüfuslarını kontrol altına almak amacıyla geliştirildiğini düşünüyorum” dedi.
SPERMLERE ZARAR VERİYOR
Yrd.Doç.Dr. Oğuz Özdemir, dünyada 90'lı yılların ortalarından itibaren yaygınlaşmaya başlayan genetiği değiştirilmiş gıdaların, araştırma sonuçlarına göre çevre ve insan sağlığını ciddi bir şekilde tehdit ettiğini söyledi. Sinir ve bağışıklık sistemlerinin olumsuz etkilenmesi ve kanser yapıcı etkisinin gözlenmesinin yanı sıra canlılarda spermlere zarar verdiği anlaşılan GDO'lu gıdaların üreme fonksiyonlarının yavaşlattığına dikkat çekti.
GDO'ların ot ilaçlarına ve zararlı böceklere karşı dirençli bitkiler anlamına geldiğini belirterek konuşmasına başlayan Yrd.Doç.Dr. Özdemir, “GDO'lu ürünlerin yüzde 50'sinden fazlasını soya oluşturuyor. Arkasından mısır, pamuk ve kanola geliyor. Dünyadaki soya üretiminin yüzde 70'inin genetiği değiştirilmiştir. 1996 yılında dünyada sadece 1.7 milyon hektarlık bir alanda üretim yapılırken, 2008 yılı itibariyle 125 milyon hektar alana ulaştığını görüyoruz” diye konuştu.
GDO'ların öncülüğünü başta ABD olmak üzere Arjantin ve Brezilya gibi ülkelerin yaptığını ifade eden Yrd.Doç.Dr. Özdemir, “GDO'ların gıdaların dışında çok geniş kullanma alanları var. Özellikse sağlık sektöründe çok pratik yararlar sağlayabilecek şekilde kullanılıyor. Örneğin, hormon, antikor, aşı, ilaç ve en yaygın şekilde insülin hormonu elde etmede kullanılıyor. Hastalıkların teşhis ve tedavisi için çeşitli proteinlerin geliştirilmesinde yararlanılıyor. Çevre bakımından da GDO'ların yararları var. Bakterilere plastiği parçalama yeteneği kazandırılıyor” dedi.
ALERJİ VE ZEHİRLENMELERE YOL AÇIYOR
Bilimsel araştırma sonuçlarının çok ciddi bulgulara ulaştığını kaydeden Yrd.Doç.Dr. Oğuz Özdemir, şunları söyledi:
“İnsanlarda antibiyotik direnci gözleniyor. GDO'lu çeşitlere antibiyotiklere karşı direnç sağlayan gen aktarıldığı için, bu besinler tüketildiğinde antibiyotik direnç özelliğinin insanlara geçtiğine yönelik ciddi ipuçları var. Antibiyotik direnç genlerinin canlılarda alerji ve zehirlenmeye yol açtığı gözleniyor. Sinir sistemleri ve bağışıklık sistemleri zarar görüyor. 2007 yılında yapılan yeni bir araştırmada, GDO'lu patateslerle beslenen farelerde bağışıklık sisteminin zarar gördüğü anlaşıldı. Bu araştırmayı İskoç bir bilim adamı, GDO'lu gıdaların zararsızlığını ispat için yaptı. Ama görülüyor ki tam tersi çıktı. Kanser yapıcı etkisinden söz ediliyor. Ama GDO'lu gıdalar yenildiğinde kesinlikle kanser olunur demek mümkün değil. Ancak, GDO'lu gıdaların kanser riskini arttırdığına yönelik ciddi kuşkular var. GDO'lu altın pirincin bebeklerde vitamin zehirlenmesine yol açtığı anlaşıldı.”
GDO'ları 3- 5 çokuluslu dev kimya ve tohum firmalarının üreterek pazarladığını kaydeden Yrd.Doç.Dr. Özdemir, “Dolayısıyla burada tekelci bir yapıdan söz edebiliriz. İkincisi, GDO'lu çeşitler onu geliştiren şirketlerin sınırsız kullanım hakkına sunuluyor. Siz doğada yetişen bir canlının geni ile oynadığınız zaman sanki yeni bir buluş yapmışsınız gibi onu tekelinize alıyorsunuz. Bir diğer tehlike, bağımlılığa yol açıyor. Aynı tohumdan ikinci kez ürün alma şansınız yok. Bu durum, yerel tarım sistemlerinin zayıflaması, dışa bağımlılığın gittikçe artması, yerel çeşitlerin yok olması ve tek tipleşme anlamına geliyor” diye konuştu.