Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
Muhacirlere sahip çıkarak siz gönüllerde taht kurdunuz. Türkiye’de bazı siyasiler utanmadı bir katili Esed’i ziyaret edebiliyorsa ülkemizde hala nelerin olduğunu iyi düşünmemiz lazım. Kimlerin olduğunu düşünmemiz lazım. Zulme rıza zulümdür. Zalimlerin yanında yer alanlar da zalimdir. Bir gün şartlar değişecek. Bağrınıza bastığınız o kardeşler Suriye’de size sevgilerini gönderecekler, bizi yalnız koymadılar diyecekler.
“DÜNYA KAZAN BİR KEPÇE OLACAĞIZ”
Muhalefet çıkmış cumhurbaşkanının meydanlarda ne iyi var diyorlar. Bunlar Çankaya’da oturup imza atan cumhurbaşkanlarına alışmışlar, öyle devam etsin istiyorlar. Kusura bakmasınlar Sayın Gül’ü tenzih ederim, “Biz yan gelip yatan bir cumhurbaşkanı olmayacağız” dedik. Bizi bu makama millet gönderdi. “Dünya kazan bir kepçe olacağız” dedik ve böyle yürüyoruz.
DOĞRU YOLDAYIZ DEMEKTİR
Bu muhalefet benim sözlerimden rahatsız oluyorsa doğru yoldayız demektir. Onların alkışladığı gün benim kendimi kontrol etmem lazım, bir yanlışlık var demektir. Ne zaman önümüz kesildiyse yanımızda siz vardınız. Bugün eğer burada ayaktaysak sizlerin sayesindedir. Türkiye çok önemli bir dönemden geçiyor. Biz kendi çevremizde şuandaki gibi tabloyu istemedik istemiyoruz.
Ölümden kaçan hiç kimseye kapatmadık. Bundan sonra da kimseye kapımızı kapatmayacağız. Bunu daha çok paramız olduğu için değil; vicdanımız, tarihimiz, inancımız gerektirdiği için yaptık. Bugün kucak açtığımız tüm kardeşlerimiz Çanakkale’de bizimle birlikteydi. Kurtuluş Savaşı’na varının yoğunu satarak katkıda bulunan yine onlardı. Bu insanlar asla el değil, öteki değil, asla yabancı değil, Bu insanlar biziz biz. Biz neysek onlar da o.
Meseleye bu açıdan bakmayanlar kendi tarihine, kültürüne yabancılaşmış olanlardır. Biz asla kendi tarihimize yabancılaşmadık. Çevremizde bu olaylar olurken, ülkemizde de çok ciddi bir meselemizi çözme yolunda önemli bir mesafe kat ektik. Analar ağlamasın diye çıktığımız bu yolda önemli bir dönüm noktasına yaklaştık. Biz milletimiz için milletimiz kardeşliği ve geleceği için bu projeyi başlattık. Söz verdiler tutmadılar, provoke ettiler. Sabote ettiler, tahrik ettiler. İnanın bütün bunlara hep sabrettik. Neden sabrettik. Ülkemiz bu bunalımı yaşamasın dedik. Bunlara farklı muamele de yapılabilirdi ama biz yapmadık. Yeri geldi kan kustuk, kızılcık şerbeti içtik, boğazıma düğümlenenleri yuttuk. Bugüne kadar pek çok yöntemin denendiği bu süreç içinde, demokrasi içinde çözüm imkanı yakalamıştık. Saolsun hem bölgedeki hem kuzeyinden güneyine doğudan batıya her kesimden insanımız bizi destekledi. Süreç buraya geldiyse en büyük pay sağ duyusu kaybetmeyen milletimize aittir.
İSTİYORUZ Kİ BU CAN ARTIK YANMASIN
Anneler üzerinizde büyük görev var. Babalara, kardeşlere abilere ve ablalara büyük görev düşüyor. Bugüne kadar canı yanan onlar oldu. İstiyoruz ki bu can artık yanmasın. Gençlerimize büyük görevler düşüyor. Çünkü onların hayalleri var.
Gaziantep Çözüm Süreci’nin bir modelidir. “Bu işin sonu ne olacak” diyenler varsa gelsinler Gaziantep’i görsünler. İnanın kimsenin kimseye bir şey verdiği yok. 78 milyonun her birine hangi hakkı veriyorsak bölge halkına da aynısını veriyoruz. Ne bir eksik ne bir fazla.
TÜRKİYE’NİN İHTİYACINI KARŞILAYACAK OLAN SİSTEM BAŞKANLIK SİSTEMİDİR
Dünya değişiyor, Türkiye de onunla birlikte değişiyor. Bizi düşen Türkiye’yi daha ileriye götürmektir. Artık bu beden bu gömleği sığmıyor. Türkiye’nin her alanda hızlanmaya ihtiyacı var. Günümüz şartları hızlı karar almayı ve hareket etmeyi gerektiriyor. Mevcut sistem bunu karşılamıyor. Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak olan sistem başkanlık sistemidir.
1960 anayasası ile böyle bir sistem kurulmuş, 80 anayasası ile de sistem iyice yerleştirilmiş. Ne kadar tadilat yaparsanız yapın sistemin ruhundaki bozukluğu gideremiyorsunuz. Adeta yamalı bohça bir yere varamıyorsunuz. Meclis’te milletvekili oranımız yüzde 60 olduğu halde kurulan komisyonda yüzde 25 ile temsil edildik. Komisyon samimi çalışmayınca netice çıkmadı.
Muhalefet yasa çıkarmak için yok, yasaların çıkmaması için var. Kefenin cebi olmadığı başkanlık sistemini alıp öteki tarafa götüreceğimiz de yok. Aslında bu konuda geç bile kalındı. Bugüne kadar Türkeş’ten Erbakan Hocaya, Özal’dan Demirel’e pek çok lider başkanlık sistemi hayallerini dile getirmiştir. Bu meseleyi bugüne kadar geciktirenler ülkemize ve milletimize karşı vebal içindeler.
Kendi oylarıyla Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanını seçen bu millet inanıyorum ki bu ülkenin ilk başkanını da seçme iradesini gösterecektir.
Yarın kadınlar günü. Yarın kadına şiddete karşı koymanın önemli bir sıçrama günü. İnşallah bu mücadeleyi de birlikte sürdüreceğiz. Kadına şiddet insanlığa ihanettir. Bu mücadeleyi tarih boyunca kadınlar verdi şimdi birlikte vereceğiz. Veda Hutbesinde Peygamberimiz kadından Allah’ın bir emanetin olarak bahsediliyor. İki kadın makamların en üstünde. Bak erkek, baba makamların en yükseğinde değil. Cennet annenin ayaklarının altında, babanın değil.