Güncelleme Tarihi:
Ergenekon davasında Yargıtay’dan tarihi karar geldi. Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ dahil 275 sanığın yargılanmasına ve hapse girmesine yol açan ‘Ergenekon terör örgütü’nün olmadığı vurgulandı. Yargılamayı yapan 13. Ağır Ceza’nın bu davayı kabulü için ‘isabetsiz’ denildi. Davadaki yasadışı deliler ve dinlemeler gibi usulsüzlükler madde madde sıralandı.
KAMUYOYUNDA ‘asrın davası’ olarak adlandırılan 275 sanıklı Ergenekon davası dün temyizden döndü ve 9 yıl sonra silbaştan yargılama kararı çıktı. Yeni terör dairesi Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararının usul ve esastan bozulduğunu açıkladı. Yargıtay, “Ergenekon Terör Örgütü’nün (ETÖ), kim tarafından ne zaman kurulduğunun, suçlarının, hiyerarşik yapısının ortaya konulmaması, liderinin belli olmaması” gerekçeleriyle mahkemenin ETÖ kabulünde isabet bulunmadığına” karar verdi. Daire’nin “ETÖ yok” demesiyle davanın çöktüğü yorumları yapıldı. Yargıtay’daki karar duruşmasında Başkan Yeşil, beraat eden sanıklar hakkındaki hükümlerin onanamadığını da söyledi. Bozma gerekçeleri şöyle:
BAŞBUĞ’DA ADRES YÜCE DİVAN’DI
1-Suçun, görev sırasında ve görevden dolayı işlendiği iddia edildiğinden İlker Başbuğ’un yargılanması Yüce Divan sıfatıyla AYM’de yapılmalıydı. Buna göre İstanbul 4. Ağır Ceza, dosyayı ayırarak Başbakan’dan izin isteyecek. İzin verilirse Başbuğ Yüce Divan’da yargılanacak. Mahkeme beraate de karar verebilecek.
2-Eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un yargılama aşamasında nörolojik rahatsızlık geçirmesi, savunmasının sağlıklı şekilde alınamaması...
3- Danıştay saldırısı ile Ergenekon sanıkları arasında hukuki ve fiili irtibatın ispat edilmemesi.
4-Sanıkların varsa hiyerarşik yapılanmasının, örgüt niteliğinde olup olmadığının tayini gerekirken, bunlara riayet edilmeyerek örgüt kabulünde isabet bulunmadığından hüküm bozuldu. Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığı yazılarında örgütün varlığına ilişkin bilgilerin bulunmadığını, MİT’in örgüte ilişkin bilgilerinin ihbar ve açık duyumlara dayandığını, tanık eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün MİT’in sunumunu ciddi bulmadığını beyan ettiğini vurgulayan Yeşil, örgütün nerede, ne zaman, kimlerce kurulduğunun ve suçların ortaya konulamadığını belirtti.
OLMAYAN SUÇLARDAN HÜKÜM KURULDU
5- Bir kısım sanık ifadelerinin, kesintisiz, uzun süreli, geceleyin ve sağlıksız koşulda alınması. Savunma haklarının kısıtlanması.
6-Ağır ceza mahkemelerinin bir başkan ve iki üyeden oluşması, ancak karar müzakerelerine 6 hâkimin katılması, bu nedenle dava şartı oluşmaması.
7- Bazı sanıklar hakkında iddianamede bile olmayan suçlardan hüküm kurulması.
8- 765 sayılı eski TCK’nın 147. maddesinde “hükümete karşı suç”un, maddi ve manevi cebir kullanarak hükümetin karar alma yetkisinin ortadan kaldırılması halinde oluşacağı düzenlenmişti. Yeni TCK’da bu suç “teşebbüs suçu” olarak yer almıştı. Mahkemenin lehe yasa mukayesesi yapmaması.
9- Bazı MİT mensuplarının Müsteşarlık’tan izin alınmadan tanık olarak dinlenmesi.
10- Belgelerin kolluk görevlilerince incelenmesi.
11- Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin de kolluk güçleri tarafından incelenmesi.
12- Bir kısım kanunun emredici hükümlerinin, gerekçeli kararda eleştirilip uygulanmaması.
SAHTE DELİL İDDİASI İNCELENMEDİ
13- Dijital delillere müdahale iddiasının araştırılmaması.
14- CMK’ya aykırı olarak hakkında kuvvetli suç şüphesi olmadan bir kısım sanıkların dinlenmesi. Ele geçirilen dijital delillerin mahallinde imajı alınmaksızın emniyette incelenmesi ve bir kopyasının ilgilisine verilmesinin sağlanmaması.
15- Tesadüfi elde edilen delillerin, yeni bir dinleme kararı alınmadan hükme esas alınması.
16- Avukatlık büroları ile askeri mahallerdeki aramaların kanuna aykırı yapılması.
17- CMK’ya aykırı olarak gerekçeli kararda önsöz ve dipnotlara yer verilmesi. Birçok davanın gereksiz birleştirilmesi.
18-Sanıklardan Arif Doğan, Emcet Olcaytu, Fatih Derdiyok, Hüseyin Görüm, Mehmet Koralp, Muzaffer Tekin, Münir Kemal Yavuz, Salih Kurter, Ünal İnanç ve Sami Hoştan hakkındaki davaların ölüm nedeniyle düşürülmemesi.
Mükemmel karar
DAVANIN sanıklarından Yalçın Küçük, Yargıtay’ın bozma kararıyla davanın çöktüğünü belirterek Hürriyet’e, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin zulmü Yargıtay’dan dönmüştür. Bu karar Türk hukuku açısından sevindiricidir” dedi. Yargıtay’dan ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de, Ergenekon davasının, büyük Türk milletini okyanus ötesinden bölme tertibinin bir ürünü olduğunu belirterek, “Nasıl Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Güneydoğu’da, vatanımızın o parçasında, Sur’da, Cizre’de, Silopi’de PKK’yı hendeklere gömüyor, Yargıtay da hukuksuzluğu, haksızlığı, Türkiye’yi bölmeye yönelik tertibi hendeklere gömmüştür. Mükemmel bir karardır. Dünya hukuk tarihine geçecek, derslerle dolu bir karardır. Türkiye’nin ufku, önü açılmaktadır. Türkiye’ye kurulan tertipler, bölücü girişimler yerle bir olmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Hâkimler var
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin kapalı grup toplantısı çıkışında gazetecilerin soruları üzerine Yargıtay’ın Ergenekon davasına ilişkin bozma kararını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, “Geçmişte yaptığımız eleştirilerin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Her şeye rağmen bu ülkede adaletin olduğunu kabul etmemiz lazım. Yani adaletin demeyeyim de her şeye rağmen bu ülkede hâkimlerin olduğunu kabul etmemiz lazım. Cesur, yürekli, hukukun üstünlüğüne inanan, haksızlıklara karşı karar alabilen hâkimler Türkiye’nin önünü açıyor” dedi.
Davada şimdi ne olacak
Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyetinin, 231 sayfadan oluşan gerekçeli kararın bugün Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) koyması bekleniyor. Davaya bakacak İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilk kararında direnebileceği gibi Yargıtay’ın bozma gerekçeleri doğrultusunda yargılama yapıp yeni bir karar da verebilecek.
Bozma nedeni
DANIŞTAY’a saldırı davası sanıklarından Osman Yıldırım’ın, aynı zamanda gizli tanık olarak dinlenmesinin bozma nedeni olduğunu vurgulayan Mahkeme Başkanı Yeşil, “Dolayısıyla 1 kuzudan 3 post çıkarılması” dedi. Sanık avukatlarından bazıları, Yeşil’in, Yıldırım’ı “kuzu” olarak nitelendirdirdiğini belirterek tepki gösterdi.
Danıştay’a saldırı dosyası ayrılacak
BOZMA nedenlerinden biri, Ergenekon davasıyla birleştirilen Danıştay 2. Daire’ye yönelik saldırı davasının ayrı görülmesinin gerekmesi. Danıştay cinayeti ile Ergenekon davası sanıkları arasında ilişkinin ispat edilemediği, bu duruma aykırı olarak zayıf delil ve iddialarla davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesinin adil yargılama ve makul sürede sonuçlandırılması ilkesine aykırı olduğu belirtildi. Daire, sanıklara verilen mahkûmiyet kararlarını, çok sayıdaki usule aykırı işlem nedeniyle bozdu.
Daire, mahkemenin Ergenekon terör örgütü kabulünde isabet olmadığından, sanıkların bu örgüt kapsamında mahkûm edilemeyeceği kararlaştırdı. Örgüt olsa da olmasa da Danıştay saldırganı Alparslan Arslan’ın öldürme ve öldürmeye teşebbüs eylemine yardım eden sıfatıyla katıldıkları anlaşılan sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır hakkında verilen beraat kararlarının bozulduğu ifade edildi.
Eşimi geri getirmez
ERGENEKON soruşturması kapsamında tutuklanan ve tutuklu bulunduğu Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde kansere yakalanarak bir yıl sonra hayatını kaybeden Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır kararı şöyle yorumladı: “Zaten Ergenekon davası diye bir şey var mıydı, yok muydu? Kararın bozulması gayet doğal değil mi? Karar bozuldu da mağdurları ne yapacaklar? Ölenler geri gelecek mi? Adli Tıp Kurumu kalkıp Kuddusi Okkır’ın ölümünde devletin hiçbir kusuru yoktur diyemez. Yargıtay’ın bozma kararı eşimi geri getirmez. Devlet kendini kusurlu bile görmüyor. Tayyip Bey ‘aldatıldık’ diyor. Tayyip Bey’in aldatılması sonucu eşim hayatını kaybetti. Bu o kadar basit bir olay değil. Engin Alan’ın itibarı sarsıldı diye tazminat ödendi. Hakkıdır. Kuddusi Okkır’ın hiç mi itibarı yoktu? Bırakın itibarı, hayatını kaybetti. Yargıtay’da, Danıştay’da, Anayasa Mahkemesi’nde üç tane bekleyen davam var. İki yıldır bekliyor. Neden sonuç alamıyorum?”
İNTİHAR ETTİLER: Ali Tatar - Berk Erden
CİNAYETİ İŞLEYEN 13. AĞIR CEZA YARGILANSIN
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Hürriyet’e kararı şöyle değerlendirdi: “Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Türk yargı tarihine geçecek örnek bir kararla, özel olarak kurulmuş ve yetkilendirilmiş İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerçekleştirdiği bütün işlemleri ve kararları yerle bir etmiştir. Elbette bu karar, bu süreçte hayatını kaybedenleri geri getirmez. Acıları azaltacak tek husus, bu hukuk cinayetlerini bilerek ve talimatla işleyenlerinin yargı karşısına çıkartılarak adil bir şekilde yargılanmasıdır.”
Başbuğ, sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğine vurgu yaparken, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ergenekon kararlarını usul ve esastan bozduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetiyle ilgili suç duyurusunda bulunmadı. Suç duyurusu konusundaki değerlendirmeyi mahkemeye bıraktı. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yargılamada, Ergenekon hâkim ve savcıları hakkında suç duyurusunda bulunup bulunmamayı değerlendirecek.
13. AĞIR CEZA’DA KİMLER VARDI
ERGENEKON davasını karara bağlayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, başkan Hasan Hüseyin Özese ile üye hâkimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk’tan oluşuyordu. Davayı kabul eden ve 20 Ekim 2008’deki ilk duruşmasını yapan heyete ise Köksal Şengün başkanlık ediyordu. Şengün başka bir dava nedeniyle görevden alınınca, 25 Temmuz 2011’den itibaren yerine mahkemenin en kıdemli üyesi Hasan Hüseyin Özese başkanlık görevini üstlendi. Naip hâkim olarak görev yapan Hüsnü Çalmuk ise Hasan Hüseyin Özese’nin yerine üye hâkim olarak görevlendirildi.
Ergenekon davasının ilk iddianamesini Cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hazırladı. İddianamenin hazırlanması ve duruşmalara başlanmasının ardından da soruşturmalar devam etti. Zekeriya Öz tüm soruşturma boyunca davanın ön plandaki ismiydi. Davanın başlamasıyla Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın duruşma savcısı olarak görevlerine devam etti. Ercan Şafak, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder ve Cihan Kansız da soruşturmalarda görevlendirildi. Duruşmalar devam ederken Cumhuriyet Savcısı Murat Dalkuş da duruşma savcısı olarak görevlendirildi. Ergenekon davasının 2271 sayfalık mütalaasında Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’la birlikte Munat Dalkuş’un da imzası vardı.