Güncelleme Tarihi:
SAFLARI SIKLAŞTIRALIM: “İçinden geçtiğimiz bu sancılı ve imtihanlarla dolu dönemde Müslümanlar olarak birbirimizi daha fazla dinlememiz, daha sık fikir alışverişinde bulunmamız gerektiğine inanıyorum. ‘Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır’ ikazına uygun şekilde saflarımızı sıklaştırdığımız, birbirimize kenetlendiğimiz sürece dünya ve ahiret saadetine kavuşabiliriz. Farklılıklarımızdan ziyade ortak noktalarımıza, ortak meselelerimize yoğunlaştığımız müddetçe sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz. Müslümanlar olarak terörden açlığa, cehaletten gelir adaletsizliğine, iç kavgalardan tefrikaya pek çok çetrefil sorunla yüzleşiyoruz. Dünya genelinde her gün ortalama 1000 Müslüman kardeşimizi teröre veya şiddete kurban veriyoruz.
IRKÇILIK, MEZHEPÇİLİK, TERÖR: Bilhassa ırkçılık, kavmiyetçilik, mezhepçilik ve terör fitnesi İslam alemini içeriden çökerten sorunlar haline gelmiştir. Ölenin de öldürenin de Allahu Ekber dediği bir tabloyu kabul etmemiz, içimize sindirmemiz asla mümkün değildir. Haksız yere bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek olarak kabul eden bir dinin mensupları katliam yapmaz, yapamaz. Şayet bugün Müslümanlar, Irak’tan Yemen’e etnik ve mezhep temelli kavgalarla tüm enerjilerini tüketiyorsa bunun en büyük nedeni efendimizin ‘sıkı tutunun’ buyurduğu Kuran ve sünnetten uzaklaşmamızdır.
YENİ MEDYA ARAÇLARIYLA: İnsanlar dini alandaki susuzluklarını sahih kaynaklardan gideremezlerse DAEŞ, FETÖ, El Şebab, Boko Haram gibi terör örgütlerinin, İslam’a mugayir sapkın yapıların pençesine düşeceklerdir. Bugün sosyal hayatta yüzleştiğimiz pek çok problemin gerisinde İslam’ın doğru bilinmemesi ve doğru anlaşılmaması vardır. Ülkelerimizden başlayarak tüm dünyada sahih İslam anlayışının yayılması ve dinimizin hakiki mesajlarının duyurulması büyük önem arz ediyor. Yeni medya araçlarını kullanarak bu konuda hepimizin gayret sarf etmesi gerekiyor.
DİNİMİZE SALDIRIYORLAR: Müslümanların içinde bulunduğu bu üzücü manzara emperyalistlere ve İslam düşmanlarına cesaret vermektedir. İslam’ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek dinimize saldırmaktadır. İslam ve Müslüman karşıtı söylemler günümüzde batılı siyasetçilerin başarısızlıklarını örtmek için başvurdukları en kullanışlı aparatlardır.
FRANSIZ İSLAMI, AVRUPA İSLAMI, AVUSTURYA İSLAMI: Yakın zamanda gündeme getirilen Fransız İslamı, Avrupa İslamı, Avusturya İslamı gibi kavramlar bunun en son örnekleridir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi, İslam ile ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır.
PASİF MÜSLÜMAN PROFİLİ: Aşırılıkla mücadele kisvesi altında terörle mücadeleden ziyade zulme tepki vermeyen, zalime ses çıkartmayan pasif, pısırık, korkak, iddiasız bir Müslüman vatandaş profili hedefleniyor. Dinin sadece evde yaşandığı sokakta, iş yerinde, çarşıda, sosyal hayatta dine, dini prensiplere ve dini sembollere müsaade edilmediği İslam karşıtı bir sistem kurulmak isteniyor.
BUNUN ADI TOTALİTERLİK: Dinin devlet eliyle kontrol edildiği, baskı altına alındığı, çok daha vahimi biçimlendirilmeye çalışıldığı bu sistemin adı demokrasi değil, totaliterliktir. Hiçbirimizin, hiçbir Müslüman ülkenin böyle hadsizliğe rıza göstermesi mümkün değildir. Dışarıdan sistemli şekilde yürütülen saldırılar, içeriden bu saldırılara zemin hazırlatan hatalar dinimizin ruhuna asla nüfuz edemeyecektir.”