Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL’da otomobil denince ilk akla gelen bölgedeyiz. Maslak Oto Sanayi’de onlarca tamirci dükkânı, yedek parçacı, otomobil garajı... Dükkân sahipleri, müşteriler herkes erkek. Adeta küçük bir kasaba büyüklüğündeki ‘erkek dünyası’ oto sanayide bir kadın usta yıllardır ter döküyor. 11 yıldır boyasız kaporta ustası olarak çalışan ve kendi dükkânının sahibi Seda Söğüt güler yüzüyle bizi karşılıyor. “Size de bu ortamda yalnız başıma çalışmam tuhaf geldi değil mi? Bu dükkânın içinde kadın görenler uzaylı gibi bakıyor ama ben burada dünyanın en güzel zanaatını yapıyorum” diyor.
İŞLETME OKURKEN BIRAKTIM
Başı kalabalık. Kaportasını tamir ettiği aracın son bakımlarını yapıyor. Üniversiteyi işletme okurken yarıda bırakan Söğüt’ün boyasız kaporta mesleği ile tanışma hikâyesini soruyorum: “Çocukluğumdan beri arabalara çok meraklıydım. Liseyi bitirip işletme fakültesine girdikten sonra hem okuyup hem çalışmak istedim. Gıda sektöründe çalıştım, daha sonra bir hukuk bürosunda çalıştım. Oradan ayrıldıktan sonra kuzenimin tanıdığı Maslak Oto Sanayi’de özel araç servisi açmıştı. Yanında da müşteriyi karşılayacak, fatura kesecek birini arıyordu. Görüşmemiz iyi geçti, ‘Ayın 1’inde başla’ dediler. Aynı gün kuzenim ‘Orada boya olmadan kaporta tamir kursu veriliyormuş, senin el yeteneğin de var bir denesen mi’ diye bir fikir verdi. Heyecanlanarak aradım. Telefondakiler ‘Olur mu öyle şey kızım burada çaycı bile erkek’ dedi. Aynı gün firmaya gittim.
KIZIM MASA BAŞI BİR İŞ BUL
O sırada boyasız kaporta eğitimi vermek için Almanya’dan gelmiş olan usta kendini kabul ettirmek için dil döken Söğüt’ün söylediklerine kulak misafiri oluyor. Onun da etkisiyle “Dünyada 3-5 kişi de olsa bu işi yapan kadınlar var. Elin yatkınsa olabilir. Deneyelim olmazsa yine ofis kısmında işe girersin” yanıtını alan Söğüt sevinçten havalara uçuyor. “Bir hafta deneme süresi verdiler. 4. günde kaportacı olarak sigortamı başlattılar” diyor.
Mesleğin ilk yıllarında en büyük desteği anne ve babasından alırken zamanla ustalaşmış: “İlk başladığımda 40-50 yıllık kaporta ustaları ‘kızım bu işe gücün yetmez, masa başı bir iş bul’ diyorlardı. Onları dinlemedim, iyi ki de dinlemedim.”
İLK KURALIM ‘MESAFE’
SEDA Söğüt’e, kadınların tek başına gelmeye çekindiği sanayi bölgesinde bir dükkân sahibi olarak erkeklerle ilişkilerini nasıl yönettiğini soruyorum. “Mesafeli olarak” diye yanıtlıyor: “Ben mesafesini iyi belirleyen biriyim. Ustalarla burada çayımı kahvemi içerim, sohbet ederim. Ama işi işte evi evde bırakırım. 11 yıllık meslek hayatımda iş arkadaşlarımla dışarıda bir şeyler yapmışlığım yoktur. Biraz fazla gülerim yanlış anlaşılır, ben kardeş gibi yaklaşırım biri başka anlar... Ben bu ortamda bu tip olaylara hiç fırsat vermedim, sınırlarımın aşılmasına müsaade etmedim.”
HATA YAPMA LÜKSÜ YOK
MESLEĞİN ilk yıllarında çok hızlı bir öğrenme süreci geçirdiğini belirten Söğüt, bir kadın olarak hata yapma lüksünün olmadığını söylüyor: “Eğer bir erkek 6 ay eğitim alsın bir şeyleri öğrenemezse ya da araca hasar verirse, ‘Sağlık olsun’ derler. Ama düşünsene bir kadın hata yapıyor, araca bir zarar veriyor hemen ‘Kadın zaten ondan yapamadı’ derler. Ben buna müsaade etmemek için çok dikkatli çalıştım.”
Şimdiye kadar hiçbir araca zarar verdi mi? sorusuna “Öyle bir lüksüm yoktu. Bir erkek usta bir işe 2 saatini ayırıyorsa ben 3 saatimi ayırdım. Dikkatim ve sabrım sayesinde başıma öyle bir şey gelmedi” diyor.
SANAT ESERİ
SEDA Söğüt’ten mesleğini hiç bilmeyen birine anlatır gibi anlatmasını rica ediyorum: “Kaporta bir arabanın demirbaşıdır. Metal alüminyum gibi malzemelerden yapılıyor. Darbe görmüş bölgeyi boya olmadan müdahalelerle eski haline getiriyoruz. Kesinlikle el becerisi lazım. Elinin çok hassas olması gerekiyor. Gözlerinin yakını çok iyi görmesi gerekiyor. Bir de inanılmaz bir sabır gerektiriyor. Yeri geliyor aynı kapıda saatlerce çalışmanız gerekebiliyor. Yeri geldiğinde inanılmaz bir beden gücü kullanmak zorunda kalıyoruz. Çekiçle ya da balyozla vurmak gerekebiliyor. Erkek ustaların bana ‘Senin gücün yetmez’ dediği nokta orasıydı zaten. Ama altından kalktım. Şimdi iyi ki hiç kimseyi dinlememişim diyorum. Bu iş bana çok fazla deneyim, çok fazla insan kattı, pek çok ülke görmeme vesile oldu. Düşünsenize benim binlerce arabada parmak izlerim, emeğim var. Onu kullanan kişi bunu bilmese de ben yaptığım işi bir sanat eseri olarak görüyorum.”
HİÇ KIZ ÇIRAĞIM OLMADI
AYNI zamanda boyasız kaporta eğitmeni olan Seda Söğüt şimdiye kadar 100’ü aşkın kişiyi mesleğe kazandırmış: “Geçen aylarda 20 küsür yılını kaportaya vermiş bir usta boyasız kaporta öğrenmeye geldi. Normal kaporta ustaları kaba iş yaptığı için elleri hassas değil. Bu iş çok hassaslık istiyor. Ama o ustamın teknik bilgisi elbette yüksekti ve hızlıca öğrendi. Bu meslekte onlarca çırak yetiştirmişimdir. Ancak hiç kız çırağım olmadı. İnşallah bir gün olur.”
ALMANYA SERÜVENİ
İLK işyerinden ayrıldıktan sonra Almanya’ya işin inceliklerini öğrenmeye giden Söğüt, ilk olarak soluğu Köln’de almış. Atölyeleri gözlemleyen, boyacılara giden, kullanılan malzemelerin üreticileriyle irtibata geçen Söğüt, gözlemlerini “Almanya bana çok şey öğretti orada boyasız kaporta çok popüler bir meslek. Ustalar saatlik ücretle çalışıyor. Türkiye’de otomobil parçaları pahalı ancak işçilik ucuz. Orada ise parçalar uygun fiyatlı ustalık pahalı” diye anlatıyor.
DÜKKÂNIMI AÇTIM O YIL DOLU YAĞDI
KENDİ dükkânını 2017’de açan Seda Söğüt şanslı bir insan olduğunu da bu süreçte anlamış: “Meslekteki 7. senemde kendi işimi kurdum. Çok iyi pişmeden bir yerin ustası olunamayacağına inanıyordum. Sanayi bölgesi dışında bir dükkân açtım. Çünkü kadınların da kolayca gelebileceği bir yer olmasını istedim. Dükkânı açmamdan birkaç ay sonra İstanbul’da tüm binalara ve arabalara zarar veren dolu yağışı oldu. 1 yıl boyunca nefes almadan çalıştım. Müşteri kitlemin genişlemesi anlamında çok iyi bir yıldı. Özellikle kadınlar beni birbirlerine önerdi. Bir keresinde sabah dükkâna geldiğimde kadınlardan oluşan bir kuyruk görmüş çok mutlu olmuştum.”
BİZ BAHAR TEMİZLİĞİNE ALIŞKINIZ...
Bugün Türkiye’nin her yerinden müşterileri olduğunu söyleyen Söğüt, genç kadınlara bu mesleği önerdiğini söylüyor: “Sadece kaporta işini değil her alanı her işi öneriyorum. Denemekten kaçmamak lazım. Kadınlar olarak her alanda var olmamız gerekiyor. Kadınlar yeter ki kendilerine güvenip neye yetenekleri olduğunu keşfetsinler. Bizde bahar temizliği diye bir kavram vardır. O koltuklar çekilir, evdeki tüm ağır eşyalar taşınır, çekilir. Bahar temizliği yapan kadına hiçbir meslek ağır gelemez. Bir şeyi yapmak istiyorsan çalışıp o erkeklerin arasından sıyrılmasını bileceksin.”