Güncelleme Tarihi:
HEDEF DAHA GELİŞMİŞİ
“Göktürk 1, daha önce gönderilen Göktürk 2’den daha gelişmiş bir uydudur. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ileri teknoloji kabiliyetleriyle hizmet verecek bu uydumuz diğer alanlarda da ülkemize önemli faydalar sağlayacaktır. Yarım metreye kadar hassas görüntüleme kabiliyetiyle bu uydudan orman alanlarının kontrolünden deniz kirliliğine, doğal afetlerdeki hasar tespitlerinden rekolte tahminlerine kadar geniş bir yelpazede istifade edilecek. Bu uydunun kabiliyetleri Türkiye’nin uzay çalışmalarında ulaşmak istediği hedef konusundaki kararlılığının bir ifadesidir. Şimdi hedefimiz Göktürk 1’den daha gelişmiş uydular tasarlamak, üretmek ve uzaya göndermektir.
TAKDİR EDİYORUM
Savunma sanayimizin yüksek teknoloji gerektiren tüm ihtiyaçları gibi uydularımızı da artık kendimizin geliştirmesi ve üretmesi şarttır. Bu konuda yürütülen çalışmaları biliyorum, takdir ediyorum. Ama daha fazlasını yapmamız gerektiğini de özellikle belirtiyorum. İlgili kurumlarımızın artık tüm çalışmaları, hazır alım yerine, kendi tasarım ve üretimimizi esas alan bir anlayışla yürütmeleri gerekiyor. Türkiye’nin son 200 yıllık tarihi, bilhassa son 32 yıldaki terörle mücadele dönemimiz bizler için çok önemli derslerle doludur. Kıbrıs Barış Harekâtımızda ilk örneklerine rastladığımız askeri ambargolar, terörle mücadele döneminde gizli veya açık sürekli karşımıza çıktı.
KÖTÜ KOMŞUNUN YAPTIĞI
Şimdi yine bazı Batı ülkelerinin, o ülkelerin firmalarnın ülkemize belirli askeri ürünleri satmama kararı aldığına şahit oluyoruz. Hamdolsun bugün Türkiye
14 yıl öncesine göre savunma sanayi ürünlerinde dışa bağımlılığını yarı yarıya azalttı. Yüzde 80’lerden yüzde 40’lara gerileyen bu alandaki dışa bağımlığımızı inşallah 2023’e kadar büyük ölçüde ortadan kaldırmış olacağız. Kötü komşu insanı hacet sahibi yapar. Bu tür ambargolar bizi bitirmiyor, bitirmeyecek, bizi hacet sahibi yapacak. Bu tür engeller savunma sanayimizi geliştirme konusundaki azmimizi güçlendiriyor.
Bugün uzaya fırlattığımız uydudaki yerli katkı oranı yüzde 20. Bundan sonraki daha gelişmiş uydumuzu en azından tam tersi bir oranla imal edip uzaya göndermeliyiz. Yüksek teknoloji gerektiren projelerin uzun zaman, ciddi kaynak, birikim ve sabır istediğini biliyorum. Göktürk 1’in 2009 yılında başlamış bir proje olması bunun en somut örneğidir. İhtiyacımız olan tüm alanlarda iyi bir planlama ve doğru tercihlerle kendi kendimize yeterli hale geleceğimiz bir savunma sanayinin süratle tesis edilmesi gerekmektedir.
AZMETTİK, KARAR VERDİK
İşte buyurun azmettik, karar verdik ve silahlı insansız hava aracında (İHA) olduğu gibi savunma sanayinde dışarıdan alacağımız sınırlı sayıdaki araç fiyatından daha azına projenin tamamını finanse etme imkânına sahip olduğumuzu gördük. Sadece talep etmek yetmiyor. Dost olduğumuz, NATO’da beraber olduğumuz birçok dostlardan, bırakın silahlıyı, silahsız insansız hava araçlarından almak istiyoruz, talebimizi kendilerine iletiyoruz, ‘bugün git yarın gel’...
GÜLÜŞÜYORUZ AMA...
Biz NATO’da beraber değil miyiz? Aynı cephede beraber değil miyiz? Bize bu yaptığınız nedir? Dost vesaire oturuyoruz, konuşuyoruz, gülüşüyoruz, ama iş neticeye gelince ‘Kongreden karar çıkmadı’. İşte bunlar bizi sonunda hacet sahibi yaptı. Şimdi artık kendimiz çok daha ucuzunu üretiyoruz. Geçmişte uçak, motor, silah fabrikalarımız kapatıp, hazır ürün alımına yönelen anlayışın tuzağına bir daha kesinlikle düşmemeliyiz. Kayseri, aynı zamanda uçak mezarıdır o topraklar biliyor musunuz? Oraya gömmüşlerdir uçakları, üretilenleri, oraya gömmüşlerdir. Biz siyasi irade olarak bu konuda kararlı bir duruş sergiliyoruz.
COŞKULU, DUYGULUYUM
Türk Silahlı Kuvvetlerimizde de aynı kararlılığı görmekten memnuniyet duyuyorum. İnşallah çok daha büyük projeler ve başarılar bizi bekliyoruz. Özel sektörümüzle, üniversitelerimizle, araştırma kuruluşlarımızla hep beraber el ele vererek ülkemizi hedeflerine ulaştıracağımıza inanıyorum. Bugün gerçekten coşkuluyum, duyguluyum. Zira az önce yaşadığımız an, heyecan bizler için farklılık arz ediyor.”