Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden 33 kadın kuruluşu Kadın Sığınakları Kurultayı için İstanbul'da buluştu.
MOR Çatı Kadın Sığınağı Vakfı tarafından düzenlenen ve Heinrich Böll Vakfı'nın destek verdiği 3'üncü Kadın Sığınakları Kurultayı için Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden 33 kadın kuruluşu temsilcisi İstanbul'da buluştu. Kadına yönelik şiddetin artık daha fazla ifade edildiğini yine de yapılacak çok iş olduğunu belirten katılımcılar bu yönde çalışmakta kararlı olduklarını vurguladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka tesislerinde cumartesi günü başlayan ve dün sona eren kurultayda Mor Çatı adına açış konuşmasını okuyan Bengül Dönmez, bu yılki kurultayın konusunun kadına yönelik şiddete karşı eylem planını tartışmak olduğunu söyledi.
Dönmez, kurultayda aralarında bulunmayan kadın hareketi içindeki tüm kadınları sevgiyle andıklarını söyleyerek, şöyle dedi:
‘‘1998'de kaçırılan ve bulunması için her iki kurultayda da çağrı yaptığımız Konca Kuriş’in kadın kimliğini cesurca ifade ediş biçimi nedeniyle ne yazık ki öldürülmesini unutmuyoruz. Son aylarda Batman ve civarında genç kadın intiharlarındaki artış hepimiz için kaygı verici. Bu gibi sonuçların bir kez daha yaşanmaması için kadınlar arası örgütlenme ve dayanışmanın daha da güçlenerek sürmesi biz kadınlar için bir zorunluluktur.’’
Lezbiyen dergisi de katıldı
Kurultayın katılımcıları arasında İzmir'den 'Antimilitarist Feministler', Ankara'dan Uçan Süpürge kadın dergisi ve Türkiye'de kimliklerini açıkladıklarında büyük tepki gören eşcinsel kadınları temsilen 'Öteki Ben' dergisi gibi kuruluşların temsilcileri de yer aldı. Öteki Ben dergisi adına konuşan Hülya Tarman, kanunlar dernekleşmelerine izin vermediği için dergi olarak faaliyet gösterdiklerini belirtti. Tarman, ‘‘Yaşam olan her yerde insan, insan olan heryerde de eşcinseller vardır’’ dedi.
İstanbul'da 500 dava açıldı
Kurultaya Adana Barosu adına katılan Baro Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ayşegül Suluoğlu, kendilerinde dayak konusunda hergün en az beş başvuru geldiğini ancak bunlardan sadece iki veya üçünün yasal soruşturmaya tabi tutulduğunu söyledi. Suluoğlu bunun nedenini de 'sığınacak başka yeri olmayan bu kadınların kocalarının daha fazla şiddet uygulamasından korkması' olarak açıkladı.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi adına konuşan Canan Arın ise son bir yıl içinde kadınlara uygulanan şiddet konusunda 600'den fazla kadınla yüzyüze, 5 bin kadar kadınla da telefonla görüştüklerini ve 500'den fazla dava açtıklarını belirtti. Af yasasıyla tecavüzcülerin affedilmesinin de haksızlık olacağını belirten Arın bunun adalete zarar veceğini savunarak ‘‘Devletin benim şahsıma yapılan tecavüzleri affetmeye hakkı var mıdır acaba?’’ dedi. Arın bütün özel ve kamu kuruluşlarında da cinsel taciz şikayet komisyonları oluşturulması gerektiğini söyledi.
MOR Çatı Kadın Sığınağı Vakfı tarafından düzenlenen ve Heinrich Böll Vakfı'nın destek verdiği 3'üncü Kadın Sığınakları Kurultayı için Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden 33 kadın kuruluşu temsilcisi İstanbul'da buluştu. Kadına yönelik şiddetin artık daha fazla ifade edildiğini yine de yapılacak çok iş olduğunu belirten katılımcılar bu yönde çalışmakta kararlı olduklarını vurguladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka tesislerinde cumartesi günü başlayan ve dün sona eren kurultayda Mor Çatı adına açış konuşmasını okuyan Bengül Dönmez, bu yılki kurultayın konusunun kadına yönelik şiddete karşı eylem planını tartışmak olduğunu söyledi.
Dönmez, kurultayda aralarında bulunmayan kadın hareketi içindeki tüm kadınları sevgiyle andıklarını söyleyerek, şöyle dedi:
‘‘1998'de kaçırılan ve bulunması için her iki kurultayda da çağrı yaptığımız Konca Kuriş’in kadın kimliğini cesurca ifade ediş biçimi nedeniyle ne yazık ki öldürülmesini unutmuyoruz. Son aylarda Batman ve civarında genç kadın intiharlarındaki artış hepimiz için kaygı verici. Bu gibi sonuçların bir kez daha yaşanmaması için kadınlar arası örgütlenme ve dayanışmanın daha da güçlenerek sürmesi biz kadınlar için bir zorunluluktur.’’
Lezbiyen dergisi de katıldı
Kurultayın katılımcıları arasında İzmir'den 'Antimilitarist Feministler', Ankara'dan Uçan Süpürge kadın dergisi ve Türkiye'de kimliklerini açıkladıklarında büyük tepki gören eşcinsel kadınları temsilen 'Öteki Ben' dergisi gibi kuruluşların temsilcileri de yer aldı. Öteki Ben dergisi adına konuşan Hülya Tarman, kanunlar dernekleşmelerine izin vermediği için dergi olarak faaliyet gösterdiklerini belirtti. Tarman, ‘‘Yaşam olan her yerde insan, insan olan heryerde de eşcinseller vardır’’ dedi.
İstanbul'da 500 dava açıldı
Kurultaya Adana Barosu adına katılan Baro Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ayşegül Suluoğlu, kendilerinde dayak konusunda hergün en az beş başvuru geldiğini ancak bunlardan sadece iki veya üçünün yasal soruşturmaya tabi tutulduğunu söyledi. Suluoğlu bunun nedenini de 'sığınacak başka yeri olmayan bu kadınların kocalarının daha fazla şiddet uygulamasından korkması' olarak açıkladı.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi adına konuşan Canan Arın ise son bir yıl içinde kadınlara uygulanan şiddet konusunda 600'den fazla kadınla yüzyüze, 5 bin kadar kadınla da telefonla görüştüklerini ve 500'den fazla dava açtıklarını belirtti. Af yasasıyla tecavüzcülerin affedilmesinin de haksızlık olacağını belirten Arın bunun adalete zarar veceğini savunarak ‘‘Devletin benim şahsıma yapılan tecavüzleri affetmeye hakkı var mıdır acaba?’’ dedi. Arın bütün özel ve kamu kuruluşlarında da cinsel taciz şikayet komisyonları oluşturulması gerektiğini söyledi.
Belediye şoförü alkış topladı
Toplantıda en çok alkış alan konuşmacı Çanakkale'nin ilk kadın belediye şoförü Şenay Danışan oldu. Danışan ‘‘23 yıldır kabuğunu kırıp çıkamayan bir kadınken hayatımın akışı değişti’’ diye başlayıp nasıl ağır vasıta şoförü olduğunu anlattı. İki çocuk annesi ve bir astsubayın eşiydi. Eşinin tayini Çanakkale'ye çıktıktan sonra, Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı Toplum Merkezi'nin çalışmalarına katılmaya başlamıştı. Çanakkkale Belediye Başkanı İsmail Özay'ın bu merkezdeki bir konuşmasında 'Neden bizim de Avrupa'da olduğu gibi kadın şoförümüz olmasın' çağrısına uydu ve ağır vasıta ehliyeti aldı. İlin bir resmi kuruluşta çalışan ilk kadın şoförü oldu. Eşinin büyük desteğini gördüğünü belirten Danışan, bazı iş arkadaşlarının olumsuz tepkilerine rağmen görevini başarıyla sürdürdüğünü belirtti.