Güncelleme Tarihi:
ERGENEKON DAVASI BU SALONDA GÖRÜLÜLÜYOR
DAVANIN ÜÇÜNCÜ DURUŞMASI YAPILIYOR / FOTO GALERİ
Verilen ara karara göre mahkeme duruşmayı yarın saat 09.00'a erteledi. Yarınki oturumda iddianamenin okunmasının devamına, sanık avukatların tahliye taleplerinin değerlendirilmesine, başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay'ın Silivri Cezaevine nakli için yazı yazılmasına ve yarınki duruşmanın resmi tatil olduğu için saat 13.00'e kadar yapılmasına karar verildi.
DURUŞMADA "YALANCI" KRİZİ
Ergenekon duruşmasında iddianameyi okuyan savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Ergenekon’daki mallarına Doğu Perinçek ve Veli Küçük’te yapılan aramalarda ele geçirildiğini okuyunca, sanık sandalyesinde oturan Doğu Perinçek bu duruma sert tepki gösterdi. “Yalan” diye bağıran Perinçek’e savcı Pekgüzel, “Lütfen müdahale etmeyelim” yanıtını verdi. Bunun üzerine Doğu Perinçek, “Devamlı yalan söylüyorsun. Savcı yalan söylemez, uydurmaz. Uyduruyorsun” yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanı Şengün duruma müdahale ederek, “Öyle bağırmanıza gerek yok. Öyle oturduğunuz yerden nara atarak duruşma götürülmez. Saygısızlık yapmayın. Bunları, beğenmediğiniz yerleri savunmanızda istediğiniz gibi söylersiniz” dedi. Bunun üzerine Perinçek de, “Beğenmediğim yerler değil, yalan söylüyor, uyduruyor” dedi.
Doğu Perinçek’in yüksek sesle bağırmaya devam etmesi üzerine Mahkeme Başkanı Şengün, “Bağırmayın. Ahengi bozmayın, sizi dışarı atmak zorunda kalırım” dedi. Perinçek de bunun üzerine, “atın da kurtulayım. Bu oyunda artist olmam” yanıtını verdi.
İLHAN SELÇUK İLK KEZ DURUŞMADA
Duruşma salonunun yatışmasının ardından savcı Pekgüzel, iddianameye kaldığı yerden devam etti.“Ergenekon” davasının tutuksuz sanıklarından Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk'un, ilk kez katıldığı duruşmada kimlik tespiti yapıldı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın duruşmasına katılmak üzere Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne gelen Selçuk, gazetecilerin, “Bir açıklama yapacak mısınız?” sorusu üzerine, “Biliyorsunuz demeç vermiyorum. Zahmetlerinize teşekkür ediyorum” dedi.
Sağlık durumu sorulan İlhan Selçuk, eliyle “eh işte” anlamına gelen işaret yaptı.
Davanın tutuksuz sanıklarından eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu ile İbrahim Benli ve Ali Yasak da yerleşkeye girdi.
Bu arada, duruşmayı izlemek için yerleşkeye gelen tutuklu sanıkların 2'şer yakını ile tutuksuz sanıkların birer yakını yerleşkeye alındı.
KİMLİK TESPİTİ
Diğer tutuksuz sanıkların kimlik tespitlerinin yapıldığı sırada salona giren Selçuk, kendisine uzatılan mikrofondan ismini söyledikten sonra tutuksuz sanıkların bulunduğu bölüme geçti.
Sırası gelince kimlik tespiti yapılan Selçuk, 1925 doğumlu ve dul olduğunu, çocuğu bulunmadığını söyledi.
Eğitim durumu sorulunca “Hukuk fakültesi” diyen Selçuk, sabıkasının olmadığını ve gazetecilik yaptığını ifade etti.
Selçuk, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün ne kadar ücret aldığına ilişkin sorusu üzerine, telif ücretleriyle birlikte aylık gelirinin 10 bin YTL olduğunu bildirdi.
Başkan Şengün, Selçuk'un zaman zaman anlayamadığını söylemesi üzerine sorularını tekrar etti.
Duruşmaya, diğer tutuksuz sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasıyla devam ediliyor.
AVUKAT VE ESKİ SAVCIDAN DAVAYA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
“Ergenekon” soruşturması çerçevesinde bir süre önce gözaltına alınarak sevk edildiği savcılıkça serbest bırakılan bu davanın sanık avukatlarından eski Cumhuriyet Savcısı Ertaç Giray, duruşmaya katılmak için geldiği Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi girişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınmasını nasıl değerlendirdiği sorulan Giray, “Mağdurduk, şüpheli olduk, şimdi ne olduğumuzu bilmiyoruz” dedi.
Ruhsatlı antika silahlarından bir tanesini daha önce yanında çalışan ve aynı soruşturmayla ilgili Kars'ta gözaltına alınıp İstanbul'a getirilerek mahkemece tutuklanan Hüseyin Keskin'in bilgisi haricinde aldığını anlatan Giray, bu kişinin “ofisboy” olarak yanında çalışan bir kişi olduğunu belirtti.
Ertaç Giray, “Daha sonra Kars'ta yakalandı bu silah. Tabii biz silahın kaybolduğunu bildirmiştik, yasal işlemler başlatmıştık. Burada 'mağdur' pozisyonunda olmam gerekirken bir anda 'şüpheli' oldum” diye konuştu.
Bir gazetecinin “Davanın sanıklarından emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'i sakladığınız yönünde iddianamede ifade geçiyor” demesi üzerine Giray, “Sakladığım yönünde değil, teslim olmamasını telkin ettiğim yönünde ama böyle bir şey de mevzu bahis değil. Kendisinin evinin arandığı söylenmişti. Olayın mahiyetini bilmiyordum. Sonra olayın mahiyetini öğrenince de avukatlığını yapmayacağımı söyledim” dedi.
Başka bir soru üzerine iddianamenin okunması taraftarı olmadığını belirten Giray, “Çünkü biz iddianameyi okuduk. Bütün sanıkların da okuduklarına eminim” görüşünü ifade etti.
Danıştay ve “Ergenekon” davalarının birleştirileceği kanaatinde olduğunu kaydeden Giray, “Ancak ilgili midir derseniz, bana göre ilgisizdir. Bana göre hiç ilgisi yok” diye konuştu.
HAKİMDEN TUTUKLU SANIĞA GÖZYAŞARTAN JEST
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan Halil Behiç Gürcihan’a jest yaptı.
Sanık yakınlarının duruşma salonuna alınması sırasında Mahkeme Başkanı Şengün, “Halil Behiç oğlun burada görüyor musun?” diye seslendi. Gürcihan da bunun üzerine ayağa kalkarak, izleyici sıralarında bulanan 18 yaşındaki oğlunu görme ve el sallama imkanı elde edince mahkemede duygulu anlar yaşandı.
Bazı sanık avukatları müvekkillerini cezaevinde ziyaret etmekte zorlandıklarını belirterek, duruşma öncesi sanıklarla yarım saat görüşme imkanı tanınmasını talep ettiler.
ERGENEKON SAVCILARINA BİR SUÇ DURUYUSU DAHA
Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığından başta Savcı Zekeriya Öz olmak üzere 3 savcı hakkında yeniden suç duyurusunda bulunulduğu öğrenildi.
Tutuksuz sanık Güler Kömürcü’nün avukatı Metin Çetinbaş, savcılar hakkında suç duyurusunda bulunmanın olağan bir şey olmadığını, adil yargılama hakkına göre iddianameyi hazırlayan savcıların duruşmada yer almamasını talep etti.
Avukat Çetinbaş, haklarında suç duyurusunda bulundukları savcılardan mütalaa alınmasının hukuka aykırı olduğunu da iddia etti.
Av. Çetinbaş, iddianame ve ekinde bulunan yasak delillerin okunmamasını da talep ederek, “Yasak delillerle ilgili şimdiden bir karar vermenizi talep ediyoruz” diye konuştu.
Avukat Çetinbaş “Sanıklar hakkında AKP hükümeti medyasında yapılan yayınlarla ilgili savcılar ne yapmıştır. Sanıklar lehine ifade verenlerin ifadeleri neden alınmamıştır. Savcılar neredeyse, ‘cumhuriyeti bile Ergenekon kurdurmuştur’ deme noktasına gelmişlerdir” dedi. Av. Çetinbaş, Ergenekon soruşturmasına itiraz edenlerin nasıl tavsiye edildiğinin de araştırılmasını talep ederek, “Ortaya çıkacak olan tablodan AKP ve Başbakan Erdoğan memnun olmayacaktır” diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Şengün, Çetinbaş’ın yaptığı uzun konuşmanın ardından tepki göstererek, “İddianameden önce yapılması gerekenleri biliyorsunuz. Lütfen iddianame okunmadan iddianamenin içeriğine itiraz etmeyiniz” dedi.
YERLEŞKE ÖNÜ SAKİN
Davayı izlemek için bölgeye konuşlanan canlı yayın araçlarının bulunduğu yerleşke karşısındaki alanın, daha önceden mıcır dökülmesine rağmen yağan yağmurun etkisiyle çamurla kaplandığı gözlendi.
Şu ana kadar sanıklara destek vermek için herhangi bir grubun gelmediği yerleşke karşısına gazeteciler ve yerleşke önüne gelmesi beklenen gösterici ya da sanık yakınları için seyyar tuvaletler kuruldu.
Bu duruşmada, önceki duruşmaların aksine seyyar satıcıların daha az ilgi gösterdikleri ve sadece bir simit satıcısının bulunduğu görüldü.
Olası gösteri ve yoğunluğa karşı bölgede güvenlik önlemleri alan jandarma, yerleşke yakınına gelen araçlarda da arama yapıyor.
İDDİANAME OKUNUYOR
Ergenekon davasının üçüncü duruşmasında verilen aranın ardından, mahkeme Ergenekon iddianamesinin okunmasına karar verdi. Mahkemede 2445 sayfalık Ergenekon iddianamesinin okunmasına başlanıldı.
SANIKLAR "OKUNMASIN" DEMİŞTİ
Ergenekon davasında tutuklu sanıklardan Nusret Senem, tutuklular olarak oy birliğiyle iddianamenin okunmaması yönünde görüş birliğine vardıklarını söyledi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, diğer tutuklu ve sanıklara Senem’in beyanına katılıp katılmadıklarını sordu. Sanıkların tamamı okunmaması yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme heyeti sanık avukatlarının da görüşünü aldıktan sonra iddianamenin okunmasına karar verdi.
POWER POINT’Lİ SUNUM
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi kampusünde görülen Ergenekon davasında iddianamenin okunmasına karar verildikten sonra, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, 2 bin 455 sayfalık iddianameyi okumaya başladı. Duruşma salonunda ve izleyiciler bölümünde bulunan plazma TV’lere iddianame metni Power Point programı eşliğinde gösterilmeye başlandı. Türkiye’de ilk kez bir iddianame Power Point programı sunumuyla duruşma salonunda okunmuş oluyor. İddianamenin sunumu sırasında ele geçirildiği iddia edilen bombaların fotoğrafları, sanıkların fotoğrafları, ele geçirilen dokümanlar, deliller resmedilerek plazma TV’lerden izleyicilere, sanıklara ve avukatlara izlettiriliyor.
Savcı Pekgüzel’in kaç günde iddianameyi bitireceği merak konusu oldu.
1 SAATTE İDDİANAMENİN 46 SAYFASI OKUNDU
2455 sayfalık iddianamenin 46 sayfası bir saatte okundu. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Emin Pekgüzel’in okuduğu iddianamenin 46 sayfası bitti. Pekgüzel yorulduğundan iddianamenin ikinci bölümünü okumak için yanında bulunan Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın’a devretti. Taşkın ikinci bölümü okumaya başlarken Mahkeme Başkanı Köksal Şengün duruşmayı kayda alan CD’lerin bittiğini, bu nedenle duruşmaya kısa bir ara verildiğini belirtti. Duruşmaya CD’lerin yenilenmesinin ardından kaldığı yerden devam edilecek.
İLHAN SELÇUK: “HER ŞEY ÇÜRÜMÜŞ”
İddianame okunmaya başladıktan sonra tutuksuz sanıklardan gazeteci yazar İlhan Selçuk rahatsızlandığı için duruşma salonunun dışına çıktı. Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Selçuk, “Mahkemeyi nasıl görüyorsunuz?” şeklindeki soruya, “Gözlerime bakın anlayın. Yazık. Türkiye’ye yazık. Her şey çürümüş” yanıtını verdi.
Selçuk, duruşma salonunun dışında biraz hava aldıktan sonra, yeniden salona gireceğini söyledi.
POWER POINT'E İTİRAZ
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, “Ergenekon” davasına ilişkin iddianameyi okuduğu sırada kullandığı görüntülü sunum, yapılan itirazlar nedeniyle durduruldu.
Savcı Pekgüzel, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, “Ergenekon” davasına ilişkin iddianameyi okurken “power point” olarak bilinen görüntülü sunumdan yararlandı.
Sunum, zaman zaman salonda bulunan 3 LCD ekrandan birine, zaman zaman da tüm ekranlara aktarıldı.
Söz konusu sunumda bahsi geçen sanığın fotoğraflarına, bağlantılı olduğu kişilere, ele geçirilen eşyadan bahsedilirken de silah, CD, bilgisayar, el bombaları, tüfek ve cep telefonu resimleri ekrana yansıtıldı.
Okunan bölüme ilişkin çeşitli şemaların da yer aldığı sunumda, dosyada bulunan fotoğraflar ve bazı haber kupürlerine de yer verildi.
İddianamenin okunması sırasında görüntülü sunumun kullanılmasına tepki gösteren tutuklu sanık Behiç Gürcihan, sunumun psikolojik bir harekat olduğunu öne sürerek, “Aynı hak bana da tanınacak mı? Bu savcının fotoğrafını Amerikan bayrağının yanına koyarak savunma yapmama izin verilecek mi?” dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün ise kendisine de aynı şekilde savunma hakkı tanınacağını söyleyerek, Gürcihan'ı yatıştırmaya çalıştı.
Bu sırada söz alan Doğu Perinçek'in avukatlarından Hasan Basri Özbay, sunumu eleştirerek, “Burası bir televizyon kanalının haber bülteni değildir. Oklarla filan gösteriliyor. Lütfen sunumu durduralım” dedi.
Bunun üzerine Başkan Şengün, talepler üzerine sunumun durdurulduğunu bildirdi.
Savcı Pekgüzel, iddianamenin birinci bölümünün bir kısmını bu karar üzerine görüntüsüz olarak okudu.
İkinci bölümün okunmasına ise Savcı Nihat Taşkın devam ediyor.
İddianamenin okunması sırasında bazı tutuksuz sanıklar duruşma salonundan ayrıldı. Avukatların bir bölümünün de dışarıya çıktıkları görüldü.