ErdoÄŸan'dan önemli açıklamalar

Güncelleme Tarihi:

Erdoğandan önemli açıklamalar
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 05, 2012 11:09

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Davutpaşa Kampüsü'nde, Yıldız Teknik Üniversitesi 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı açılışında konuştu. Erdoğan'a fahri doktora ünvanı verildi. Erdoğan, "İlk defa buradan seslendiriyorum. 18 yaşına seçme yaşını veren, bu yetkiyi veren anlayışa diyorum ki “Madem 18’e sen bu yetkiyi verdin, gelin 18’e seçilme hakkını da verelim" dedi.

Haberin Devamı

Ä°ÅŸte ErdoÄŸan'ın konuÅŸmasından satır baÅŸları:      Â

Yurt kapasitelerini artırarak, kredi-burs imkanlarını geliÅŸtirerek öğrencilere her türlü desteÄŸimizi verdik. Alamıyorum diyen yok, herkese burs veya kredi muhakkak veriyoruz.  Â

İçinde bulunduğumuz Yıldız Teknik Üniversitesi’nin ben şöyle 15-16 sene öncesini düşünüyorum, belediye başkanı olduğum dönemi düşünüyorum. Buradaki hali düşünüyorum. O gün burası neydi, bugün ne oldu? Başta rektörümüze ve ekibine bu gayretleri sebebiyle çok çok teşekkür ediyorum.

"HELGA'DAN HANS'TAN GERÄ° KALIR NE YANIMIZ VAR"

Bizim Hans’tan Helga’dan geri kalır ne yanımız var? Biz onları aşabilecek zekaya sahibiz. Hocalarımız da var, öğrencilerimiz de var.

Biz istiyoruz ki Türkiye örnek gösterilen ülke olsun. Türkiye’ye bakan artık hayranlıkla baksın. Bize bakan heyecan bulsun, aÅŸk bulsun, baÅŸarmak için her ÅŸeye sahibiz. Yeter ki inanalım.Â

Haberin Devamı

Üniversiteler evrensel bilginin peşinde olan insanlığın ortak değerlerini geliştiren kurumlardır. Bunun için bilimsel özgürlük kadar özgünlüğe de ihtiyaç var. Kendi içinde çoğulculuğu sağlayamamış üniversitenin özgün üretimde bulunması mümkün değildir. bu sebeple üniversitenin kendi içine kapanmaması, toplumla irtibatını sıkı tutması gerekiyor. Az önce rektörümüzden şunu öğrendim. Burada, dev bir konferans salonu, adeta bir kongre merkezi mevcut.

Ãœniversitelerde en büyük tehlike dogmatizmdir, deÄŸiÅŸime kapalı olmalıdır. Nitekim Türkiye’de bazı dönemlerde üniversiteler tek tipleÅŸtirmekle tanımlanmıştır. Ãœniversiteyi ideolojik aygıt olarak kullanan anlayış, uzun süre hür düşünceyi esas alan gerçek üniversite ortamının oluÅŸmasına mani olmuÅŸtur. Oysa üniversite fikirlerin etiketlendiÄŸi, zararlı-yararlı denildiÄŸi bir yer olmamalıdır. Gençlerimize ideolojilerin deli gömleÄŸini giydirmemelidir. Ãœniversitede fikirlerin yarışmasından hakikat ortaya çıkmalı.Â

"BEN BİRAZ DAHA İLERİ GİDECEĞİM"

Üniversitelerin en önemli sermayesi yaradılmışların en şereflisi olan insandır. En önemli görevlerinden biri de insan yetiştirmektir. Çok garip şeyler oluyor bu ara ülkemizde. Örneğin işte 5,5 yaşında bir çocuk eğitim görebilir mi gibi ifadeler kullanılıyor. Halbuki ben biraz ileri gideceğim, ben biliyorum ki her canlı anne karnında eğitim almaya başlıyor. Beslenme eğitimini orada almaya başlıyor canlı. O beslenme kabiliyetini alan canlı, kusura bakmayın ama işin öğretim seviyesini aşmış kendi kendine besleniyor. Bir yavru nasıl emebileceğini biliyor. hemen oradan bakıyorsunuz güç alıyor ve hayata bakış her gün her ay her sene artarak gelişiyor. Onun için de çocuklarımıza gençlerimize lütfen inanalım. 

Haberin Devamı

Ben bu şehre aşığım, sevdalıyım. Burada doğdum, büyüdüm. Aslen rize’liyim. Dünyanın neresine gidersem gideyim bu şehri çok seviyorum. Diyorum ki biz bu şehri tarihteki yerine tekrar taşıyalım. Tabi eğitim hayatınız boyunca İstanbul’da yaşamak, kültürüne nüfuz etmek bile hayat yolunda başlı başına bir kazançtır.  İstanbul son yıllarda turizmde ciddi patlama yaşıyor. otellerimizde doluluk oranı şu anda yüzde 85-90. buralara ulaştı. Niye? Çünkü İstanbul artık aslına dönüyor.

Hayata İstanbul’dan bakmak sizlere bütün olarak dünyayı kavramayı sağlayacaktır. İstanbul’da yaşamak, anlamak aynı zamanda bütün Türkiye’yi anlamaktır. Çünkü İstanbul Türkiye’nin bir özetidir. Türkiye’de görmek istediğiniz her şeyi İstanbul’da görebilirsiniz.

Haberin Devamı

Bugün kentsel dönüşüm için binaları yıkmaya başlıyoruz. Maalesef insanlar yaşadıkları o şehirleri korumadılar, korumasını bilmediler. Ben bir yeri kapayım, oraya bina yapayım da ne olursa olsun dediler. Şehrin insan üzerindeki hakkını siyasetçilerin de koruması gerekir. Ama siyasetçiler de bunu ucuz popülizme feda ettiler.

Şu İstanbul’da 15 emsal uygulaması yaptılar, belediye başkanlığımdan önce. Fakat insanımız tabi çok zeki. Şimdi bakıyorsunuz, bu üç emsali nasıl yaralım? Plan notlarıyla bir giriyorlar. Müteahhitlerimiz çok zeki sağ olsunlar, yediye sekize çıkabiliyor. Belki daha da fazla. Bunlar var.

HAKSIZLIK OLMUYOR

İnanın olmuyor, haksızlık oluyor. Çünkü şu topraklardan insanın ayağının kesilmemesi lazım. Çünkü biz topraktan geldik, toprağa gideceğiz.

Haberin Devamı

Sadece beton yığınları arasında hayat hayat değil. Toprakla yeşille iç içe bir hayat bizim için çok daha anlamlı olacak. Örneğin biz çocukluğumuzu yaşadık. Ama bugünküler yaşayamıyor. Onların eli ayağı çamura toprağa değmiyor. Biz çamurla büyüdük. Bugünün çocuğu okuldan geliyor, hemen eve. Elinde toz toprak olsa rahatsız oluyoruz. Oysa o bize güç katacak. Bir de tabi komşuluk hukukunu kaybettik.

KOMÅžUMUZU TANIMIYORUZ

Mahalleyi tanırdık, ama bugün aileyi tanımakta zorlanıyoruz. Aynı apartmanda oturduÄŸumuz komÅŸuyu tanımıyoruz. Apartmanda komÅŸumuz ölüyor, kimsenin haberi yok. Bu millet böyle mi olmalıydı?Â

Annem bir yere gittiÄŸinde, karşı komÅŸumuz beni kendi çocuklarına katardı. Yıkardı. Aynı ÅŸekilde annem de o çocukları benimle beraber yıkardı. Ama ÅŸimdi böyle bir ÅŸey var mı? Yok. Bunu yeniden yakalamak, bu ayrı bir güç katıyor.Â

BÄ°RBÄ°RÄ°NÄ°ZDEN KOPMAYIN

Haberin Devamı

Annenize babanıza öf bile dedirtmeyin. Ağabey-kardeş hukukunuzu çok iyi tutun. Birbirinizden asla kopmayın. Batının yıkılışı buradan gelecektir, ama bu milletin yükselişi de buradan olmalıdır. Çünkü onlar 18 yaşından itibaren iki kardeş aynı evin içerisinde oturmuyor. Evlenip evlenmemesi de önemli değil. Ama bizde böyle olmamalı. Önümüzde kendini genel olarak iyi yetiştirmiş, belli bir alanda uzmanlaşmış kişiler, diğerlerinden bir adım öne geçiyorlar.

Torunum için de söylüyorum. Onları da inşallah Sultan Alparslan’dan başlayan bir süreç olarak 2071’e hazırlıyoruz. Birileri çıkıp, bu başbakan ne diyor? Nereden görecek 2071’i diyebilir? Aslolan benim görmem değil, onu yetiştirebilecek nesli yaratmak.

 18 YAŞ AÇIKLAMASI

Biz 30 yaşından 25 yaşına seçim yaşını indirmede bize ne hendekler attırdılar. Bu biz size güvenmiyoruz demektir.

İlk defa buradan seslendiriyorum. 18 yaşına seçme yaşını veren, bu yetkiyi veren anlayışa diyorum ki “Madem 18’e sen bu yetkiyi verdin, gelin 18’e seçilme imkanını da verelim"

Hayatta zor olan seçilmek değil, zor olan seçmektir. İyi ve kötüyü ayırma kabiliyeti.

Şu anda TSK’nın içinde muvazzaf kadro onlar oy kullanma hakkına sahip, er-erbaş değil. Bizim onun da önünü açmak zorundayız. Onlar da oyunu kullanabilmeli, 18 yaşa veriyorsun, eğer askerdeyse oy kullanamıyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!