Güncelleme Tarihi:
13 Aralık 2012 tarihinde görülen duruşmaya ara verildiği sırada İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal’ın sarf ettiği sözleri nedeniyle Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Mahkeme, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da aralarında bulunduğu 67 tutuklu sanığın tahliye talebini redderek duruşmayı 18 Şubat 2013 saat 09.00’a erteledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon Davası’nın 275. duruşmasında Hazine Avukatı Perihan Özcan, mahkemeye sunduğu dilekçede davada tutuksuz yargılanan Ertaç Giray ve Hayrettin Ertekin’e ait adreslerde yapılan aramalarda "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kapsamında tasnif ve tescile tabi müzelik değerde eşya bulunduğunun tespit edildiğine dikkat çekti. Avukat Özcan dilekçesinde "Bu nedenlerde sanıklar Ertaç Giray ve Hayrettin Ertekin aleyhine açılan davaya Kültür Bakanlığı İstanbul Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına müdahil olara katılmamız gerekmiştir" ifadelerini kullandı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, suçtan zarar görme ihtimali nedeniyle İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün katılma talebinin kabul edilmesi yönünde görüş bildirdi. Saat 11.00’de duruşmaya ara veren Mahkeme Heyeti saat 14. 30’da oturuma yeniden başladı. Aldıkları ara kararları okuyan Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün davaya katılma talebini kabul etti.
"576 DURUŞMA YAPILDI"
20 Ekim 2008 tarihinde duruşmaların başladığını belirten Özese, 4 yıl 2 ay boyunca sesli ve görüntülü her duruşmanın kaydının alındığını söyledi. Toplam 576 duruşma yapıldığını söyleyen Mahkeme Başkanı Özese, sanıklar ve müdafilerinin savunmalarını ve dinlenen tanıkların beyanlarını içeren duruşma tutanaklarının toplamının 39 binden fazla sayfadan oluştuğu, bu süre zarfında 7bin 100 civarında ara kararı verildiğini belirtti. Sanıkların kullandığı değerlendirilen tüm cep telefonlarının baz istasyonlarını da gösterir HTS raporlarının getirtildiği, ayrıca 100 den fazlada naip hakim incelemesi yaptırılarak değişik konularda raporlar aldırıldığını kaydeden Mahkeme Başkanı Özese, "Sanıklardan elde edilen dijital verilere ilişkin tüm inceleme raporlarının dosya içerisine konuldu. Asıl ve birleşen dosyalardaki delillere ilişkin ek klasör sayısının bin 331. Yargılama sırasında isnat edilen iddialarla ilgili olarak değişik mahkemelerden, kurum ve kuruluşlardan bir takım bilgi ve belgelerin istendi. Toplanan bu tür delillere ilişkin klasör sayısı bin 207, Bu şekilde oluşan toplam klasör sayısı ise 2 bin 538 ’e ulaştı" dedi.
"151 TANIK DİNLENDİ"
Sanık ve avukatlarının toplam 835 tanık dinlenmesini istediği belirtilen kararda, bu tanıklardan sadece 57 tanığın maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sağlayacağı değerlendirilerek mahkeme tarafından dinlendiği belirtildi. 120 celse boyunca tanıkların dinlendiği ve haftanın 4 günü duruşma yapıldığı ifade edilen kararda, "Her celsenin gün boyu devam ettiği nazara alınıp müstakil heyetle tek davaya bakmayan diğer mahkemelere kıyaslandığında, en iyimser tahminle yaklaşık 10 yıla tekabül eden yargılama süresince tanık dinlendiği, sanıkların ve avukatların huzurdaki tanıklara çok sayıda soru sordukları, bazı tanıkların bu şekilde günlerce dinlendiği, dinlenen tanık beyanlarının 10 bin 839 sayfaya ulaştı’ ifadelerine yer verildi. 57 tanıığın dışında mahkemenin resen 94 tanığın daha dinlendiği ifade edilen kararda, yargılama boyunca toplam 151 tanığın dinlendiği kaydedildi.
TANIK DİNLETME TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Dinlenen toplam 151 tanıktan 57 tanığın oransal olarak yüzde 37,7 ’sinin sanık ve müdafilerinin dinlenmesini istediği tanıkların oluşturduğu ifade edilen kararda, "Tanık dinletme isteklerinin doğrudan reddedilmediği, yapılan değerlendirme sonucu bu taleplerin önemli bir kısmının karşılandığı, davaya katkı sağlayacağı anlaşılan tanıkların dinlendiği, dinlenen 151 tanık dışındaki tanıkların dinlenmesinin, gerek dinlenilmesi istenen bir kısım kişiler ve dinlenecekleri konular bakımından, kısmen gayri ciddi olmaları , kısmen davayı uzatmak için ileri sürüldüklerine kanaat getirildiği ve alınan tanık beyanlarının niteliği ve niceliği itibarıyla mahkememiz açısından maddi gerçeği açığa kavuşturmaya yeterli olduğundan dinlenilmelerinin davaya ek katkı sağlamayacağı ,gerekse bunun davanın yıllarca uzamasına sebep olacağı, Adil yargılama ilkesinin bir unsuru olan "davanın makul sürede bitirilmesi’ ni açık bir şekilde önleyeceği anlaşılmakla; dinlenen tanıklarla yetinilmesine, sanıklar ve müdafilerinin bu konudaki taleplerinin reddine karar verildi" ifadelerine yer verildi. Mahkeme heyeti, Ak Parti Milletvekili Şamil Tayyar ve eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’unda aralarında bulunduğu bütün tanıkların dinlenmesinden de vazgeçilmesine karar verdi.
KOCASAKAL HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Mahkeme heyeti ayrıca, 13 Aralık 2012 tarihinde görülen duruşmaya ara verildiği sırada İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal’ın, salon kayıt görevlisine hitaben kayıt cihazlarının olduğu kürsüye dönerek, "Kayıt alıyor diye söylüyorum. Görevleri arasında burada konuşulanları oraya ispiyonlamak yok. Biz onlarla daha sonra görüşeceğiz, hesaplaşacağız" şeklindeki sözleri nedeniyle gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Mahkeme dava sanığı olmayan bazı kişilerin mahkemeye gönderdiği 5 sayfadan oluşan hakaret içerdiği iddia edilen beyanları nedeniyle gereğinin yapılması için bu kişiler hakkında gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına karar verdi.
TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Gelmeyen yazı cevaplarının akıbetinin sorulmasına karar veren Mahkeme Heyeti, firari Sanıklar Saipir Debzlelvidze, Bedrettin Dalan, Turhan Çömez ve Mustafa Bakıcı hakkındaki yakalama kararlarının yerine getirilmesinin beklenmesine hükmetti. Sanıklar ve avukatlarına gelen belgeleri incelemeleri için süre verilmesine karar veren Mahkeme Heyeti, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da aralarında bulunduğu 67 tutuklu sanığın tahliye talebini redderek duruşmayı 18 Şubat 2013 saat 09.30’a erteledi.
HİLMİOĞLU’NUN PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE SEVKİ İSTENDİ
Duruşmada Eski Malatya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu’nun avukatı Hayati Hilmioğlu, müvekkilinin sağlık durumuna ilişkin Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanan raporu mahkemeye sundu. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği’nde yapılan muayenesinin ardından 7 Ocak 2013 tarafından rapor hazırlandı. Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu hakkında hazırlanan raporda Karaciğer sirozu, Hepatit B ve şeker hastalıklarına dikkat çekildi. Raporda, "Hasta poliklinikte görüldü. Şuur açık koopereidi.Psikomotor yavaşlama affektte disfori neşesizlik, durgunluk, derin keder, hali gibi yoğun depresyon bulguları olduğu teşhis edildi. Karaciğer sirozu, Hepatit B olması nedeniyle antidepresan anksiyolitik ilaç verilemedi. Tam teşeküllü psikiyatri kliniği olan bir merkezde muayene teşhis ve müşahedesi terapi görmesi gereklidir. Daha önce Cerrah Paşa Tıp Fakültesi’nde muayene ve takibi olduğunu anamnezde belirttiğinden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’ne sevki uygun ve gereklidir. Hayati önemi vardır" ifadelerine yer verdi.
12 Aralık 2012 tarihinde hastanede tedavi altına alınan Hilmioğlu, 9 Ocak’ta sağlık durumu takip edilmek üzere taburcu edildi ve yeniden cezaevine konuldu. Hilmioğlu, 14 Ekim 2012’de oğlu Emir Hilmioğlu’nu trafik kazasında kaybetti.