Erdoğan’dan kaymakamlara: Vatandaşıma ‘devlet nerede’ dedirtmeyin

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan’dan kaymakamlara: Vatandaşıma ‘devlet nerede’ dedirtmeyin
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2024 07:00

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 109. dönem kaymakamlık kursu kura töreninde “Kibir asla sizin semtinize uğramayacak. Halktan, sokaktan kopuk, ilçesindeki esnaftan, işadamından, köylüden, çiftçiden kopuk idareci profiline tahammülümüz yoktur” dedi. Erdoğan, törende özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

GÖREV YERİNDE AYRIMA GİTMEYİN

“14’ü kadın toplam 97 genç kaymakam adayımızın görev yerlerini belirleyeceğiz. Ülkemizdeki 81 vilayetimize bağlı 922 ilçemizin tamamı bizim nazarımızda değerlidir, önemlidir, birinci sınıf hizmeti almaya layıktır. Görev yapacağınız ilçeleriniz arasında asla uzak yakın, küçük büyük, gelişmiş veya geri kalmış ayrımına gitmemenizi hassaten rica ediyorum. Ayrıca hangi kökene, meşrebe, kimliğe, inanca, görüşe mensup olursa olsun milletimizin her bir ferdi devletimizin eşit vatandaşıdır.

KOLTUK VE RESMİ PLAKA SAYGIDEĞER YAPMAZ...

Koltuğa oturmak, resmi plakalı araçlara binmek bir yöneticiyi, bir mülki idare amirini saygıdeğer bir devlet adamı yapmaz. Milletin adamı olunmadan, milletin gönlüne girilmeden, milletin takdirini, teveccühünü, duasını kazanmadan hakiki manada devlet adamı olunmaz.
Vatandaşına üstten bakan, vatandaşların bir kısmını tehdit kaynağı gören bürokratik oligarşinin devlet tasavvurumuzda yeri yoktur.
Atandığınız her yerde devletin şefkatli, merhametli, adaletli, gülümseyen yüzü, müşfik eli olmanızı özellikle bekliyorum. Benim vatandaşıma hiçbir zaman ‘Devlet nerede?’ dedirtmeyeceksiniz. İhtiyacı olan vatandaşımın gelip sizi bulmasını da beklemeyeceksiniz. Siz gidip benim mağdur vatandaşımı bulacaksınız. Hz. Ömer’in gece kapı kapı dolaşması var ya; acaba içeride ağlayan var mı? Bunu siz yapacaksınız. Siz rastgele bir kaymakam değilsiniz. Siz işte bu kapı kapı dolaşmak suretiyle acaba içeriden garip sesler geliyor mu? Aç olanların halinden siz anlayacaksınız. Safahat’ta ‘Kocakarı ile Ömer’ şiirini okursanız, orada gerçekten üzerinizdeki görevin ne denli büyük olduğunu çok açık görürsünüz.

Haberin Devamı

KİBİR SEMTİNİZE UĞRAMAYACAK

İhtiyaç sahibini, mazlumu, mağduru bulup derdiyle hemhal olacaksınız. Vatandaşın talep ve şikayetlerine 24 saat kapınızı açık tutacaksınız. Kibir asla sizin semtinize uğramayacak. İnsanımızı devletinden uzaklaştıracak, soğutacak gelişmelere sıfır toleransla yaklaşacaksınız.”

KOLTUĞUNDAN GÜÇ DEVŞİRENE MÜSAMAHA YOK

“Halktan, sokaktan kopuk, ilçesindeki esnaftan, işadamından, köylüden, çiftçiden kopuk idareci profiline tahammülümüz yoktur. Kışın soğuğunda ah benim kaymakam kardeşlerim, yeri gelecek kamyonu kamyoneti alacaksınız, kömürü odunu dolduracaksınız, nerede kömürü, odunu olmayan var onlara bunu siz bizzat götüreceksiniz. Yok, gelsin de gönderelim. Hayır, arayacaksın, bulacaksın ve götüreceksin. Aynı şekilde sorumluluğu altındaki personeli makamının gücünü de kullanarak ezen mütekebbir idareci tipine de tolerans göstermeyiz. Devlet sistemimiz içerisinde koltuğundan güç ve itibar kazandırmak yerine, koltuğundan güç devşiren, bununla da kalmayıp hukuk ve etik dışı, adap ve edep dışı yollara tevessül edenlere müsamaha ile bakamayız. Bu konuda sizlerin de çok yüksek bir hassasiyet düzeyiyle hareket edeceğinize inanıyorum.”

Haberin Devamı

TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR

Erdoğan kaymakamlara, “Biz millet olarak tarih boyunca nice büyük devletler kurduk. Tarihte kurduğumuz devletlerin iki taşıyıcı sütunu oldu. Bunlardan ilki mülkün temeli olan adalet, diğeri de merhamettir” diye seslendi: “Aynı durum bugün de geçerlidir. Türkiye bir hukuk devletidir. Medeniyetimiz de bir merhamet medeniyetidir.

ELİTİST ZİHNİYET

Devletle millet arasında duvarlar ören, devletle milleti farklı konumlara yerleştiren elitist zihniyetin ülkemize çok büyük zararları oldu. Milli iradenin askıya alındığı dönemlerde devlet vatandaşlarının bir kısmını tehdit kaynağı olarak gördü, dış görünüşüyle, kılık kıyafetiyle, kadınların başörtüsü, erkeklerin saçı ve sakalıyla çok uğraştılar. İrticacı, takunyalı, tarikatçı, cemaatçi, laik-anti laik, ilerici-gerici diyerek insanlarımızı birbirine düşürmeye çalıştılar. Sırf inancını özgürce yaşamak istediği için, sırf anasının dilini konuştuğu için milyonlarca vatandaşımız ötekileştirildi, ötelendi maalesef haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz bırakıldı. Bunun bedelini ise demokrasimiz ödedi, devletimiz ve milletimiz ödedi.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!