Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan, geçen hafta Suriye'de bazı kendini bilmezlerin Türkiye'ninkiler de dahil olmak üzere, bazı ülkelerin diplomatik temsilciliklerine saldırıda bulunduklarını söyledi.
Önceki grup toplantısında Esad'dan, sorumluları derhal yakalamasını ve yargıya teslim etmesini istediğini, saldırıları kınadıklarını bir nota ile Esad'a ilettiğini kaydeden Erdoğan, grup toplantısında, saldırılar ile ilgili olarak, “Yabancı ülke vatandaşlarını ve diplomatlarını korumak, her ülkenin onurudur, namusudur. Bunlar üzerinden mesaj vermeye çalışmak ise acziyettir. Telafisi zor olan bir şuursuzluktur” dediğini anımsattı.
Erdoğan, Suriye yönetiminin bu tepkiye ve hatırlatmaya rağmen gerekeni yapmak yerine, topraklarından transit geçen hem de Mekke-i Mükerreme'den gelen hacılara yapılan saldırıya dahi mani olmadığını ve olamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Hac kafilesini taşıyan otobüsler silahlı saldırıya uğramış, bazı hacılarımız yaralanmış, bazıları da rehin tutulmuştur. Buradan Beşar Esad'a bir kez hatırlatmakta fayda görüyorum: Yabancı ülke vatandaşlarını, ülkesindeki misafirleri hele hele hac yolculuğuna çıkmış ve sadece transit geçen yolcuları korumak da bir ülkenin onuru ve namusudur. Beşar Esad çıkıyor, 'ölene kadar savaşırım' diyor. Allah aşkına sen kiminle savaşıyorsun? Kendi halkına karşı ölene kadar savaşmak, kahramanlık değil, korkaklıktır. Kendi halkına karşı ölene kadar savaşan birini görmek istiyorsan, Nazi Almanya'sına bak, Hitler'e bak, Mussolini'ye bak, Romanya'nın Çavuşesku'suna bak. Eğer bunlardan ders almıyorsan, kendi halkına silah doğrultan ve daha 32 gün önce hiçbirimizin arzu etmediği şekilde, aynen senin kullandığın ifadeleri kullanan ve öldürülen Libya'nın liderine bak. Beşar Esad, eğer topraklarına yönelik bir müdahale karşısında, ölene kadar savaşmaktan bahsediyorsan, kusura bakmasın ama insana sorarlar; İsrail'in işgal ettiği Golan Tepeleri için neden ölene kadar savaşmadın? Kahramanlığını neden orada göstermedin, neden gösteremiyorsun?
"SIRTIMIZI DÖNEMEYİZ"
Bakın buradan altını çizerek bir kez ifade ediyorum: Bizim hiç bir ülkenin topraklarında gözümüz yok, hiç bir ülkenin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok ama bir halka zulmedilirken, özellikle de akrabamız, kardeşimiz bir halka zulmedilirken, 910 kilometre sınırı olan Suriye'yi görmezden gelmeye, sırtımızı dönmeye de asla ve asla niyetimiz yok. Suriye'deki zulmü ve şiddeti eleştirmek, kendi halkına silah doğrultan diktatörlere karşı hakkı söylemek, içişlerine karışmak değildir, dünyaya bir askeri müdahale çağrısı yapmak hiç değildir. Bizim kardeş bir halkın selametinden, huzurundan, refahından, kardeş bir ülkenin iç barışından başka hiç bir arzumuz yok. Beşar Esad'a buradan çağrımı yineliyorum: öncelikle Türkiye'nin temsilciliklerine, bayrağına saldıranları, topraklarından geçen hacılara hunharca saldıranları bul ve yargıya teslim et. Daha fazla kan dökmeden, daha fazla zulmetmeden, halkının, ülkenin ve bölgenin selameti adına artık o koltuktan çekil. Türkiye olarak en uzun sınıra sahip olduğumuz; halkını dost, akraba ve kardeş bildiğimiz Suriye'deki gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Uluslararası hukukun çizdiği çerçeve içerisinde kardeşliğe, kardeşlik hukukunun sınırları çerçevesinde kardeş Suriye halkıyla dayanışmamızı devam ettireceğiz.”