Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan ile İsrail Başbakanı Ariel Şaron, yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, Ariel Şaron ile geniş, etraflıca Türkiye-İsrail arasındaki ilişkileri ticari, siyasi, askeri, ekonomik boyutuyla ele aldıklarını söyledi.
“Bugün Türkiye'de yaşayan 30 bin Musevi vatandaşımız ve Türkiye kökenli 100 bin İsrail vatandaşı aslında iki ülke arasındaki önemli bir köprü” diyen Erdoğan, “Türkiye biliyorsunuz antisemitizmi özellikle iktidarımız bir insanlık suçu olarak değerlendiriyor. Irkçılığa karşı olduğumuzu her zaman her yerde dile getirdik. Ona karşı mücadelemizi de sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. İlişkilerimizin kendine özgü dinamikleri çerçevesinde gelişmesinden memnun olduğumuzu ifade ettik” ifadesini kullandı.
Ekonomik alanda 2004 sonu itibariyle 2 milyar dolarlık bir ticaret hacmine sahip olunduğunu, bunun daha da artması istikametinde irade ortaya koyduklarını dile getiren Erdoğan, “2004 sonu itibariyle yaklaşık 300 bin İsrail vatandaşının ülkemizi ziyaret ettiğini düşünürsek halklarımız arasında yoğun bir ilişki vardır” dedi.
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI
Başbakan Erdoğan, Türkiye-İsrail arasında Sınai Araştırma ve Geliştirme alanında işbirliği anlaşmasının imzalandığını bildirdi.
Bunun İsrail ile Türkiye'nin ikili ilişkiler alanında önemli bir yeni adımı teşkil ettiğini ifade eden Erdoğan, “İkili ilişkilerimizi, önümüzdeki dönemde ortak çıkarlarımız çerçevesinde daha da ilerletme hususunda sahip olduğumuz iradeyi korumaktayız” diye konuştu.
“İçinde bulunduğumuz hassas dönemde bölgenin refah ve istikrarı için barışa olan ihtiyacımız ortada” diyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Demokrasi yolunda atılacak adımlarda her türlü hizmeti vermeye hazır olduğumuzu, gerek sayın Başbakan ile gerekse Filistin tarafında yapacağımız görüşmelerde, bu konuları ele alacağız. 8 Şubat tarihinde Sayın Başbakan'ın Filistin Başkanı ile birlikte Şarm-el Şeyh'te attıkları adımın barış sürecinde olumlu bir başlangıç olduğunu söylemek istiyorum. Bundan sonraki süreçte de tarafların bu konuda atacakları adımların önemi net ve açık ortadadır.
Türkiye olarak biz üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız. Bunun şekli ne olabilir Türkiye burada ne rol üstlenebilir bunu tanımlamak bizden önce taraflara aittir. Böyle bir tanımı da bulduğumuz anda Türkiye bu sürece elinden gelen katkıyı verecektir.”
Erdoğan, aldıkları karar gereği Başbakan Şaron ile aralarında direk telefon hattını kurduklarını söyledi.
ŞARON: ENTERESAN ŞEYLER DUYDUM
Şaron, “Çok enteresan diyebileceğim şeyler duydum sayın Başbakan'dan. Şüphesiz bu duyduklarım her iki ülkeye ve bölgeye katkıda bulunacaktır” diye konuştu.
Barış yolunda çabaların güçlendirilmesi konusunda Başbakan Erdoğan'ın yeteneklerinden faydalanabileceğini düşündüğünü söyleyen Şaron, “Bu tecrübe ve yeteneğini değerlendireceğimi söylemek isterim” ifadesini kullandı.
Şaron daha sonra, iki ülke arasında doğrudan telefon hattı kurulmasıyla ilgili bir soruya, “Bu tür bir bağ Beyaz Saray, İngiltere Başbakanı Blair, Rusya Devlet Başkanı Putin, AB liderliği ile de bulunmaktadır. Liderlerin arasındaki bağın büyük önemi vardır” yanıtını verdi.
Şaron, böyle bir doğrudan hattın, karşılıklı istihbarat güncellemesinde, istihbarat alışverişinde, güncellemenin olmasını teyitte önemli araç olduğunu kaydetti.
Bir gazetecinin, “Ortada bir plan varken, İsrail, Türkiye'nin rolünü önemsiyor mu?” sorusu üzerine, şunları söyledi:
“Bugün varolan siyasi plan yol haritasıdır. Yan çizmeler, sollamalar, sapmalar olmamalı. Biz hükümet olarak yol haritası için çaba göstermeye devam edeceğiz. Umarım gereken şartlar oluşur. Ancak biz şu anda yol haritasından önceki aşamadayız. Tüm şartlar yerine geldikten sonra haritaya geçeceğiz. Bu konuda en birinci şartımız; terörün, şiddetin kışkırtmaların mutlak şekilde sona ermesidir.”
Şaron, Türkiye'nin katkılarına ilişkin somut adımların nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de geçen hafta içerisinde Türkiye, Filistin ve İsrail işadamlarıyla yapılan ortak toplantıyı hatırlatarak, “Bu toplantıyla somut bir katkıda bulunuldu bile” dedi.
Gazze'den çekildikten sonra Türkiye'nin, enerji santralleri inşaatı, deniz suyunu arıtma, yüksek kaliteli inşaat, mültecilerin iskanına yönelik inşaat yatırımlarının olabileceğini, yapabileceğini İfade eden Şaron, “Türkiye bu konularda sayın Başbakan'ın önderliğinde çok şey yapabilir ve yapacaktır da” diye konuştu.
Şaron, bir başka soru üzerine, Türkiye'yi 70 milyonluk büyük bir ülke olarak tanıdıklarını, Türkiye'nin AB'ye katılma çabalarını, Başbakan Erdoğan'ın bu konudaki çabalarını yakından izlediklerini ve desteklediklerini belirtti.
Türkiye'nin, bir çok kez terör saldırılarına muhatap olmuş bir ülke olduğunu belirten Şaron, “Sayın Başbakan'ın terörle uzlaşmanın mümkün olamayacağına ilişkin tutumunu anladım” dedi.
Şaron, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye davetini büyük sevinçle kabul ettiğini ve en yakın zamanda Türkiye'ye geleceğini sözlerine ekledi.
SORULAR-
Erdoğan ve Şaron, açıklamalarının ardından basın mensuplarını sorularını yanıtladı.
Erdoğan, İsrailli bir gazetecinin, “Suriye'den bir mesaj getirdiniz mi? Türkiye, Suriye ile İsrail arasında arabulucu olacak mı?” sorusuna, “Suriye ile ilgili gündemimizde herhangi bir madde yoktu. Bu konuyu görüşmedik. Bu konuda bize hangi görev düşerse onu da yaparız. Biz arabuluculuk için yaratılmışız” dedi.
Erdoğan, bir Türk gazetecinin, “Direk telefon hattından söz ettiniz. Bu öneri kimden geldi? Bunun önemi nedir? Gerek telefon hattı gerekse bu görüşmede yaşananlar, bölgede olanlar konusunda ABD'ye de bir mesaj mı?” şeklindeki sorusuna “Öneri Sayın Şaron'dan geldi. Aracının, tefecinin olduğu yerde sağlıklı görüşmeler olmaz. Görüşmeleri direk yapmada fayda var. Atlantik ötesine de mesaj yok” yanıtını verdi.
Erdoğan başka bir soru üzerine de Şaron'u Türkiye'ye davet ettiğini ve Şaron'un takviminin uygun olduğu bir dönemde Türkiye'ye geleceğini söyledi.