Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
Her yıl 1 Mayıs'ta yaşanan ısrara art niyetli bulduğumu belirtmek istiyorum. Taksim Meydanı, miting yapmaya uygun bir yer değil. Taksim'de miting yapmak demek tüm İstanbul'u felç etmek demek. Bir de güvenlik sorunu var orada
Orası hareket merkezi. Git Yenikapı’da yap, orası müsait. Kendine güveniyorsan gidip orada yapabilirsin. Karadan, denizden ulaşıp yapabilirsin. İstanbul’daki arkadaşlarıma söyledim "8 değil 18 yer yapın" dedim, miting alanı yapın dedim.
BUNUN ADI KAOS ÇIKARMA OLUR
"Eğlence yapılır, festival yapılır oralarda" dedim. Şimdi öyle şeyler oluyor ki zaman zaman görüyorsunuz. Her mitingde Kadıköy’de cam çerçeve esnafın her şeyi gidiyor. 1 Mayıs’ı devlet olarak resmi gün belirlemiş ve tatil ilan etmişiz
Taksim’de 1977 yılında yaşanan acı olayla ilgili hassasiyeti biliyor ve saygı duyuyoruz. Sendikaların çiçek koymasına bir şey demiyoruz. Çelenk koyup ayrıldılar. Herkes Taksim’e kilitleniyor. İlla oraya on binlerce gidip "Taksim’de toplanacağız" derseniz bunun adı anma olmaz, bunun adı kaos çıkarma olur. Bunda asla iyi niyet görmeyiz, görmüyoruz da…
"KALABALIĞIN ARASINA TERÖR ÖRGÜTÜ SIZIYOR"
Bir de bu kalabalığın arasına terör örgütleri sızıyor. Demir bilyeler, sapanlar, Molotoflar çantalarla yakalandılar, emniyet müdüründen bilgi aldım. Birilerinin keyif, birilerini kendini tatmini için kimsenin hakkını çiğnetmeyiz. Siyasi, partilerimiz mitinglerinizi nasıl miting alanlarında yapıyorsa sendikalardan da bunu eklemek hakkımızdır. 1 Mayıs’ı kimseye kapalı tutmuyoruz, açık tutmak için çalışıyoruz. Bizim kültürümüzde emeğe çok büyük önem verilir. Bir hadiste işçinin hakkını verin yazıyor.
"HAK ARAMA MÜCADELENİZİ DESTEKLİYORUM"
Bazı şeyler kanun zoruyla değil kalple, gönülle, Allah muhabbetiyle olur. Hiç kimsenin başkasının hakkına göz dikmesi düşünülemez. Rabbim "Karşıma kul hakkıyla gelme" diyor. Çok zengin olabilirsin ama kul hakkın varsa yandın.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü bu anlamda değerlendirmemiz lazım. Bu süreci destekleyeceğimi, işçilerimizle sonuna kadar kolkola yürüyeceğimizi söylüyorum. İşçilerimiz benim için kutsaldır. Hak arama mücadelenizi de destekliyorum.
Hakkımızı sonuna kadar arayacağız ama şiddete vandallığa yer vermeyeceğiz. İnsan ekmek yediği tezgahı parçalamaz. Milletinin istikbaline ihanet etmiş demektir bunu yapan. 2013 yılından beri çok ibret verici hadiseler yaşadık. Gezi’yle başlayan süreçte dış basın Türkiye’yi tenkit etmişlerdir. Gezi olayları sırasında canlı yayın yaparak Türkiye’yi karalayanların başka ülkelerde aynı şeyler yaşanınca olan üç maymunu oynuyorlar. En son Amerika’da yaşananlarla ilgili tek kelime yok. Hiç eleştiri yok.. Niçin? Çünkü bunların derdi demokrasi değil. İdam kararları var Mısır’da. Ses var mı batıda. Soruyorum neden sesiniz çıkmıyor? Onlarla aynı masada oturmadığım zaman da neden oturmuyorsunuz diyorsunuz.
"O MADDELER DELİL TEŞKİL EDECEKTİR"
Gezi olaylarının ardından 17-25 Aralık darbe teşebbüsü yaşandı. Sinsice örgütlenmiş bir yapı ülkemizi ele geçirmeye çalıştı. Hala da devam ediyor. Yetkisi olmadığı halde kalkıp yetki kullanıyor. Ama işte en son MGK’da aldığımız kararla Mili Güvenlik Siyaset belgesiyle legal görünüm altındaki illegal yapılanmaları artık oryaya koyduk ve tavsiye kararı olarak gönderdim. Mili Güvenlik Siyaset belgesi içinde yer alan maddeler bir delil teşkil edecektir.
"SEN NE ANLARSIN TANKTAN"
Arka kapıdan gelenlerle görüşmeler yapıyorlar. Bunlar aynı bataklığın ürettiği hastalıklar. Dünyanın neresinde uzantıları varsa orada çalışıyorlar. Devletin tüm kurumlarının içine sızmış militanlarıyla çalışıyorlar. Seçimleri fırsata dönüştürmek için çalışma içindeler ama başaramayacaklar. Tek amaçları milletin önünü kesmek. Demokrasi ve ekonomide kazandığımız başarıları tehlikeye sokmayız. Çözüm sürecini başlatan siyasi irade olarak kararlılığımızdır.
Süleyman Şah Türbesi'nden hareket halindeki tank arıza yapmış. Kalkıyor terör destekli partinin vekili diyor ki biz kurtardık tankı. Yalan! Sen ne anlarsın tankı tamir edip, orduya teslim etmekten? Senin böyle bir derdin mi var?
"ASGARİ ÜCRETİN FARKINDA DEĞİLLER"
Bizi hukuk üzerinden vurmak isteyenler de başarılı olamayacaklar. 1970’li yılları, 1990’lı yılları unutmadık. İnanın şaşıyorum bugünlerde. Cumhurbaşkanı olarak şimdi bugünlerde asgari ücret açık artırmaya çıkarıldı. Devletin belirlediği bir ücret var. Bir tanesi 1500, diğeri 1800, diğeri 5000 diyor. Eğer bu rekabete bakarsa, en fazla rakam söyleyen mi kazanacak. Bunlar asgari ücretin farkında değiller.
"SİYASİ LİDER BELİRLEYEMEZ"
1000 ile neyi garanti altına alır devlet? Sosyal güvencesini kontrol altına alıyor. Bu bir güvencedir, korumadır. İşveren daha fazla verecekse versin önü açık. Ama bir siyasi lider bunu belirleyemez. Ama maalesef bazı yerlerde güvence vermeden insan çalıştıranlar var. Doğu’da oluyor özellikle. Bunların hepsi de kitapsız, desteksiz atılan rakamlar.
Son bu maden olaylarından sonra çalışma saatlerini ele almamız lazım dedik. Ben dedim bunu 7 yapmamız lazım, 7,5'ta karar kıldılar. Emsalleriyle mukayese edilmeyecek bir noktadayız. Biz geldiğimizde 184 liraydı. Şimdi 1000 liraya çıktı. Asgari ücrette 5 kattan fazla artış var. Hastaneler rezillikti. Nerelerden nerelere geldik. Eskiden nasıldı bir düşünün. Şehir hastaneleri kuruyoruz şimdi. Bazı girişimlerim oldu. Bu şehir hastanesine girdiği zaman bütün problemlerini orada bitirip oradan çıkacak. Hastanenin dışında sedyenin üzerinde hasta taşınıyordu. Şimdi helikopter ambulansımız bile var. Sağlık sıradan bir olay değil. Sağlık olmasa neye yarar?
"MARMARAY'I GÖRÜNCE BATI DÜNYASI ŞAŞIRIYOR"
Biz çok zor şartlarda okuduk. Kitap bulamazdık. Buralardan geldik.
Ama şimdi birinci hamur kağıtla kitaplarını veriyoruz yavrularımızın.
Adalette, eğitimde, ulaşımda bu ülkede 79 senede 69 bin km yol yapıldı. 12 senede 17 bin km yol yapıldı. Marmaray’ı görünce batı dünyası şaşırıyor. Avrasya tüneli önümüzdeki hafta bitiyor. Üçüncü köprü bu yıl sonuna kadar yetişebilir, sonra da yüksek hızlı tren… Bunları 15 sene önce konuşsak inanır mıydınız? İman o kadar önemli bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır.
“BUNLARA SANDIKTA CEVAP VERMEK LAZIM”
Geldiğimizde 26 havalimanı vardı, şimdi 53 oldu. Biz yapıyoruz onları yıkıyor. Ağrı’da, Kars’ta makineleri yıkıyorlar. Yaptığın nedir? Asla ayrım yapmıyoruz, yapmıyorum. Hakkari’deki kardeşim neden karadan gelsin diyorum. Yok olmaz diyorlar. Kim diyor? Terörist… Bunlara sandıkta cevap vermek lazım… Hakkari Havalimanı’nı açacağız…
Bunların engellemelerine rağmen Türkiye’nin bir geleceği var
Şimdi Türkiye’nin yönetimine talipler… Allah beterinden saklasın…