Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Malatya'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Seyyid Battal Gazi'nin “Şu Dağları Delmeli” sözünü hatırlatarak, “Biz de dağları deldik. Milletle devleti buluşturmak için dağları deldik. Gönüller arasında yol yapmak için dağları deldik. Şehirleri birbirine bağlamak için dağları deldik. Biz Ferhat olduk siz Şirin oldunuz dağları deldik. Sizin Allahınıza kurban. Sağolasınız. Dağları delerek, engelleri tek tek aşarak size geldik” dedi.
Malatya'ya gelirken, yapılan çalışmaları gördüğünü belirten, şöyle devam etti:
“Dün buraya gelenler vardı. Bütün bu yolları görürler, havalanından inerler, havaalanının o halini görürler, Meclise gelirler ne derler biliyor musunuz? 'Ne yaptınız ki'. El infas. Sadece Malatya değil, 81 vilayet, Türkiye şantiye. Benim halkım bunları biliyor, vatandaşım bunları biliyor. Onun için 12 Eylül 2010, evet bunların tekrar sandığa gömüleceği gün. Ben bunu biliyorum. Zaten Malatya konuşuyor. Bugün Adıyaman konuştu. Dün Elazığ, Bingöl konuştu. Hepsinde heyecan, coşku, güzellik, aynı. Bizim yolumuzu Malatyalı Seyid Battal Gazi aydınlatıyor. Malatyalı Niyazi Mısri aydınlatıyoyor. Şeyh Sadrettin Konevi aydınlatıyor. Bizim yolumuza Malatyalı bir büyük insan, demokrasi aşığı Turgut Özal ışık tutuyor.”
Erdoğan, kirli oyunlarla, karanlık senaryolarla yollarının kesilmek istendiğini belirterek, “Başarılı olamadılar. Çıkmışlar Yüce Divanla, Anayasa mahkemeleri ile tehdit ediyorlar. Biz bu yola canımızı, bedenimizi koyduk. Millete hizmet yoluna başımız koyduk. Biz bu yola beyaz kefenimizle çıktık. Hatırlarsanız merhum Turgut Özal kendisine yapılan suikast sonrasında söylediği sözler çok anlamlıydı. 'Allahın verdiği canı ondan başka alacak yoktur'. Biz de ona teslim olmuşuzdur. Biz hurriyet yolunda, merhum Özal'in bu sözlerinde ifadesini bulan o ruh köküne bağlı olarak bu günlere geldik...”
“BUNLARIN HEPSİ BOŞ BİZ BU YOLA İNANÇLA ÇIKTIK”
“Bizi tehdit edenlere, bizi korkutacaklarını zannedenlere diyorum ki, 'bunların hepsi boş, biz bu yola o inançla çıktık” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu yolda biz ölmenin ne olduğunu çok iyi biliriz. O korkaklar arasında bizi bulamayacaksınız. Biz bu vatana, bu millete hizmet yolunda bedeli ne olursa olsun, onu ödemeye hazırız. Kaldı ki, bu yola çıktığımız da biz milletimize söz verdik ve o sözümüzün arkasındayız ve aynen yola devam ediyoruz. Korkaklar tarih boyunca anılmazlar, onlar hep unutulurlar. Adam gibi adamlar, yiğitler tarih boyunca anılırlar. Biz korkmadık, kokmayacağız. Milletin emanetini yere düşürmedik, düşürmeyeceğiz. 81 vilayetimizin tamamının hukukunu her zeminde, her
şartta koruduk, kurmaya devam edeceğiz. Dünyanın neresinde mazlum varsa, mağdur varsa, hukuksuzluğa, zulme uğrayan varsa, onların tamamının hakkını ve hukukunu korumaya, onlar için yüreğimizi ortaya koymaya devam edeceğiz.”
Filistinde, Kudüs'te, Gazze'de, Haitide, Şili de Türkiye'nin olduğunu ifade eden Erdoğan, 'Gündemi belirleyen değil, gündem belirleyen bir Türkiye var. Aradaki farka lütfen dikkat edeniz” dedi.
Kendileri, ihracatı artırmak, Türkiye'de üretimi, istihdamı, artırmak için çalışken, muhalefetin iftira kriz ürettiğini, kendileri Suriye, Sırbistan, Rusya ile vizeleri kaldırıken, onların Türkiye'yi daha fazla içe kapatmanın, yalnızlaştırmanın senaryolarını yazdığını söyledi.
Erdoğan, kendilerinin hep şantiyelerde olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Peki onlar nerede, ben olanların nerede olduğunu söyyeyim mi? CHP'yi ararsanız Anayasa Mahkemesi'nin önünde bulursunuz. MHP'yi ararsanız ellerinde argo, hakaret sözlüğü, yeni hakaretler ararken bulursunuz. BDP'yi ararsanız onu da CHP'nin, MHP'nin yanında bulursunuz. Medyadaki uzantılarını da yanlarına aldılar... Bunlar bir işte ittifak etmezler. Bunları hiç bir arada buldunuz mu?. Mecliste arkadaşlarını güvenmediler. Onlara 'hayır' bile dedirtmediler. Şimdi utanmadan, sıkılmadan millete gelip diyorlar ki, 'hayır' deyin. Yahu siz vekilsiniz 'hayır' demediniz, millete diyorsunuz ki 'hayır' deyin. Bu nasıl olacak. Bunlar şecaat azrederken sirkatin söylüyorlar. Battılar, bittiler, dükendiler. Bunların milli iradeye, egemenliğe saygısı yok. İnşallah 12 Eylül 2010'da Malatay ne diyor, 'evet'. Evvelallah. evvelallah.”
12 EYLÜL'DEN SADECE SİZ MAĞDUR DEĞİLSİNİZ
Başbakan Erdoğan, Hükümet Meydanı'nda düzenlenen mitingde, geçen haftaki grup toplantısında 12 Eylül'de gerçekleştirilen idamları hatırlattıkları için bazılarının “küplere bindiğini” söyledi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
“Dedim ki hayırdır? Ne oldu? Geçmişinizle mi yüzleştiniz? Vicdanınız mı sızladı? Size oy veren, size umut bağlayan seçmenlerinize karşı mahcup mu oldunuz? 30 yıldır rantını yediğiniz, nemalandığınız, istismar ettiğiniz, edebiyatını yaptığınız 12 Eylülle hesaplaşma fırsatı önünüze gelince neden afalladınız? 12 Eylülden mağdur olan sadece siz misiniz? Bu milletin acısı, bu milletin mağduriyeti sizi hiç ilgilendirmez mi? Bu millet de, milletin temsilcileri de 1960 müdahalesinin mağduru oldu, ama bunlar, o müdahaleye çanak tuttular. Bu millet de, biz de 28 Şubat müdahalesinin mağduru olduk, baskısını gördük. Acısını, sızısını yüreğimizde hissettik, ama bunlar alkış tuttular.”
“ŞAPKAYI ATIP KAÇANLAR YOK ARTIK MEYDANLARDA”
Başbakan Erdoğan, AK Parti ile ilgili kapatma davasının gündeme geldiği günlerde birçok kişinin bunun sözünü dahi etmediğini anımsatarak, şöyle devam etti:
“27 Nisanda biz dik dururken, bunlar dut yemiş bülbüle döndüler. AK Parti kapatılsın da ne olursa olsun dediler. 27 Nisanı konuşanlar, 28 Nisanı şöyle bir açıp okurlarsa ne olduğunu iyi görürler. Şapkayı atıp kaçanlar yok artık meydanlarda. Dik duranlar vardı. Zira biz, siyasetteki terbiyemizi onlardan almadık. Bu milletin, demokrasinin tarihinden aldık ve tarihten aldığımız terbiyeyle bu meydanlardayız.
AK Parti olarak 7,5 yıldır demokrasi mücadelesi veriyoruz. 7,5 yıldır kirli senaryoları bozmak, kirli ilişkileri açığa çıkarmak için göğsümüzü siper ediyoruz. Çeteler, bu ülkeye yön vermesin, karanlık ilişkiler bu ülkenin kaderini çizmesin diye 7,5 yıldır gayret gösteriyoruz. Millet iradesini korumak için vesayeti ortadan kaldırmak için ter döküyoruz. Madem 12 Eylülden bu kadar mağdur, muzdaripsiniz neden vesayetin karşısında durmuyorsunuz? Neden kirli senaryoları savunuyorsunuz? Neden çetelere avukatlık yapıyorsunuz?”
Dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da Malatya'ya geldiğini ve Malatyalılara hitap ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Soruyorum size. Siyasetin üslubu, seviyesi bu mu olmalı? Bir partinin genel başkanına o üslup, o dil, o hareketler hiç yakışıyor mu? Malatya'nın zarif insanına, edebiyatı bilen insanlara o şekilde hitap etmek hiç yakışıyor mu?” dedi.
Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden bir şey anlamadığını vurgulayarak, “Peki burada ne dedi? Ne dediğini anlayan var mı? CHP Genel Başkanı, halk oylamasında neyi savunuyor? 'Evet'i mi? yoksa 'Hayır'ı mı? Dakikalarca 'Evet'in gerekçelerini anlatıyor. En sonunda da 'Hayır' deyin diyor. Ardından bir şey daha söylüyor. 'Allah yardımcısı olsun' diyor. Sağolsun. Allah zaten bizim yardımcımızdır. Ondan hiç endişemiz yok evelallah” ifadelerini kullandı.