Güncelleme Tarihi:
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada, Erhan Tuncel'in istihbarat elemanı olarak bilgi verdiği bir dönem Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan istihbarat görevlileri tanık olarak dinlendi. 2005 yılı Temmuz ayında Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde çalıştığını anlatan Mehmet Ayhan, "Erhan Tuncel, haber elemanı olarak çalışıyordu. 2006 yılı Şubat ayında Yasin Hayal'in eylem planladığı şeklinde beyanı oldu. Üstlerimize rapor ettik. Bu konuyla ilgili çalışmalara başladık. Daha sonra bir gelişme olmadığını söyledi. Yasin'in normal hayatına devam ettiğini bu konudan vazgeçtiğini söylüyordu. Eylül ayı gibi yalan söylemeye meyilli çelişkili bilgi veren biri olduğu için kendisine söylemeden irtibatı kesildi. Soğuma süreci işletildi" dedi. Erhan Tuncel: "Üstlerinizden bu şekilde ifade vermeniz için baskı gördünüz mü?" diye Ayhan'a sordu. Ayhan, "Kesinlikle hayır" diye yanıtladı.
Hayal'in böyle bir eylem gerçekleştireceği bilgisini aldıktan sonra gerekli çalışmaları yaptıklarını anlatarak, "Biz üzerimize düşen her şeyi yaptık. Cinayete kadar çalışmalarımızı sürdürdük. Ancak, çalışma esnasında somut bir gelişme olacağına dair bulguya rastlamadık. Elimizden bu kadarı geldi. Ogün Samast'tan hiçbir zaman bilgimiz olmadı" diye konuştu.
Tanık olarak dinlenen Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde istihbarat komiseri olarak çalışan Özkan Mumcu, kısa bir süre Erhan Tuncel ile ilgilendiğini ve sonra askere gittiğini söyledi. Mumcu, "Şubat 2006 tarihinde Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceğini söyledi. Tuncel'den başka istihbarat elemanımız yoktu. Araştırdık bulamadık" dedi. Avukat Bahri Belen , "Polis memuru Muhittin Zenit, Yasin Hayal'in bu fikrinden hiç vazgeçmediğini anlatıyor" demesi üzerine Mumcu, "Şubat 2006'da olayı duyduk. Sonra Yasin Hayal'in silah aradığı şeklinde duyum geldi. Ancak bir süre sonra bu düşüncesinden vazgeçtiği bilgisi geldi. Bize gelen bilgi fikir düzeyinde Yasin Hayal'in tek başına yapacağına dair ham bilgi. Aktif olarak şuradan silah alacak, şu şekilde yapacak şeklinde bilgi yok" diye konuştu. Avukat Belen, Mumcu'ya "Erhan'ın jandarma ile irtibatı olup olmadığını biliyor musunuz?" diye sordu. Mumcu bilmediğini söyledi.
Tanık olarak dinlenen polis memuru Onur Karakaya da ifadesinde Erhan Tuncel ile 2006 yaz aylarında tanıştırıldığını 4-5 kez görüştüğünü anlattı. Karakaya, Tuncel ile tanıştığında Hayal'in Dink'i öldüreceğini söylediği bilgisini de öğrendiğini belirtti. Karakaya, "Bilgi aldık ama somut bir bilgi yoktu. Olaydan sonra amirim beni aradı ve cinayeti bildirdi. Erhan'ı aramamı söyledi. Ben de telefonla aradım konuyu anlattım. Olayı öğrenince çok şaşırdı. 'Yasin'in yapmış olabilir mi?' diye sordum. 'Yok o olamaz, burada' dedi. Ogün Samast olduğunu basından öğrendim." diye konuştu.
Karakaya'ya soru soran Kezban Hatemi ardından tanığa, "Ölüm zaten sizin görevinizi yapmadığınız anlamına geliyor" dedi. Karakaya ise, "Ölüm bizim kontrolümüz dışındaydı" diye yanıtladı.
Sanık Erhan Tuncel, Karakaya'ya bu şekilde ifade vermesi için amirlerinden baskı görüp görmediğini sordu. Karakaya, baskı görmediğini söyledi.
Polislerin ifade verdiği sırada Alperen Ocakları'nın adının sık sık geçmesi üzerine sanık Trabzon Alperen Ocakları Başkanı Mustafa Öztürk söz alarak, "Sınavlarımızın olduğu bir dönemde Yasin Hayal'den sadece 9-10 gün ocağı açıp kapatmasını istedik. Herhangi bir ücret de vermedik. Oysa daha önce adını söylemeyeceğim bir partinin kantininde aylarca hem de ücretli çalıştı. Bu neden dile getirilmiyor? Sürekli Alperen Ocakları belirtiliyor, yanlış anlamalara yol açabiliyor" dedi.
BÜYÜK ABİ'DEN ŞOK AÇIKLAMALAR
Duruşmada söz alan Erhan Tuncel, "Daha önce hakkımdaki tüm iddiaları delillendireceğimi söylemiştim. İki yıldır herkesi dinledim. Şimdi savunma yağacağım. Papazın darp edilmesi olayında ben yokum. O dönemde Yasin Hayal'le tanışmıyordum. 2001-2002 yıllarında öğrenci yurdunda kalıyordum. Trabzon'da bir kilise olduğunu da Yasin Hayal'le tanıştıktan sonra öğrendim. Eğer birlikte suç işleseydik yurtta kaldığımı da bilirdi. Hiçbir ifademde de bu olaylar içinde yer aldığımı söylemedim" dedi. Muhittin Zenit'in haber elemanlığı teklifiyle çalışmaya başladığını söyleyen Tuncel, "Yasin Hayal'in cezaevine girmeden önce Dink'i öldürmek gibi bir niyeti yoktu. Ancak cezaevinden çıktıktan sonra Dink'i öldüreceğini söyledi. Ben de bunu Mehmet Ayhan ile Muhittin Zenit'e bildirdim. Geldiler görüştük. 'Bu kim' dediler. Ben de Ermeni bir gazeteci olduğunu söyledim. Ona bu kişinin düşünen bir insan olduğu için ondan zarar gelmeyeceğini ve ona bir şey yapmamasını söylememi istediler. Dink'i merak ettikleri için Metin Ahmet Yaşar adlı bir kişinin IP'sinden google'da arama yaparak resimleri buldum ve gösterdim" dedi.
"DİNK'E BİRŞEY OLURSA SENİ GÖMERİM"
Polisler Ercan Demir, Özkan Mumcu ve Mehmet Ayhan'ın değişik zamanlarda Muhittin Zenit ile geldiklerini sözlerine ekleyen Tuncel, "Gelirlerdi, konuşurduk. Benden cinayetin azmettiricisi ve İstanbul'a gideceği zaman nerede kalacağını sormamı istediler. Ben de Yasin Hayal'in cezaevinde bulunduğu sırada Hizbullah ve İbda/C sanıklarıyla tanıştığını, cezaevinde onların Hayal'in aklına bu fikri sokmuş olabileceğini söyledim. Yasin Hayal'le 3 kez konuştum ve cinayetin kendisine ve ailesine zarar vereceğini söyledim. Yaklaşık 3 ay boyunca bu konuyu benimle konuşmadı. Ben de sormadım. 17 Nisan 2007 tarihinde beni arayarak 6 yıl ceza aldığını ve moralinin bozuk olduğunu söyledi. Yanına gittim. Kızgındı. 6 yıl yatacağıma onu vurup 40 yıl yatacağını söyledi. Bunu yine Muhittin Zenit'e bildirdim. Muhittin Zenit'te bana 'Bu işe engel ol. Eğer olmazsan sen de gidersin' dedi. Bu durumdan bunaldım ve işten ayrılmak istedim. Durum Ercan amire söylenmiş. Ercan amir beni arabayla alarak evime kadar götürdü. Yolda bana 'Artık yapamayacağını söyledin. Hrant Dink'e bir şey olursa seni gömerim. Yoksa kafanda tasarladığın şeyleri Yasin Hayal'e mal ediyorsun?' diyerek tehdit etti. Ben de bağımı koparmalarını istedim. Bunun üzerine Muhittin Zenit adım adım beni takip etti" diye konuştu.
İSTİHBARATTAKİ NESKAFENİN SIRRI
Tuncel şöyle devam etti:
"Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin hukuk müşavirliğinde çalışıyordum. O gün işten çıkarıldım. Aynı gün kapıma gelirken Muhittin Zenit ile Mehmet Ayhan vardı. İşten çıkarılmamla ilgileri olmadığını söylediler. Müdürün benimle görüşmek istediğini söylediler. Emniyete gittik. Özgür Bey geldi ve elinde neskafe vardı. Ben o arada roman yazıyordum. Biraz ondan söz ettik. Daha sonra Dink konusuna geldik. Ben de kendilerine Zeynel diye bir çocuğu ayarladıklarını söyledim. Yeniden Yasin Hayal'le konuşmamı istediler ben de 'biraz da siz konuşun' dedim. Son görüşmemizde Ercan Demir amir vardı. 'Tamam sıkılmış olabilirsin. Git ama Yasin'le fazla muhatap olma' dedi. Olaydan 20-25 gün önce msn'de görüştük. 'Bir şey varsa söyle yoksa seni yakarlar' dedi. Bunu cezaevinde öğrendim. Oysaki Muhittin Zenit daha önce 'Sen yakılacak adam değilsin' demişti. 19 Ocak'ta maillerime bakmak için kafeye gittim. Ogün Samast ve Muhittin Zenit online dı. Bende şu kanaat oluştu.
Cinayet işleyen adamın internette ne işi var. Kürşat kod adlı polis beni aradı. Latife yapıyor sandım. Fotokopi çekmek için üniversitenin dışına çıkıyordum. Muhittin Zenit aradı. 'Galiba bunlar yapmış' dedi. Ben de 'Onlar yapmamış olmalı' dedim. İnternet kafeye girdim. Zeynel oradaydı. Aralarında daha iyi tanıdığım Ersin'e Yasin Hayal'le Ogün Samast'ı sordum. O da bilmediğini söyledi. Alt yapısı yıllar önce oluşturulmuş bir tertip sonucu buraya getirildim. Daha sonra gece beni emniyete aldılar. Orada Mehmet Ayhan bana 'Bu işin beyni sensin. Hrant'a bir şey olmayacaktı. Seni gömerim demiştim' dedi. Bu arada Kürşat kod adlı memur içeri girdi. Ben 'Size dememiş miydim?' dedim. Bana dedikleri 'Olayı bildirseydin başına bir şey gelmezdi.' Sonra bana evime gitmemi söylediler. Ancak ben bildirmiştim. Yahya Öztürk geldi. Ardından da neskafe geldi. Bu uygulama sadece istihbaratta var. Bu neskafe önemli, daha sonra açıklayacağım."
Erhan Tuncel, Dink cinayetine ilişkin Yasin Hayal ile 2007 yılı ocak ayında ücüncü kez görüşerek cinayetten vazgeçmesini söylediğini belirterek, "Bunu da yapayım, ondan sonra işime gücüme bakacağım. Kurşunları da sen bul" dedi. Bunu istihbarat şubeye mesaj çekerek bildirdim. Önemli bir konu dedim. Ankesörlü telefon dan da 7-8 kez aradım. Ancak ulaşamadım. Yasin'e olaydan 5 gün önce gitmeden bana uğramasını ve kendisine kart vereceğimi söyledim. Yasin Hayal benim azmettirici olduğunu söylüyor. Eğer azmettiriciysem neden Ogün'ün yola çıktığını bana söylemedin"dedi.
Bunun söz alan Yasin Hayal, "Ogün, İstanbul'a inince Erhan'a haber verdim. Olay olduğu esnada Erhan'ın evine geldim. Durum değerlendirmesi yaptık. Daha sonra sim kartını değiştirdi. Birilerine dinletecekmiş. Olayı bana yıkmaya çalıştı. Beni konuşturmaya başladı. Şaşırdım. Maksadını sonradan çözdüm" şeklinde konuştu.
İfadesine kaldığı yerden devam eden Tuncel, polis Memuru Mehmet Ayhan ile Hrant Dink'e yönelik saldırı planına ilişkin telefon görüşmeleri olduğunu ancak bunun dava dosyasında yer almadığını belirterek "Gözümün gördüğü bir şey yok. Vicdanım rahat. Duyduklarımı anlattım. Ben kendimi yaktım. Beni uyutmuşlar. Aynı şartlar olsa bildirmezdim. Muhittin Zenit'in vicdanı rahat olsun. O doğruyu söyledi. Hrant Dink 1 yıl fazla yaşadıysa Zenit'in yönlendirmesi ve bizim çabamızla oldu. Sizinde kahramanınız oldu. Lütfen yanlış anlamayın biz mağdur oluyoruz" şeklinde konuşunca Dink'in kardeşi Orhan Dink, "ben senin yerine yatayım abimi ver bana" dedi.
Taleplerin alındığı duruşmaya devam ediliyor.