Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, Türkiye-İsrail ilişkilerine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, “Ticari ilişkilerle ilgili açıklamanız İsrail'de yanlış anlamalara yol açtı ve onun üzerine tepkiler oldu, bu noktada bunu tam olarak nasıl açıklamamız gerekiyor?” sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Daha çok tepkileri olacaktır. Benim özellikle söylediğim savunma sanayine yönelik bu konuda atılan adımlar. Bakın savunma sanayi noktasında da şu ana kadar bir defa aramızdaki anlaşmalarımıza sadakatleri yoktur. Yani bu noktada bunların her tarafı dökülüyor. Mesela insansız hava araçları alınmıştır, insansız hava araçlarının bakımıyla alakalı geri gönderilmiştir, aramızdaki bu sıkıntılar sebebiyle insansız hava araçlarımızı hala bakımını yapıp geri göndermemişlerdir. Bunlar ahlaki midir? Birisiyle aranızda sıkıntılar, kırgınlıklar olabilir, görüşmeye bilirsiniz, bütün bunlar olabilir ama uluslararası anlaşmalarda bir uluslararası ticari ahlak vardır. Bu ahlakın kurallarına uyarsınız. Şunu da söyleyeyim, bunun bedeli 15 milyon dolar olurmuş, 150 milyon dolar olurmuş, Türkiye olarak biz buna da değer vermeyiz, yeri geldiği zaman. Bizim için önemli olan kendi onurumuzu, gururumuzu kimseye çiğnetmemektir. Bunun bedeli yoktur.”
GAZZE ZİYARETİ
Gazze ziyaretinin belli olup olmadığı sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şu anda Mısır, Tunus ve Libya ziyaretlerinin netleştiğini söyledi. 12 Eylül'de Dünya Güreş Şampiyonası'nın açılışını yaptıktan sonra yola çıkacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin “Gazze ile ilgili görüşmeler devam ediyor mu?” sorusuna “Ediyor” yanıtını verdi.
C PLANI AÇIKLAMASI
“İsrail'e karşı C planı ile ilgili ip uçları nelerdir? Yeni yaptırımlarda neler olacak?” sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
“Bu tür şeyleri açıkladığımız zaman stratejinin anlamı ortadan kalkar. Strateji vardır, taktikler vardır. Aynı şekilde süreçte de tabii ki bu tür bir uzun vadeli planın, ara planları vardır. Bunların hepsini bu uygulama süreci içerisinde ortaya koyacağız. Bu konuda kararlıyız, bir defa kararlılığımız kesinlikle bilinmelidir ve bu kararlığımız yani şu anda Anamuhalefet partisinin halini görüyorsunuz... Birisi çıkıyor bir başka türlü konuşuyor, genel başkanları çıkıyor bir başka türlü konuşuyor. Böyle siyaset olmaz. Yani önce Anamuhalefet partisinin genel başkanı, İsrail'in avukatlığını bıraksın, kendi partisinin sözcüsü olsun. Kendi partisinin programını açıklasın, kendi partisinin dış politika anlayışını söylesin. İsrail'in avukatlığına soyunan bir Anamuhalefet bu ülkede siyaset yapamaz. Benim milletim de onlara hiçbir zaman prim vermez. Bu kadar açık ve nettir.”
Başbakan Erdoğan, “Seyrüsefer serbestisine ilişkin açıklama dış basında geniş yankı buldu. Bu anlamda ne tür adımlar atılacak?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Biliyorsunuz Akdeniz'de uluslararası sular var. Bu sularda bugüne kadar hep bunlar cirit atıyordu ve Türk gemilerini, özellikle münhasır ekonomik alanlar olmak suretiyle, buralarda çok daha sık göreceğiz, sık göreceksiniz. Gemilerimiz sürekli oralarda tabii. Sivil gemiler zaten oradan geçiyorlar, oluyorlar ama bundan sonra askeri gemilerimiz gerek Aksaz'dan gerek İskenderun, Mersin bütün buralardan, bu denizlerde, bu sularda görünecekler, bulunacaklar.
Olayın getirisi, götürüsü ne olur, ne olmaz, bunların hepsinin hesabı yapılmıştır, ama bu sularda tarihte biz vardık, bugün de varız; yarın da olacağız.”
İsrailli diplomatların ayrılması için verilen sürenin dolduğunun ifade edilmesi üzerine de Erdoğan, “Bugün toplantı yaptık, ama o konuyu görüşmedik. Bugün gitmiş olmaları lazım veya gidiyorlardır.”
HAVAALANINDA KÖTÜ MUAMELE
İsrail'in, havaalanınında Türk vatandaşlarına yönelik kötü muamele yapmasıyla ilgili haberlerin hatırlatılması üzerine de Erdoğan, “Onlar gelip geçici şeylerdir, ama İsrail'in karakterini, yapısını ortaya koyması bakımından önemlidir. Herhalde bu yanlışlarından da kısa zamanda dönerler diye düşünüyorum” dedi.