Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün Gazze temasları kapsamında Katar’a gitmeden önce, başkanlığını da yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) İstanbul’da düzenlenen toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıdaki konuşmasında özetle şunları söyledi:
“İsrail’in 7 Ekim’de başlayan katliamları, esir takasları sebebiyle 6 gün süren fasılanın ardından 1 Aralık tarihi itibarıyla yeniden hızlandı. Sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail saldırılarında 16 binin üzerinde şehit ve 36 binin üzerinde yaralı verildi. Gazze’de şehit edilen her üç kişiden ikisini çocuklar, bebekler ve kadınlar oluşturuyor. Kendilerinden haber alınamayan Gazzeli sayısı 6 bin 500’ü geçti. İsrail zulmünün kurbanları arasında 73 gazeteci ve 100’ün üzerinde Birleşmiş Milletler görevlisi de var. Öyle bir tablo ki, küresel güvenlik ve barışı korumak için kurulan Birleşmiş Milletler kendi çalışanlarını dahi İsrail’in barbarlığından koruyamıyor.
BİZE DEMOKRASİ DERSİ VERDİLER
Avrupa’sından Amerika’sına kadar insan hak ve hürriyetlerinin savunuculuğunu yapan güçlerin içine düştükleri acziyet ise daha vahimdir. Bu ülkeler adeta İsrail’e daha fazla çocuk öldürmesi, hastane, okul, ev vurması daha fazla masum kanı dökmesi için şartsız destek veriyor. Uluslararası basın kuruluşları, Gazze’de öldürülen meslektaşları için tek bir cümle kuramıyor. İsrail’e karşı tek bir eleştiri getiremiyor. Oysa bunlar bize, hepimize yıllarca demokrasi ve hukuk dersi vermişlerdir. Fail Müslüman olunca ortalığı ayağa kaldıranların hepsi bugün İsrail’in hoyratça sergilediği katliamlara kör ve sağır kesilmiş durumdalar.
MÜSLÜMAN ALEMİ CENDERE İÇİNDE
Birleşmiş Milletler kurumsal olarak Gazze imtihanından başarısız çıktı. Genel Sekreter Sayın Guterres’in samimi gayretleri maalesef bizzat Güvenlik Konseyi üyeleri tarafından sabote edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 121 ‘evet’ oyuyla kabul edilen karar insanlığın vicdanına tercüman olması bakımından kıymetli bir adımdı. Ancak bu karar Birleşmiş Milletler’in mevcut yapısı nedeniyle kadük kaldı. Akan kanın durması noktasında tesirli olamadı. Maalesef 40 çekimser oyla birlikte 161 ülkenin iradesi yok sayıldı. Sadece bu tablo bile 2 milyarlık Müslüman alemi olarak nasıl bir cendereye sıkıştırıldığımızı göstermeye kafidir.
GAZZE’NİN YENİDEN İMARI İÇİN HAZIRLIK
Gazze’nin yeniden imarıyla ilgili hazırlıkları da şimdiden başlamalıyız. İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşı da çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Gazze bir Filistin toprağıdır. Gazze, Filistinlilerindir. Ebediyen de öyle kalacaktır. İslam dünyası olarak Gazze’nin tek bir karış toprağını dahi işgalci İsrail’e bırakmamak hepimizin boynunun borcudur. Bunu sadece Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için değil aynı zamanda kendi güvenliğimiz, kendi toprak bütünlüğümüz için de yapmalıyız.
GAZZE’Yİ SAVUNMAK İSLAM BELDELERİNİ SAVUNMAKTIR
Gazze kasabı Netanyahu, meselenin Gazze veya Ramallah olmadığını, yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu kameralar önünde bizzat ifşa etti. Dolayısıyla bugün Gazze’yi ve Filistin’i savunmak demek Kudüs’le birlikte Mekke’yi, Medine’yi, İstanbul’u savunmak, Şam’ı, Beyrut’u, Bağdat’ı ve diğer İslam beldelerini de savunmak demektir. Yangının, acının bizim ocağımıza ulaşmasını beklersek Allah korusun o yangın bir gün mutlaka evimize gelecektir. Barışın temini için garantörlük dahil her türlü mesuliyeti üstlenmeye hazırız.”
NETANYAHU MİLOSEVİÇ GİBİ YARGILANACAK
- Erdoğan konuşmasında “İsrail’in mevcudiyetini kabul ettiği nükleer silahlar meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. İsrail’in atom bombası var mı? Var. Ama sorarsan yok diyorlar. Biz bunun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ve şu anda Gazze kasabı olan Netanyahu bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynen Milosevic nasıl yargılandıysa bu da yargılanacaktır” dedi.
BM’DEKİ ÇARPIK YAPI DEĞİŞMELİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’le ilgili reform çağrısını şöyle yineledi: “Bir tarafta ‘savaş dursun, daha fazla kan akmasın’ diyen 121 ülke var, diğer tarafta İsrail’in saldırılarına açık çek veren 3-5 ülke var. Ve bu 3-5 ülke ne zaman ‘tamam’ derse, ancak o zaman harekete geçen bir küresel mekanizma var. Böyle bir yapının, ne barışı getirmesi ne çatışmaları durdurması ne de insanlığa umut olması mümkün değildir. Bizim yıllardır dünya beşten büyüktür diyerek ifade ettiğimiz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin adaletsiz ve krizlerin çözümünde işlevsiz kalan bu çarpık yapısı bir an önce değiştirilmelidir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ni ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni bu kapsamda mutlaka değerlendirmeliyiz.”
LÜTFİ DOĞAN’A BAŞSAĞLIĞI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşmasında ayrıca, önceki gün hayatını kaybeden eski Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan’ın ailesi, yakınları ve öğrencilerine başsağlığı diledi.