Güncelleme Tarihi:
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuklu sanık Mehmet Ali Çelebi'nin çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından avukatları savunmalarını yaptı.
Daha sonra, Mersin Ülkü Ocakları eski İl Başkanı olan tutuklu sanık Hamza Demir, savunmasını yapması için kürsüye alındı. İddianamede dost yardımlaşmalarının dahi terör örgütü ilişkisi olarak değerlendirildiğini savunan Demir, “Koca terör örgütünün savcıdan başka şahidi yok mu? Şıracının şahidi bozacı misali, Savcı Zekeriya Öz'ün şahidi Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Pekgüzel'in şahidi Savcı Nihat Taşkın. 25 aydır, cezaevinde kendi kendime soruyorum, arıyorum... Böyle bir örgüt yok. Aradım, bulamadım. Savcılar olmayan bir örgütü var etmeye çalışıyorlar. Boynuzlu koyun, kulaklı tavuk olmadığı gibi, böyle bir örgüt de yok” dedi.
“Bizden yok olan bir örgütün olmadığını ispat etmemizi istiyorlar” diyen Demir, sözlerini “Böyle bir örgüt varsa nerede, ne zaman, kimler tarafından kurulmuş. Yoksa, ben neden 25 aydır buradayım. 25 ay daha üye olmadığımı ispat etmek için mi yatacağım” diye sürdürdü.
Sanıklar Kemal Aydın, Neriman Aydın ve evladı gibi gördüğü Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu ile arasında kardeşlik, dostluk ve sevgi bağının dışında başka bir bağ olmadığını söyleyen Demir, bilgi sahibi ve birikimli olarak tanımladığı Kemal Aydın'ın terör örgütüyle bir ilişkinin olduğunu duymadığını belirterek, şöyle devam etti:
“Vicdanım rahat. Hiçbir yere üye değilim. Üyelik formu doldurmadım. 'Beni üye yapın' demedim. Örgüt adına bir bardak çay ısmarlayan olmadı. 25 aydır yatıyorum, örgüt adına şeker gönderen olmadı. Eğer bu örgütün varlığı ispat edilmezse rezil kepaze olacağız. Hazreti Adem'den sonra bu dünyada gelmiş geçmiş insanlar içinde olmayan örgütün üyesi olarak yatan ilk kişi benim. Bu örgütü bulun. Haybeden yatmış olmayalım.”
“SAVCI ÖZ BENİ TEHDİT ETTİ”
Bundan sonra 'adalet' deyince Silivri'yi hatırlayacaklarını ifade eden Hamza Demir, “Sivri adalet. Yüreğimize hayatımıza batan yere batasıca adalet. Savcıların adaletinin bize neye mal olduğunu gördük. Bakalım Allah'ın adaleti size neye mal olacak” diye konuştu.
Telefon konuşmalarında bazen kastı aştığını, bazen argo kelimeler kullandığını belirten Demir, bu konuşmaların terör örgütü üyeliğini çağrıştıracak konuşmalar olmadığını, örgüt üyeliğinin de ispatı sayılamayacağını savundu.
Demir, 18 Eylül 2008'de gözaltına alındığını, savcılık ifadesinin ise avukat huzurunda alınmadığını söyledi.
“Tutuklandıktan sonra Savcı Zekeriya Öz beni tekrar çağırdı. İfademi imzalamamı istedi. Avukatsız alındığını, ne yazıldığını bilmediğimi söyledim. 'Oğlunu da tutuklatma, imzanı at' diye beni tehdit etti. Evladıma birşey yapılması korkusuyla imzaladım” diyen Demir'in duygulandığı görüldü.
Çapraz sorgu sırasında özel hayatla ilgili birçok şeyin didiklendiğini bildiren Demir, bu nedenle kendisine yöneltilen sorulara cevap vermeyeceğini kaydetti. Demir, tahliyesini ve beraatını istedi.
Demir'in savunmasını tamamlamasının ardından, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, duruşmayı yarına erteledi.