Güncelleme Tarihi:
Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen iklim zirvesi için Dubai’ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Türkiye’nin konuştuğu bankacı Seçil Erzan’la ilgili soruşturmalarla ilgili gelen, “Biliyorsunuz, sosyal medyada fenomenler var. Bunların çok sayıda takipçileri var. Şatafatlı bir hayat yaşıyor ve bunu da biraz görgüsüzce ortaya koyuyorlar. Bu fenomenler kara para aklama, vergi kaçırma gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Bazıları tutuklu yargılanıyor. Bu olayla ilgili sizin görüşünüz nedir? Ayrıca Denizbank’ın bir şube müdürü, saadet zinciri dedikleri yöntemle para toplamış, böyle bir iş yaptığı ortaya çıkıyor. Aslında iki tarafı var bu işin. Bir tarafta böyle hiç makul olmayan, piyasa koşulları açısından verilmesi imkânsız olan bir vaatle para toplayan bir Seçil Erzan var. Diğer tarafta da bu imkânsız vaade kanan ünlü futbolcular. Arda var, isim vereyim isterseniz. Emre Belözoğlu var. Bir de bu işin neresinde olduğunu kestiremediğimiz ama tartışmanın da tam göbeğinde olan Fatih Terim var. Bu olayla ilgili yorumunuz nedir?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
SAKINMA DİYE BİR ŞEY YOK
“Türkiye hukuk devletidir ve kim hukuksuzluk yapıyor ise cezasını çeker. Konu yargıdadır ve yargı bununla ilgili gerekli araştırmasını yapmaktadır. Vatandaşlarımız kolay para vaadiyle, kısa zamanda yüksek kâr sunan dolandırıcıların türlü tuzaklarına düşmemelidir. Devlet tabii ki bunların peşindedir ve oyunları bozmaktadır. Ancak bu illegal fon vaatlerine, yasal olmayan yollarla elde edileceği söylenen kârlara karşı halkımız çok dikkatli olmalı. Bu konularla ilgili kararlar inanıyorum ki yargı tarafından en ideal şekilde verilecektir. Burada sakınma diye bir şey söz konusu değil. Bu olayda adı geçen şüphelilerle ilgili araştırmalar sürüyor. Futbolcu arkadaşlarla ilgili de aynı şekilde süreç devam ediyor. Bankanın en üst düzey yöneticileri ile ilgili de şu anda bütün soruşturmalar devam ediyor. Öyle zannediyorum ki kısa zamanda burada da inşallah neticeleri alacağız.” Erdoğan, gündemdeki diğer konuları da şöye değerlendirdi:
İSRAİL’İN GAZZE’YE SALDIRILARI: BARIŞIN PEŞİNİ BIRAKMAYIZ
Barış fırsatını maalesef İsrail’in uzlaşmaz yaklaşımıyla şimdilik kaybettik. Ancak ‘bundan sonrası da böyle olacak, barış fırsatları heba edilecek’ yaklaşımı içerisinde değiliz, umudumuzu yitirmeyelim. Barışın peşini bırakmayacağız. Devlet ve hükümet başkanlarıyla irtibatlarımızı devam ettiriyoruz. İşbirliği Teşkilatı bünyesinde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın da içinde olduğu dışişleri bakanlarından oluşan bir Yedililer Grubu var. Onlar da bu çalışmaları devam ettiriyorlar. Riyad Zirvesi’nde alınan karardan sonra, ilgili temas grubu İslam İşbirliği Teşkilatı adına çalışmalarına başladı. Gazze’yi iki devletli çözümün olmadığı bir ortamda tartışmama konusunda muhataplarımızı bir noktaya getirdik. Ortak baskımız neticesinde Avrupa ülkelerinin bir kısmının hem bizim konumumuzu anladığını hem de bizim savunduğumuz tezleri sahiplenmeye başladıklarını gördük. Londra’da, Paris’te, Barselona’da Akdeniz İşbirliği Toplantısı’nda ve en son New York’ta, BM’de yapılan görüşmelerde grubun çalışmalarının çok ciddi netice vermeye başladığını gördük. Çalışma grubu haftaya da ABD ile bir araya gelecek.
SAVAŞ SUÇU YARGILAMASI: BEKLENTİMİZ LAHEY’DE CEZA ALMALARI
3 bine yakın avukat Lahey’de Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gerekli başvuruyu yaptı. İstanbul Milletvekilimiz Cüneyt Yüksel, bu heyetin içerisindeydi. Oradan beklentimiz, Netanyahu başta olmak üzere suçüstü yakalanan bu soykırımcıların, bu Gazze kasaplarının gereken cezayı almalarıdır. Temennimiz, adaleti bekleyenler, verilecek kararla “İşte şimdi oldu” desinler. Bu davanın üst seviyede takibini yapacağız. Biz bu soykırımı unutmayacak ve unutturmayacağız. Er ya da geç, mutlaka İsrail bunun hesabını verecek. Bu leke, sadece Netanyahu yönetiminin değil, ona şartsız ve koşulsuz destek veren ülkelerin alnına da yapıştı. Bu devletlerin ve uluslararası kuruluşların kayıtsızlığını dünya asla unutmayacak.
ABD’NİN ‘ENDİŞE’ AÇIKLAMASI: HAMAS ASLA TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR
Ben Amerika’ya daha ilk seyahatimde orada Jewish Community ile toplantı yapmıştım. 20 yıl önce bana orada Hamas’ı sormuşlardı. Ben de demiştim ki “Hamas bir terör örgütü değildir. Onlar sadece 1947’den şu ana kadar elde tutabildikleri bir avuç toprakta mücadelelerini sürdüren insanlardır.” Şu anda ben aynı yerdeyim. Hamas’ı, kim ne derse desin, bir terör örgütü olarak asla kabul edemem. Siz PKK’yı, YPG’yi, FETÖ’yü ödüllendirirken, hatta hatta bunları Oval Ofis’te ağırlarken, kalkıp da Hamas’ı bu şekilde yorumlamamızı bekleyemezsiniz. Hamas, her şeyden önce Filistin’in bir gerçeği.
ATİNA’YA ZİYARET: KAZAN-KAZAN ANLAYIŞIYLA GİDECEĞİM
Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birileri bizi birbirimize düşürmenin gayreti içerisinde. Yanı başımızdaki komşumuza ziyaretimizi yaparız, oturur konuşuruz. Tabii ki görüş ayrılıklarımız var ve çözümü bir çırpıda mümkün olmayan derin meseleler bulunuyor. Fakat hemen çözebileceğimiz ve işbirliği zeminini genişletecek başlıklar da yok değil. Yeni bir dönem başlatır, verilen sözleri tutar ve dış etkilerden arındırılmış bir düzlemde bu ilişkileri geliştirebilirsek eminim ki kazançlı çıkarız. Bizim dış politika anlayışımız “hep ben kazanayım karşıdaki kaybetsin” değildir. Biz “kazan-kazan” anlayışı ile Atina’ya gideceğiz.
ASGARİ ÜCRET NE OLACAK: VATANDAŞI ENFLASYONA EZDİRMEDİK VE EZDİRMEYİZ
Bütün mesele tarafları mağdur etmeden bir neticeye varabilmek. Asgari ücret artışı zaten biliyorsunuz yıl içinde bir kezdir. Bir kez verilecek zamla bu iş biter. Bunun da sorumlusu birinci derecede Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan’dır. Biz vatandaşımızı bugüne kadar enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyiz. Ekonomi yönetimimiz bir yandan da enflasyonu dizginleyici adımlar attı, bunlar da sürüyor. İşaretler olumlu, yakında enflasyonun kalıcı bir şekilde dizginleneceğini göreceğiz. Enflasyon sorununu da tarihe karıştıracağız.
YEREL SEÇİMLER: İSTANBUL ADAYI ŞEKİLLENDİ Mİ
Şu an itibarıyla bu tür açıklamayı yapmamız asla doğru olmaz. Bırakalım çalışmalar devam etsin. Belli bir noktaya gelsin. Açıkladığımız zaman da mesele bitmiştir. Hepiniz zaten bunları gayet güzel bir şekilde öğreneceksiniz. Ama bizleri mahcup edecek isimleri Allah’ın izniyle biz milletimizin önüne koymayız. Bizim belediyecilik anlayışımız dillere destandır.