Güncelleme Tarihi:
‘‘Nuriş çetesi’’nin, cezaevinde işkence yaptığı Özay Dalkılıç, kardeşi ve arkadaşı için 20 milyar lira ödeyerek canlarını kurtardıklarını söyledi. Dalkılıç, Ergin kardeşlerin falaka, dayak, kaş tıraşı, idrar içirme gibi yöntemler kullandıklarını anlattı.
Uşak E Tipi Cezaevi'nde isyan çıkarıp katliam yapan Karagümrük Çetesi lideri 'Nuriş' lakaplı Nuri Ergin ve kardeşi Vedat Ergin'in, cezaevinde işkence yaptığı 3 kişiyi DHA muhabiri buldu. Vedat Ergin'in demir çubukla dövüp kaşlarını jiletle kazıdığı av malzemesi satıcısı Özay Dalkılıç, kardeşi Özgür Dalkılıç ve arkadaşı Gökhan Uğur, 20 milyar lira haraç verip canlarını kurtardıklarını açıkladı.
‘Nuriş' ve ekibinin, isyan çıkarıp devlete meydan okumasından aylar önce Uşak Cezaevi'nde kontrolü tam ele geçirdiği ortaya çıktı. Polise mukavemet ettikleri gerekçesiyle 3 ay önce tutuklanıp 6 gün cezaevinde kalan Dalkılıç kardeşler ve arkadaşları Gökhan Uğur'u, Uşak'ta bulduk. Özay Dalkılıç'ın av malzemesi sattığı işyerinde yaptığımız görüşmede, uğradıkları işkenceyi anlatan çete mağduru 39 yaşındaki Özay Dalkılıç, kardeşi 19 yaşındaki Özgür Dalkılıç ve arkadaşı 21 yaşındaki Gökhan Uğur, o dehşet anlarını yeniden yaşadı.
Cezaevine girer girmez Ergin kardeşlerin talimatıyla kaşlarının jiletle traş edildiğini, demir sopalarla dövüldüklerini ve tek tek sorguya alındıklarını söyleyen Özay Dalkılıç korku dolu 6 günü şöyle anlattı: ‘‘Vedat Ergin, elinde silah adamlarıyla birlikte beni falakaya yatırdı. Uzun süre demir sopayla dövdükten sonra kaşlarımı jiletle kesen Vedat Ergin, ‘Söyle ulan kaç paran var. Mal varlığın ne durumda, konuşmazsan kaşlarınla kalmam vücudundaki tüm fazlalıkları jiletle kazırım' dedi. Kardeşim ve arkadaşı da benden sonra Vedat Ergin tarafından işkenceden geçirildi, kaşları kazındı ve konuşturuldu. Vedat Ergin ‘Size 20 milyar lira ceza kesiyorum. 10 milyar lirası hemen gelmezse hepinizi geberteceğim' dedi. Annemi arayarak, 10 milyar bulmasını yoksa beni ve kardeşimi öldüreceklerini söyledim.’’
25 BİN TÜFEK FİŞEĞİNİ GASP ETTİLER
Annesi Esel Metin Dalkılıç'ın, kendilerine ait Opel Vectra marka otomobili ve panelvan minibüsü değerinin çok altında satarak parayı Ergin'in dışardaki adamlarına ulaştırdığını anlatan Özay Dalkılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Bununla da yetinmediler. Dışarıdaki adamları av malzemesi mağazamızı basarak 9 Magnum Mossberg ve Üzümlü marka av tüfeği, 25 bin adet fişek ve 5 milyar lira para aldılar. Annem polise başvurup şikayetçi oldu. Operasyon yapan polis, 'Efe' lakaplı bir kişi, 'Hacı' lakaplı Oğuz Bitik ve Lütfü adındaki üç gaspçıyı 5 milyar lira para ve silahların bir kısmıyla yakaladı. Nuriş'in adamı oldukları önesürülen ve gözaltına alınan üç gaspçı Uşak Cezaevi'ne gönderildi.’’
İdrarını mahkûmlara içiriyordu
Irza geçme suçundan gelen mahkumları Ergin Kardeşlerin tuvalette yatırdığını belirten Özgür Dalkılıç, ancak filmlerde görülecek olayları şöyle anlattı:
‘‘Vedat Ergin esrar içip bu mahkumları köpek gibi döğüştürüp kahkahalar atıyordu. Kavga eden mahkumlar kan revan içinde kalıyordu. Ergin'in emriyle az dayak yiyene, çok dayak yiyen tekrar vuruyordu. Bize konuşursak kesinlikle öldürüleceğimiz her fırsatta söyleniyordu. Silahı ağzımıza sokup korku salıyorlardı. Ben annemin girişiminden sonra savcı tarafından çağırıldığımda Vedat Ergin bana, cezaevinde ağabeylik yaptıklarını kimseye kötü davranılmadığını, kendilerinden memnun olduğumuzu söylememizi istedi. Ağabeyim korkudan onların istediği şekilde konuştu, ben herşeyi göze alıp içerde gördüğümüz işkenceyi savcıya anlattım. Savcı kaşlarımızın traş ediliğini zaten görüyordu. Savcı anlattıklarımdan sonra benim içeri gitmemi söyledi. Ben onların yanına gidersem ve anlattıklarımı öğrenirlerse öldürüleceğimi söyledim. O zaman Savcı da ‘Vedat Ergin'in istediği gibi konuştum dersin' dedi.’’
Vedat Ergin, dışarda geziyordu
NURİŞ Çetesi'nin cezaevinde işkence yaptığı Özay Dalkılıç, dışarı çıktığında, Vedat Ergin'i bir restoranda gördüğünü de iddia etti. Dalkılıç, ‘‘Değirmen Restoran'da bir gece Vedat Ergin, birkaç gardiyan ve ikinci müdürle yemek yedi. Orada polisler vardı. Ancak polisler korkup kaçtı. Bu alçaklar emniyet dahil herkesi sindirmişti. Bizi hala tehdit ediyorlar’’ dedi.
Özgür Dalkılıç ise işkenceyi Vedat Ergin'in yönettiğini belirterek, ‘‘Nuri Ergin, perde arkasındaydı, son kararı, ölüm emrini hep o veriyordu. Cezaevi müdürünün karşısına geçip, ‘Aman ha dikkat edin kaçarım' diyerek dalga geçiyordu. Kaşlarım kesilirken duyduğum acıdan çok, onurumun kırılması beni yıktı. Annem istedikleri parayı vermeseydi bizi jiletle, bıçakla doğrayıp öldüreceklerdi’ diye konuştu.
PARA KASALARI VARDI
Özgür Dalkılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Tüm Uşak'ı haraca bağlamışlardı. Onların sözünden dışarı çıkanlara insanın aklına gelmeyecek işkencelere tabi tutuyorlardı. Suyla ıslattıkları yerde yatırıp bir parça ekmek için suyun içinde emekletip köpek gibi havlamamamızı, kedi gibi miyavlamamızı isteyip gülüşüyorlardı.’’
Yaşadığı dehşeti anlatan Gökhan Uğur ise ‘‘Hem girişte, hem çıkışta kaşlarımı iki kez jiletle kazıdılar. Gözlerimle Vedat Ergin'in işkence için idrarını mahkumlara içirdiğini gördüm. Bizi su döktükleri odalarda saatlerce zıplatıp, komando marşları söyletiyorlardı. Cezaevinde para kasaları vardı. Herkesi haraca kesmişlerdi. Bıçakla, keserle, demirle, işkence ettikleri kişilerden topladıkları haraçları, bu kasaya dolduruyorlardı. Yaşadıklarım kabus gibiydi. Hiçbir zaman unutamam’’ dedi.
Nuriş'in 15 adamı Erzurum'a
UŞAK E Tipi Cezaevi'ni kan gölüne çeviren Nuri Ergin'in aynı cezaevinde bulunanan 15 adamı, Erzurum'a nakledildi. Bu kişilere ikinci bir emre kadar görüş yasağı getirildi. DHA