Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin dünkü Meclis grup toplantısında özetle şunları söyledi:
“Tüm savaş ve çatışmalardaki tavrımız gayet açık. Sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna, tarafların buna riayet etmesine inanıyoruz. Maalesef İsrail ve Gazze’deki bu çatışmalarda bu ilke çok ağır bir şeklide ihlal edilmekte. İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde Gazze’deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden sürekli bombardımana maruz bırakılarak katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz.
SAVAŞ DEĞİL KATLİAMDIR
Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş çıkışlarını kesip alt yapısını çökertip, camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek her türlü utanç verici yöntemle yürütülen çatışma, savaş değil katliamdır.
ÖRGÜT GİBİ DAVRANIRSA
Gazze’ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki değerden yoksun saldırılar İsrail’i hiç beklenmeyen ve istenmeyen bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek üstelik tüm bunları maharet gibi sunmaya kalkmak devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir. İsrail devlet gibi davranmalı, örgüt gibi davranırsa sonunda örgüt gibi muamele göreceğini unutmamalıdır.
MESELE HAYSİYET SORUNU
Kendileri kavramları, olgularla eğip bükerek, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak, verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen siyasi hareketin hayırlı sonuçlar doğurması beklenemez. Ne bölgenin ne de dünyanın bölgedeki çatışmaların, trajedilerin sürmesine tahammülü yoktur. Mesele oradaki mağrur insanların sorunu değildir. Mesele, dünyanın tamamının küresel yönetim ve güvenlik düzeninin, bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunudur.
TEK BAŞINA BIRAKTILAR
Filistin sorununun çözümsüzlüğe mahkum edilmesinin müsebbiplerinden biri de verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen uluslararası toplumdur. BM ve diğer kuruluşlar Filistin halkını tek başına bırakmış, ahde vefa göstermemiş, Filistinlilerin hak ve hukukunu koruyamamıştır. Biz bunu yeni söylemiyoruz daha önce BM kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söylemiştik.
İTİDAL ÇAĞRISI
Bölgede bugüne kadar adaletsizliğe göz yuman insanlık, son hadiselerde de iyi sınav vermiyor. Bölgedeki etki sahibi aktörlerin sükûneti tesis etme yerine yangına adeta körükle giden kışkırtıcı tavrını esefle karşılıyoruz. ABD ve Avrupa’yı taraflar arasında hakkaniyetli, adil ve insani dengelere dayalı tutumlu davranmaya çağırıyoruz. İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkını topyekûn cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalı. Kullandıkları yöntemler itibariyle eleştirmeye de desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak, yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Tarafları itidale davet ediyoruz. Sorunların görüşmeler yoluyla çözümünü istiyoruz.”
DAHA FAZLA KAN AKMASIN İSTİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ne Gazze’de ne İsrail’de ne Suriye’de ne Ukrayna’da artık çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz” diyerek şöyle devam etti:
“Son hadiselerle dünya beşten büyüktür ifadesinin ne kadar yerinde olduğunu gördük. Altını çizerek bir kez daha belirtmek isterim ki bölgeye kalıcı huzur ve barış ancak meşruiyeti BM kararlarına dayanan, 1967 sınırlarına dayanan coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulması ve tüm dünya tarafından tanınması ile gelir. Bunun dışında yol aramak daha fazla yıkım ve gözyaşı demektir. 3 semavi dinin kutsal mekanlarını bünyesinde barındıran Kudüs’ün mahremiyetine saygı göstermeyen, Mescidi Aksa’yı içine almayan, Haremi Şerif’in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı kabul etmedik etmeyeceğiz. İsrail’in bir devlet olarak varlığı sürdürebilmesi ve vatandaşlarının güvenliğini güvence altına alması ancak bu şekilde mümkündür. Aksi takdirde geçtiğimiz cumartesi gününden beri yaşanan hadiseler son olmayacağı gibi bunu çok daha büyük trajedilerin de izlemesi kaçınılmaz hale gelir.”
TABLO BU
Erdoğan, “Tablo bu” diyerek elindeki harita ile İsrail’in işgal ettiği toprakları nasıl büyüttüğünü gösterdi. Erdoğan, “Görüldüğü gibi 1947’deki Filistin, 1947’deki İsrail ve Filistin. Geliyoruz 1949-1967 İsrail ne halde... Geliyoruz şu andaki hale, İsrail ne halde...” dedi.
REHİNELER İÇİN MÜZAKERE İDDİASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail-Hamas çatışmasıyla ilgili yürüttüğü diplomasi trafiği dün de tüm hızıyla sürdü. Erdoğan, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz El Suud ve Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile telefonda görüştü. Görüşmelerde, gerginliğin bölgedeki başka ülkelere de sıçramadan sonlandırılması ve adil bir barışa ulaşılması için bir yol açılması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, Türkiye’nin samimi ve barışçıl çabalarına uluslararası camianın desteğinin beklendiğini belirtti.
Öte yandan Ankara’daki kulislerde, Erdoğan’ın devletin çeşitli kurumlarına, Hamas’ın elindeki rehineler için müzakere yürütülmesi talimatı verdiği konuşuluyor. Erdoğan dünkü grup konuşmasında, ”Arabulucu ve adaletli hakemlik dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız” demişti.
ABD’YE MESAJ: BİZ HANCIYIZ YOLCU DEĞİL
Erdoğan, Suriye’de teröre destek veren ‘müttefik’lere de şöyle seslendi: “Körfez Savaşı döneminden kalma hesaplarını Suriye’deki terör örgütüne arka çıkarak sürdürmeye çalışanların artık ortak milli çıkarlarımızın gerektirdiği aklı selim politikalara döneceklerini umut ediyoruz. Türkiye, müttefiklik ilişkileri içinde olduğu her devletin ve her kurumun hukukuna saygılıdır. Onlardan da aynı şekilde kendi hukukuna saygı göstermelerini bekler. Şayet bu denge kurulamazsa o zaman herkesin kendi politikalarını belirleme ve kendi yolunu çizme opsiyonu meşru hak haline dönüşür. Biz samimiyetle, müttefiklerimizle birlikte güvenli, huzurlu ve müreffeh ortak geleceğe yol yürümek istiyoruz.
Bu ülkeye artık dayatmalarla, gizli açık siyasi oyunlarla, sinsi ekonomik tuzaklarla istikamet çizilemeyeceğini herkesin kabul etmesi şarttır. Tam bin yıldır bu topraklarda bedel ödeyerek yaşıyoruz. Bu coğrafya ve medeniyetin hancısıyız, yolcusu değil. Burada yolcu durumunda olanların konumlarını bir kez daha gözden geçirmeleri ve ona göre davranmaya başlamaları kendi menfaatlerinedir.”
CUMHUR İTTİFAKI’NIN KAPISI AÇIK
Cumhur İttifakı’nın bu süreçte sergilediği sağlam ve ilkeli duruş tarihe altın harflerle nakşolmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli başta olmak üzere, Cumhur İttifakı’ndaki tüm ortaklarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Ülkesinin ve milletimizin bekası, istiklali ve istikbali uğrunda verdiğimiz mücadeleye katılmak isteyen herkese Cumhur İttifakı’nın kapısının, tabii ortaklarımızın da rızası şartıyla açık olduğunu belirtmek istiyorum.
FIRSATÇILARI BOYKOT ÇAĞRISI
Son dönemde insanımızın canını en çok yakan ve sıkan konu, hiç şüphesiz hayat pahalılığıdır. Esasen her ülkenin kendi gerçeklerine göre farklı seviyelerde seyreden enflasyondaki yüksek oranlı artışlar, tüm dünyanın sorunudur. Türkiye olarak biz de birden fazla faktörün üst üste gelmesiyle bu sorundan ciddi şekilde musdarip durumdayız. Ülkemizi büyütme üzerine kurulu temel ekonomi stratejimizden asla taviz vermeden yeni yol ve yöntemlerle enflasyonun ve yol açtığı sıkıntıların üstesinden gelecek bir program uyguluyoruz.
AHLÂKSIZLIĞI İFŞA EDİN
Ülkemizdeki hayat pahalılığı bilhassa bazı alanlarda, ne enflasyonla ne döviz kuruyla ne de başka akılcı bir sebeple izah edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır. Sadece belirsizlik ortamını fırsat bilip üç kuruş daha fazla kazanmak uğruna ülkesine bu kötülüğü yapanlar, aslında kendi geleceklerini sabote ettiklerini bilmelidirler. Milletimden bu fırsatçılara hak ettikleri cevabı gerektiğinde malını satın almayarak, gerektiğinde hizmetini başka yerlerden temine yönelerek ama her seferinde mutlaka yapılan ahlâksızlığı ifşa ederek vermesini istiyorum. Otomobilden konuta, kiradan gıdaya pek çok alanda yaşanan dengesiz fiyatlamaların önüne ancak bu şekilde geçebiliriz.
KIZ ÇOCUKLARI GÜNÜ HATIRASI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla 11 Ekim doğumlu şehit ve gazi yakını 12 çocukla bir araya geldi. Erdoğan çocuklara hediye verip birlikte fotoğraf çektirdi.