Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2002 00:00
TARİH 13.4.1999... Recep Tayyip Erdoğan henüz cezaevine girmemişti. Ama Siirt'teki konuşması nedeniyle verilen mahkûmiyet kararı nedeniyle belediye başkanlığından ayrılmıştı.CHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bölük'e bir ihbar gelmişti:‘‘İstanbul halkı, AKBİL aracılığıyla sanal ortamda hortumlanıyor.’’AKBİL'in bilgisayar ortamında tutulan hesaplarına değişik tarihlerde girilerek, hasılatlar üzerinde oynamalar yapılıyordu.Böylece İETT büyük zarara uğratılıyor; yapılan zamlarla dar gelirli İstanbullular ulaşım için fahiş ücretler ödüyorlardı.Bölük, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na bu soygunu ihbar ederken; 'AKBİL projesinin mucidi' sayılan İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi'nden Dr. Berk Üstündağ da Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruyordu.Bu iddiaları içeren dosyalar daha sonra Sarıyer Savcılığı'nda birleştirildi.BANTLAR BOZULDUBüyükşehir'in AKBİL'in soruşturması süresince bir şey dikkati çekti... Sistemin uygulayıcısı BELBİM (Belediye Bilgi İşlem A.Ş.) Genel Müdürü Ahmet Kazokoğlu ve diğer yöneticiler nedense görevlerinde tutuldular.Soruşturma süresi içinde Bölük'e çeşitli bilgiler gelmeye devam etti; ‘‘BELBİM yöneticileri delilleri karartıyor. Bilirkişilere giden bantları bozuyorlar’’ diye... Bölük ihbarları savcılığa da duyurdu.Savcılık bu durumu bilirkişilere inceletti; bilirkişiler şöyle bir tespit yaptılar:‘‘Bilgi işlem merkezinde sistem disk kapasitesinin yetersizliğinden ötürü sistem kullanıcılarının sisteme erişimini izleyen bir dosya (log dosyası) tutulmamaktadır. Bu nedenle sistem kullanıcılarının ne zaman, hangi dosyalar üzerinde ne tür hareketlerde bulunduğu belirsizdir.’’Mehmet Bölük bunun üzerine Cumhuriyet Savcılığı'ndan şöyle bir talepte bulunuyor:‘‘Önceden uyarılmalarına rağmen bu sakıncalı, suiistimale açık sistemi uygulayan, suiistimali gizlemek için log dosyalarının silinip delillerin yok edilmesine olanak sağlayan BELBİM Genel Müdürü Ahmet Kozakoğlu, kurumun zarara uğratılmasını seyreden, karşılıklı muhasebe kayıtlarını tutturmayan İETT Genel Müdürü Raif Yetim ve tüm bu olayları görmezden gelen, BELBİM ve İETT genel müdürlerini soruşturma süresinde görevde tutarak delillerin yok edilmesine neden olan Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna hakkında görevlerini suiistimal ettiklerinden ceza davası açılmasını arz ederim.’’RAHŞAN AFFI ÇIKTI, AMA...Bu yazı üzerine Cumhuriyet Savcılığı, Büyükşehir Belediyesi'nden, Büyükşehir'in BİT'lerinden olan BELBİM Genel Müdürü Ahmet Kozakoğlu'nun görevden alınmasını istedi.Ancak Gürtuna, Kozakoğlu'nu görevden almamakta direndi.Soruşturma sürerken 'Rahşan affı' çıktı...Sarıyer Savcılığı, Gürtuna ve Recep Tayyip Erdoğan hakkında hazırladığı fezlekeyi Yargıtay'a gönderdi. Yargıtay da İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni istedi. Bakan Sadettin Tantan, 1.2.2001'de bu izni verdi.Ancak Erdoğan ve Gürtuna, Danıştay'a itiraz ettiler. Danıştay 2. Dairesi, 27.9.2001'de, dosyanın af kapsamına girdiğine karar vererek, İçişleri Bakanlığı'nın soruşturma iznini iptal etti.BAŞSAVCI KANADOĞLUAncak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Gürtuna ve Erdoğan'a yöneltilen suçların 3628 sayılı Mal Bildirimi ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'nun 17. maddesi kapsamına girdiğinden, İçişleri Bakanlığı iznine gerek olmadığı nedeniyle gereği yapılmak üzere dosyayı, BELBİM Genel Müdürlüğü'nün bulunduğu Üsküdar Başsavcılığı'na gönderdi.Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmasında birçok yeni belge ve bilgiye ulaştı; FP yandaşlarına usulsüz ödemeler yapılan 'havuz hesaplar' tespit etti.Bölük'e göre, delillerin ve bilgisayar kayıtlarının 'karartılması' nedeniyle AKBİL yolsuzluğunun miktarının 5-6 trilyonluk bir kısmı ispatlanabildi.Ve geçen 16 Haziran'da Cumhuriyet Savcılığı, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi'nde davayı açtı. Bu Sabih Kanadoğlu'nun gönderdiği dosyalar nedeniyle Erdoğan hakkında açılan ikinci dava oluyor. İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk dava ise, Erdoğan'ın yakını olan Albayraklar'a verilen ihaleler nedeniyle, 'ihaleye fesat karıştırmak'tan açılmıştı.Erdoğan ve Gürtuna haklarındaki İGDAŞ dosyasının ise Eyüp Savcılığı'nca henüz soruşturması sürüyor.En az 12 yıl hapis isteniyor37 AKBİL sanığından üçü tutuklu bulunuyor. Veli İbrahim Uğur, Mustafa Çiçek ve Metin Ersan Bayram adlı kişiler, BELBİM'in sıradan elemanları olarak gösteriliyor.Sanıklar arasında adı geçen ve 12 yıldan az olmamak üzere ağır hapisle cezalandırılmaları istenenlerden bazı isimler şunlar: Recep Tayyip Erdoğan (AKP Genel Başkanı, eski Belediye Başkanı), Ali Müfit Gürtuna (Büyükşehir Belediye Başkanı), Mehmet Mustafa Açıkalın (görevden alınan Büyükşehir Genel Sekreteri), Necmi Kadıoğlu (Erdoğan'ın yakın arkadaşı, danışmanı ve görevden alınan Büyükşehir İştirakler Daire Başkanı), Prof. Erman Bülent Tuncer (Erdoğan'ın danışmanı), İdris Naim Şahin (Erdoğan'ın Genel Sekreter Yardımcısı, şu anda AKP Genel Başkan Yardımcısı), Nihat Macit (Erdoğan'ın İmar Daire Başkanı), Şenol Demiröz (Kültür Daire Başkanı, BELBİM Yönetim Kurulu üyesi), Harun Karaca (Erdoğan'ın arkadaşı ve danışmanı), Mehmet Duman (Erbakan'ın eski avukatı, Erdoğan'ın danışmanı, Dış İlişkiler Müdürü)PARSADAN’DAN MESAJ‘‘Bu ülkede insanları kandırmak istiyorsan ya umut vereceksin ya da korku...’’('Yüzyılın dolandırıcısı' Selçuk Parsadan)(Oktay Güzeloğlu'nun hazırladığı 'Yüzyılın Dolandırıcısı' (Hiç Yayınları) kitabından.)MESAJ THY yazın artan yolcu talebinden faydalanmak için normal yolcu sınıfını azaltıp, business yolcu sayısını artırmaktadır. Bilet talep edildiğinde 'Normal yok, business verelim' diyorlar. Özellikle de Bodrum gibi talebi yüksek iç hat uçuşlarında yapıyorlar. Ayıp değil mi?Yusuf İSLAMOĞLU-İSTANBUL
button