Güncelleme Tarihi:
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularını yanıtlayan Abdülkadir, bir soru üzerine, Sedat Peker ve Sami Hoştan'ın Kuvayı Milliye 1919 Derneğine herhangi bir para yardımında bulunduklarını duymadığını söyledi.
“Arkadaşı Nihat Gürkan'ın Mustafa Alpay'ı kendisiyle hangi amaçla tanıştırdığı” sorulan Abdülkadir, Gürkan'ın derneğe genel sekreter olduğunu öğrendiğinde kendisine kızdığını ve Hüseyin Görüm'ün de bulunduğu Vatansever Kuvvetler Güç Birliğini kapattıran kişi olduğu için Alpay'ı kendisiyle tanıştırdığını anlattı.
“Özel Kuvvetler” konusunu net bilmediğini, ama Fikri Karadağ'ın arama kurtarma ekibine bu ismin verilmesine kızdığına şahit olduğunu aktaran Abdülkadir, derneğin çeşitli etkinlikleri için finansmanı nereden bulduğu sorulunca da Ankara'daki etkinliğe gitmek için Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'den 20 otobüs istendiğini ve benzin parası derneğe ait olmak üzere bu araçların alındığını belirtti.
Doğu Perinçek ve grubunun dernekle ilgisinin sorulması üzerine, hiçbir ilgileri olmadığını ifade eden Abdülkadir, bir telefon tapesinin hatırlatılması üzerine, Ulusal Kanal'dan olduğunu söyleyen Uysal Ot adlı kişinin kendisini arayarak, PKK'ya karşı yapacakları yürüyüş için derneğin de desteğini istediğini, o dönemde genel sekreterlik görevinden ayrıldığı için bu kişiyi geçiştirdiğini aktardı.
Savcı Pekgüzel'in, “Gizli tanık 17, dernekte, vatanın elden gittiğini, halkın uyandırılması gerektiğini söylediğinizi belirtiyor” demesi üzerine de Abdülkadir, muhalefet ettiğinin doğru olduğunu belirterek, “AKP'ye muhalefetim, bize sahip çıkmamasındandır. Telafer günlerce bombalandı, sesi çıkmadı, Gazze'de çıktı” dedi.
Abdülkadir'in konuşması sırasında, derneği kapattırmak için Mustafa Alpay'dan yardım istediğini, akıl aldığını sık sık söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, “Niye devlete gitmedin? Olumsuz gördüğün bir şeyin gidecek yeri bellidir. Niye Mustafalara, Alpaylara gittin?” diye sordu.
Abdülkadir de “Gittim, savcılığa gittim, beni dikkate almadılar. Alpay'la da buralarda tanıdık biri varsa isim versin diye görüştüm” dedi.
Tutuklu sanıklardan Murat Çağlar, Abdülkadir'in ifadesinde dernekte yasa dışı şeyler yapıldığını söylediğini hatırlatarak, “Dernekte uyuşturucu kullanıldığını duydunuz mu?” diye sordu.
Oğuz Alpaslan Abdülkadir de “Ben de sanıklarla birlikte kullandım. Gördüm, duydum” dedi.
“MUSTAFA ALPAY, MUZAFFER TEKİN'İN ADAMI"
Tutuklu sanık Fikri Karadağ, Abdülkadir'in, dernek binasının usulsüz alındığı yönündeki ifadesinin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, “Dosyada gördük, 170 isme bildirim yapılmış. İlgi göstermemişler. Bizden de 2 arkadaş gitti. Onda bir usulsüzlük yok” diye konuştu.
Tutuklu sanık Hüseyin Görüm de Sarıgül'den otobüs alındığının doğru olmadığını savunarak, şunları kaydetti:
“Dernek, kendi imkanlarıyla 20 otobüs tuttu. Hala da borçlu. Abdülkadir'in istifa ettiğini de burada öğrendim, bana bildirmedi. Ayrıca ben, dediği gibi kimsenin adamı değilim. Devletin herhangi bir biriminin adamıysam onur duyarım, ama değilim. Abdülkadir, Mustafa Alpay için 'Genelkurmay'ın adamı' diyor. Mustafa Alpay, Genelkurmay'ın değil Muzaffer Tekin'in adamıdır.”
Tutuklu sanık Doğu Perinçek de Ulusal Kanal'ın tek başına herhangi bir eylem düzenlemesinin mümkün olmadığını, buna İşçi Partisi'nin mutlaka dahil olması gerektiğini belirterek, “PKK'ya karşı yürüyüş şeklinde herhangi bir eylem de hiç yapılmamıştır. Bu 'Uysal Ot'un nereden bittiğini anlayabilmiş değilim” dedi.