Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 79’uncu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak üzere bulunduğu New York’ta pazar gecesi Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin (TASC) düzenlediği akşam yemeğinde Türk-Amerikan toplumu ile bir araya geldi. İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliama dikkat çekip küresel sistemin tüm etkinliğini ve inandırıcılığını kaybetmeye başladığını belirten Erdoğan, “Görevi, barış ve güvenliği sağlamak olan kurumlar çok açık bir ahlaki çöküş içerisindedir. Gazze’de 352 gündür devam eden katliam bunu bir kez daha göstermiştir” dedi.
HİÇBİR TEPKİ YÜKSELMEDİ
Gazze’de bugüne kadar 1.9 milyon insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu insanlar hiçbir altyapının olmadığı çok kötü şartlarda ellerinde, avuçlarında ne kaldıysa onunla yetinerek hayatta kalma mücadelesi veriyor. Tüm bu acılar yaşanırken bir avuç yürekli insan dışında maalesef yönetimlerden gözle görünür hiçbir tepki yükselmedi. Aynı şekilde küresel kurum ve kuruluşlar Gazze’deki zulmü durduracak İsrail’in katliamlarını engelleyecek hiçbir etkili adım atmadı” diye konuştu.
ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ
İsrail yönetiminin yaptığı her hukuksuzluk karşısında ödüllendirildiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in her seferinde daha kanlı, daha insansız ve daha vicdansız saldırılara giriştiğini söyledi: “Türkiye olarak bu işgal, istila ve katliam politikasının bir an önce durması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın kutsiyetine ve tarihi statüsüne yönelik hiçbir saldırıya sessiz kalmadık ve kalmayacağız.”
İSRAİL SAVAŞI YAYMAYA ÇALIŞIYOR
Erdoğan, İsrail’in Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında uyguladığı soykırımın bölge barışını da tehdit etmekte olduğunu söyledi. Erdoğan, geçtiğimiz haftadan bu yana İsrail’in Lübnan’a karşı gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin de “Son saldırılar ve İsrail tarafından yapılan son açıklamalar savaşı bölgeye yayma çabalarının açık tezahürüdür” diye konuştu.
UKRAYNA’DA BARIŞ ÇABALARI
Bugün Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile Türkevi’nde ikili görüşme de yapacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Ukrayna’daki savaşın, bölgesel ve küresel istikrarı tehdit ettiğinin altını çizerek “Bölgede kalıcı barış için diplomasinin öncelenmesi gerektiğini ilk günden bu yana vurguluyoruz. Dökülen her damla kanı, çatışmayla geçen her günü açık söylüyorum büyük bir kayıp olarak görüyoruz. Bu anlayışla adil barışın tesisi için gayretlerimizi sabırla sürdürüyoruz” dedi.
BM KÜRSÜSÜNDEN DÜNYAYA ‘5 ÜLKE’ ELEŞTİRİSİ
Erdoğan, Türkevi’nde ABD’de faaliyet gösteren bazı düşünce kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiği yuvarlak masa toplantısında da Birleşmiş Milletler başta olmak üzere küresel sistemin daha adil ve temsil kabiliyeti yüksek hale getirilmesi gerektiği mesajını verdi: “Neredeyse her gün yeni bir krize, yeni bir çatışmaya gözlerimizi açıyoruz. Bu tablo karşısında çok taraflılığın güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Artık ne 1945’in ne Soğuk Savaş’ın ne de tek kutuplu düzenin koşullarında yaşıyoruz. Her krizde şu acı gerçeğe şahit oluyoruz. Bir tarafta insanlığın ortak vicdanını, ortak aklını yansıtan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve aldığı kararlar var. Diğer tarafta alınan her kararı Güvenlik Konseyi’nde veto gücüne sahip 5 adet ayrıcalıklı ülke var.
ÇARPIK YAPIYA DİKKAT...
Yıllardır çözümsüzlüğe mahkûm edilen her sorunda 5 ülkenin keyfi, çıkarı, öncelikleri Genel Kurul’daki yüzlerce ülkenin iradesini yok sayıyor. ‘Dünya beşten büyüktür’ derken tam olarak işte bu çarpık yapıya dikkat çekiyorum. Birleşmiş Milletler’in reforma ihtiyacı olduğunu herkes kabul ediyor ancak bunu hayata geçirecek adımlar atılmıyor. Giderek işlevsiz hale gelen Birleşmiş Milletler sisteminin yükünü ise genellikle çatışma bölgelerindeki siviller, açlıkla boğuşan mazlumlar, yani sistemin çalışmasına en fazla ihtiyacı olan insanlar çekiyor. Biz bu reform çağrısını her yerde, her fırsatta dile getirmeyi sürdüreceğiz. Bu konu, yarın (bugün) ‘Geleceğin Zirvesi’ programında yapacağım konuşmanın özünü teşkil edecek.”
IRKÇILIK SALGINI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hususa özellikle dikkati çekmek istediğini vurgulayıp şöyle devam etti: “Son yıllarda Batılı ülkelerde bilhassa Avrupa’da İslam ve yabancı düşmanlığı vatandaşlarımızın da huzurunu tehdit eden büyük bir salgına dönüştü. Hemen her gün mescitlerimize, camilerimize, Müslümanlara ait işyerlerine yönelik bir kundaklama olayı gerçekleşiyor. Aşırı sağcı akımların hedefinde de göçmenler ve Müslümanlar var. Sosyal medya ve kimi siyasetçiler ise ırkçı nefretin yayılmasını adeta teşvik etmekte, yangına körükle gitmektedir. Türkiye olarak vatandaşlarımızın yaşadığı ülkelerdeki aşırı sağcı akımları ve nefret söylemlerini yakından takip ediyoruz. Irkçılığın olduğu gibi İslam düşmanlığının da bir suç olarak tasnif edilmesi ve yasal yaptırıma tabi tutulması gerektiğini savunuyoruz.
MÜCADELEYE ÖNCÜLÜK EDECEĞİZ
Avrupa’da kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’e karşı yapılan menfur saldırılarla ilgili Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Genel Kurulu’nun aldığı kararlara liderlik ettik. Tüm bu girişimler Batılı ülkelerin yasal ve idari düzenlemelerinin tadil etme ve aşırı sağla mücadelede yeni stratejiler geliştirmelerinde bir baskı unsuru oldu. Amerika’da da geçtiğimiz kasım ayında ‘İslamofobi’ye Karşı Ulusal Strateji Belgesi’nin hazırlanmaya başlanması bunun güzel bir örneğini teşkil etti. Bundan sonra da Müslüman düşmanlığına karşı mücadeleye öncülük etmeyi sürdüreceğiz.”
TÜRK-ABD TOPLUMUNA: TEYAKKUZDA OLUN
ABD’deki Türk toplumunun FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadeleye vereceği desteğin çok önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu uyarıda bulundu: “Amerika’daki Türk toplumu olarak FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelemize vereceğiniz destek çok önemlidir. Terör örgütü mensupları yalnızca ülkemizin menfaatlerini değil yurtdışındaki vatandaşlarımızı, ticari teşebbüslerini ve sivil toplum kuruluşlarını da doğrudan ya da dolaylı şekilde hedef alıyor. Amerikalı karar alıcıları ve ticari çevreleri yalana boğarak menfaat sağlamaya çalışan örgüt üyeleri Türk toplumu içerisinde de bölünme ve ayrışmaları körüklemeye çalışıyor. Türkiye karşıtı her operasyona gönüllü figüranlık yapan örgüt mensuplarına karşı sizlerden teyakkuz halinde olmanızı bekliyorum. Dün bunların oyunlarına gelmedik, bundan sonra da çok dikkatli olacağız. Milletin iradesine darbe yapmaya kalkan, ellerinde vatandaşlarımızın kanı olan, demokrasimize, huzurumuza, birlik ve beraberliğimize kasteden, hasılı tek gayesi Türkiye’ye ve Türk milletine zarar vermek olan bu hainlerle mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar sürdüreceğiz.”