Güncelleme Tarihi:
Bir seferde iki katrilyon liralık yatırımı resmi olarak bugün Kırklareli’yle buluşturuyoruz. Bütün bu eserleri Kırklareli’ye kazandıranlara teşekkür ediyorum. Kırklareli’nde yatırım yapan buraya istihdam sağlayan özel sektörümüzü ayrıca kutluyorum.
Kırklareli için, Tekirdağ Edirne tüm Trakya için gerçekten tarihi bir açılış töreni gerçekleştiriyoruz. Yarın Tekirdağ’a gidiyoruz, Çerkezköy, Çorlu merkezde bu açılışları yapacağız. Keşan aynı şekilde. Pazar günü Edirne’de olacağız. Bizim için durmak yok, yola devam diyoruz.
"FERHAT GİBİ SEVDALIYIZ"
Bizim için doğu yok, batı yok. Biliyorsunuz bir hafta önce Diyabakır’daydım, sonra Muğla, hafta içi Katar, dün İstanbul, bugün Kırklareli, yarın Tekirdağ, Pazar günü Edirne’deyiz. 780 bin kilometrenin aynı nazarla aynı aşkla aynı sevda ile bakıyoruz. Çünkü biz bu millete sevdalıyız. Ferhat gibi sevdalıyız.
Ne dedik? Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Yola böyle yürüdük. Rabia’da bizi işaretliyor görüyorsunuz. Millet neler var bunların içinde? Türkü var, Kürdü var, Lazı var, Çerkezi var, Boşnağı var, Romanı var. Aklınıza ne gelirse, 36 etnik unsur hepsi bunda var.
"AYIRT ETMEKSİZİN SEVİYORUZ"
Gazi Mustafa Kemal, Meclis’i tanımlarken, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, sayıyor sayıyor, "Tüm İslami unsurlardan oluşuyorsunuz" diyor. Bu Meclis bunlardan meydana geldi diyor.Hala millet tanımını anlayamayan milliyetçiler var bu ülkede. Biz ayırt etmeksizin seviyoruz. Türk de benim kardeşim, Roman da benim kardeşim, Kürt de benim kardeşim. Hepsi kardeşim.
“KASIMPAŞA’NIN ROMANLARINA SOR BENİ…”
Ben Romanlarla aynı mahallede doğdum yahu. Kasımpaşa’nın romanlarına sor beni anlatsınlar size. Onlarla top oynadım, aynı okullara gittim. Öyle doğdum, öyle büyüdüm. Tek bayrak dedik, hala bayrağımızı tanımayanlar var. Onlara tanıtacağız. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bedelini ağır öderler, kimse böyle bir hesabın içine girmesin. Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti. Vatandaşlıktan rahatsız olanlar var. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı bitti. Bir olacağız beraber olacağız. Olay bu, bunu hazmedemeyenler var. Varsın hazmetmesinler, Kırklareli zaten bu meydandan cevabını veriyoruz.
Bu yıl Balkan Savaşı'nın yüzüncü yıl dönümünü kutluyoruz. Gerçi yüz yıl önce bu bölge, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli maalesef çok acılar yaşadı. Sadece burası değil, bizim Balkanlar'daki kardeş ülkelerimiz, oradaki kardeşlerimiz de o dönemde çok büyük acılara şahit oldular. Yüzbinlerce kardeşimiz akrabımız topraklarını terk ettiler, göç ettiler. Geldiler buralara. Ana vatanlarına yerleştiler.
"DIŞARIDAKİ DÜŞMAN KOLAY DÜŞMANDIR"
Ben burada yüz yıl öncesinden maalesef miras kalmış bir zihniyeti sizlere hatırlatmak istiyorum. Dışarıdaki düşman kolay olan düşmandır. Ama insanın içindeki yanındaki yanı başındaki düşman işte o dışardaki düşmandan çok daha tehlikelidir. Bunu Pazar günü aslında Edirne’de söyleyeceğim. Ancak Balkan Savaşları sırasındaki zihniyeti belirtmek açısından hatırlatmakta fayda görüyorum.
1913 yılında, Enver Paşa, işgal altındaki toprakları kurtarmak, düşmanı püskürtmek, türk şehirlerini geri almak için bir hareket düzenliyor. Edirne’yi yeniden almak için ilerliyor. O sırada ne diyorlar biliyor musunuz. Çok ibretlik “Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin” diyorlar. Bakın bu çok manidardır. Yeter ki Enver başarılı olmasın, kazanmasın.
Edirne’ye ne olursa olsun, tüm Trakya’ya ne olursa olsun Enver kaybetsin, Osmanlı parçalansın da kazanan her kim olursa olsun. İşte yüz yıl önce bu topraklarda bunu söyleyenler vardı. Ne yazık ki şu anda da aynen bunu söyleyenler, aynen bu tavrı gösterenler var. Var mı? Var.
"KENDİ MİLLETİNE ZARAR VERMEKTEN ÇEKİNMEYECEK KADAR..."
Hükümet başarılı olmasın da Türkiye’ye ne olursa olsun diyenler var. Hükümetin başarı hanesine yazılmasın da Türkiye millet kaybederse kaybetsin. Meselesi Türkiye olmayanlar, millet olmayanlar, şahsi hırslarını çıkarlarını rantlarını öne çıkarıp, Türkiye’nin milletin çıkarlarını ayaklarının altında çiğneyebiliyorlar. Hükümeti eleştirmek, kaybetmesini sağlamak, hükümete zarar vermek adına, kendi ülkelerine kendi milletine zarar vermekten çekinmeyecek kadar izanlarını yitiriyorlar.
Terörü bitirmek gözyaşını dindirmek için çok samimi mücadele veriyoruz. Biz çözmeye uğraştıkça, birileri de çözülmesin diye elinden geleni yapıyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Hükümet kazanmasın da varsın terör devam etsin, varsın gençler ölsün varsın anneler ağlasın dursun diyen bu ülkeyi seviyor olabilir mi? Gelin beraber çözelim dedik, öneriniz tavsiyeniz varsa buyurun söyleyin dedik. Birlikte çözüme yanaşmadılar. Ortaya bir plan proje koyamadılar.
İşte ana muhalefet, mikser mikser. Karıştırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Hadi gel beraber çözelim. Anayasayı beraber yapalım. Hatırlayın bayramda ben 48 madde üzerinde açıklama yaptık. Mutabakat sağladık. MHP, BDP katılmaz önemli değil, CHP gel beraber yapalım. Cevap yok.
"BELEDİYECİLİK ADINA NE VAR?"
Bu CHP akşam başka sabah başka. İnanın böyle. Hiçbir zaman dürüst hareket etmediler. Zaten işte Kırklareli, merkezde ne yaptıklarını görüyorsunuz. İlçelere bakın. Allah aşkına belediyecilik adına ne var görüyorsunuz. Dört ay burada misafiriniz oldum. Ama AK Parti’nin bütün ülkelerini rüyasını orada gördük. Kırklareli’nin bende böyle bir hatırası var. diyorum ki bu ana muhalefet, ne plan ne program ne proje. Hiçbir şey beklemeyin. Sadece en büyük maharetleri iftiradır.
SİZE HAVALE EDİYORUM, BİLDİĞİNİZ GİBİ YAPARSINIZ
Yavrularımızın eline verecek kitabımız yoktu. Kırtasiyecilerin önünde sıraya girmez miydik? Ama şimdi sıraların üzerine kitapları ücretsiz olarak koyan iktidar biziz. Şimdi bunu da aşıyoruz. İnşallah başladık, akıllı tahtalar, tablet bilgisayarlarla derslere gidip gelecekler. Biz birilerinin gerisinde kalamayız. Bu konuda bir mücadele veriliyor be. Tayyip Erdoğan ile uğraşmanın, ben ne dedim bunların ismini ağzıma almayacağım dedim. Hepsini size havale ediyorum, siz bildiğiniz gibi yaparsınız. Şu terör belasından ülkemizi kurtardığımızda Türkiye’yi tutana aşk olsun. bir uçuşa geçeceğiz ki sormayın. Şu anda hava taşımacılığında dünyanın en saygın ülkelerinden biri haline geldik.
"DEVLET MEMURUNA BORÇLU OLUR MU?"
Yeni bir Türkiye’ye geldik. IMF’ye borcumuz var 23,5 milyar dolar. Mayıs’ta borcu sıfırladık, şimdi IMF borç istiyor bizden. 'Milliyetçiyiz' diyenlere sesleniyorum.Milliyetçi bunlar değil mi? Bize milli bankamız MB’de kasasında 27,5 milyar dolar vardı. Şimdi 135 milyar dolar açtık. Ekonomik olarak güçlüysek bundan güçlüyüz. Cebimizdeki parayı alıyorlardı. Tasarruf adı altında 13,5 kattrilyon parayı sizden kestiler. Böyle bir paranın ödeneceğini geri almay düşünüyor muydunuz? Biz ödedik onları biz. İşçi, memura ev vereceğiz diye para topladılar vermediler. Belgeler kayboldu biz depolardan çıkarttık. Bunları yapan biziz. Devlet memuruna borçlu olur mu? Bizden öncekiler borçlandılar. Bununla da kalmadık. Şu anda milli gelire oranla Türkiye’nin borcu yüzde 73’tü
Şimdi yüzde 36 oldu. Yüzde 73 nire yüzde 36 nire. Daha da iyi olacak inşallah.
'Bir olalım, diri olalım' diyorum. 'Hep beraber Kırklareli olalım' diyorum. 'Hep beraber Türkiye olalım' diyorum. 30 Mart’a 4 ay kaldı. Değişim dönüşüm istiyorsak var mıyız? Sesinizi Lüleburgaz’dan duyulsun. Geleceğimiz aydınlık olsun.