Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Twitter yasağını eleştirip attığı tweetlerle de yasağı delen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için, “Sayın Cumhurbaşkanımız bu tür bir uygulamayı yapmış olabilir, ben paylaşmıyorum, paylaşmadığımı da yaptığım açıklamayla ortaya koydum. Cumhurbaşkanı tweet atabilir, ben tweet atmaktan hoşlanmıyorum, benim yapacak daha çok işim var, onlarla uğraşıyorum, alanlarda gece gündüz koşturuyorum, bunlarla uğraşacak zamanım da yok” dedi.
''BEN ALANLARA BAKARIM''
ABD ve AB başta olmak üzere dünyadan da tepki gören Twitter yasağıyla itibar kaybettiği eleştirilerine, “Hiçbir şey kaybettiğim yok, ben alanlara bakarım, nasıl bakıyor, yorumluyor” diyen Erdoğan, Twitter yasağının sürüp sürmeyeceğine ilişkin de, “Bu sürekli mi olur, o ayrı konu, düzelirse olmaz” dedi.
Erdoğan, NTV ve Star TV ortak yayınında yaptığı açıklamalarında, Twitter’dan Türkiye’deki yargı kararlarını uygulamasını beklediklerini kaydederek şöyle dedi:
ARKASINDA YOUTUBE VAR
“Düzelttiniz düzeltiniz, düzeltmediniz kesin tavırlıyız, bu işi kapatırız. Yasaklara uysunlar biz de sorunu bitirelim. Ama uymadıkları takdirde şurası ne der burası ne der bunlar bizi ilgilendirmez. Twitter dediğiniz nedir ya, bir şirket. Bu işin ardında zaten Youtube var, burada bir temsilcileri de yok, Youtube’un avukatlarıyla çalışıyorlar. Ülkemiz Muz Cumhuriyeti değil, bunu bilmeleri lazım.”
OBAMA’YI DİNLEYEBİLİR MİSİNİZ?
AB’den gelen eleştirilere de tepki gösteren Erdoğan, “Kusura bakmasınlar, önce üzerlerine düşeni yapsınlar. Önce AB’nin hukuka saygılı olması lazım. Bu iç hukuk meselemizdir. Mahkeme kararına göre bu adımlar atılmaktadır. Diğer ülkelere ne uygulanıyorsa Türkiye’ye de onu uygulamaları gerekir. Özgürlükler meselesini biz çoğundan ileride hallettik. Başbakana istediğini yazıp söylüyorlar. Avrupa ülkelerinin çoğunda bunu yapamazsınız. Siz Obama’nın telefonunu dinleyebilir misiniz? Merkel’in dinlenme olayı oldu ayağa kalktılar. Peki bize ne oluyor, niye bu kadar rahat hareket ediyorlar” diye konuştu.
17 ARALIK DEVRİM
Erdoğan, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına ilişkin de, “17 Aralık direk olarak millete karşı yapılmış bir eylemdir, bir devrimdir. Böyle bir teşebbüs var. Millete yaptılar, benim şahsıma karşı değil, Türkiye Cumhuriyetine karşı, bu göz ardı edilemez. Aynı şekilde 25 Aralık’ta öyle. Onun için bu bir istiklal, istikbal mücadelesidir, bu kadar önemli bu” dedi ve seçimlerden sonra bu konuda gereken adımların atılacağını söyledi.
İSVİÇRE’YE BERABER GİDELİM
Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, İsviçre bankalarında hesabının olduğu iddiası için de, “13 hesabım olduğunu söylüyor. Dürüstsen, namusluysan açıkla. Sen bir avukat koy ben bir avukat koyayım, veya beraber gidelim, oradaki parayı alalım, zaten züğürt bir yanın var, bu paraların hepsini de sana vereyim. Yahu olmayan bir şey söylenir mi. Şimdi Pensilvanya’ya güvenerek atlıyor bu iddialara” dedi.
ÇÖZÜME YASAL ZEMİN MESAJI
Erdoğan, çözüm sürecinin yasal zemine oturtulması taleplerine ilişkin de, “İmralı’nın Meclis’te eli ayağı olanlar var, onlar ele avuca gelen şeyler söylerlerse çalışılır, ama ulusal güvenliğimize aykırı şeyler olmaz” dedi. Erdoğan, “Bizim getirdiğimiz hak ve özgürlükleri Cumhuriyet tarihinde kimse getirmedi” diye konuştu.
GENELKURMAY BAŞKANI'NI DA DİNLEDİLER
Erdoğan, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlarla birlikte Genelkurmay Başkanının da dinlendiğini söyledi. “Yasak olmasına rağmen yapılıyor” diyen Erdoğan, “Dinimize de aykırı, dinimize göre kimseyi dinleyip gözetleyemezsiniz, ama bunlar din kisvesi altında bunu yapıyorlar, sonra bunu tehdit, şantaja dönüştürüyorlar” dedi.
ANGAJMAN KURALLARI İHLAL EDİLİRSE KARŞILIK VERİLECEKTİR
Türk jetlerinin Suriye savaş uçağını vurmasıyla ilgili Başbakan, şunları söyledi:
“Şu anda Suriye ile ilişkilerimizin geçmişi, 3 yıllık son süreç ortada. Sınır komşumuz, kardeşlerimiz ve yönetimle olan ilişkilerimiz çok çok olumluydu. Bu olaylar başlamadan önce biz bazı şeyleri kendilerine uyardık. Bu olaylar Suriye’ye de sıçrayabilir. Gelin Baas rejimini bir değişime uğratalım. Hatta beni arabasına alır gezdirirdi. Son görüşmemizi Asi Nehri kıyısında yaptık. 3,5 saatlik bir görüşmemiz oldu. Biz tabii o zamanlar böyle bir Esad’ı beklemiyorduk. Telefon diplomasisi yürüttük. Ölümler, öldürmeler devam ediyor. Ahmet Bey’i gönderdim. Kendisi 6 saat görüştü. Özel temsilcilerimi gönderdim. Niyetimiz çok samimiydi. Bir Ramazan akşamıydı camilerin bombalanması olunca ben kendisini aradım. Yarın Cuma. Ne olur talimatınızı verin, şu insanları yarın öldürmesinler. Onu dedi benim adamlarım yapmıyor dedi. Şebbia’ları kendi adamları gibi göstermiyor. Oysa onlar onun adamları. Yaklaşık 160 bin can kaybı var. 8 bin çocuk. Açık kapı politikasıyla çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Yaralılar oluyor, bunlarla ilgileniyoruz. Şu anda hala öldürmeye devam ediyorlar. Daha önce bir helikopterle bizim hava sahamızı ihlal ettiler. Yeni angajman kurallarından hareketle uçaklarımız bu helikopteri vurdu. Şu anda da aynı şekilde bizim hava sahamızı ihlal eden, 1-1,5 kilometre ihlal ettikleri bana bildirildi, bizim uçaklarımız tarafından vuruldu. Kesep bölgesi tekrar Özgür Suriye Ordusu tarafından ele geçirilince bunlar orayı bombalamaya başladı. Bundan sonra da angajman kuralları ihlal ederse karşılığı verilecektir. Çirkin olan bizim muhalefetin bunu kullanması. Biz seçim sathı mahallindeyiz diye bu olaya göz mü yumacağız. Bizim 74 tane vatandaşımızı şehit ettiler. Muhalefet başta CHP olmak üzere bunları hala övmeye çalışıyor. Bu siyaset malzemesi olabilir mi? Senin yapman gereken böyle ulusal bir konuda hükümetinin, silahlı kuvvetlerinin yanında yer almak. Bu bizim bir milli meselemizde bile muhalefetin ne denli ayrı düştüğünü göstermektedir. Bizim tabii bunları dinleyecek halimiz yok.
Süleyman Şah Türbesi ile ilgili de burayla ilgili IŞİD’in bir sıkıntısı var. Burada Türkmenler vardı. Onların zayıf düşmesi geri çekilmelerine yol açtı. Geri çekildikleri gün 80 şehit verdiler. MİT’in aranan TIR’ları bizi bu Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Bunlar yapıldı diye biz Bayırbucak Türkmenlerini yalnız bırakamazdık, yine de bırakmayacağız. Süleyman Şah Türbesi’ne karşı böyle bir yanlışlık olacak olursa orada da gereken yapılacaktır. Bu topraklar bizim topraklarımızdır. Yaklaşık 10 dönüm bir arazidir o. Uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınmış bir toprağımızdır.
Niğde olayında bir Kosovalı, bir annesi babası farklı ülkeden, bir diğeri de Makedon. İkisi yaralı ele geçirildi, biri de yakalandı. Ankara’ya getirildiler. Bağlantıları nedir? Suriye’de aldıkları eğitimler filan. Silahı yanlarında sünnet olduğu için taşıdıklarını iddia ettiler. Belli bazı bilgiler elde edilmiş durumda. Üzerine gerek istihbarat birimlerimiz, gerek yargı gerekeni yapıyor.”