Dünya Gazeteler Birliği Genel Kurulu İstanbul’da toplandı. Başbakan Erdoğan, dünya medyasını, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine destek vermeye çağırdı.Dünya Gazeteler Birliği (WAN/World Association of Newspapers) 57. Genel Kurulu ve 11. Dünya Editörler Forumu (WEF/World Editors Forum) bugün İstanbul’da toplandı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, WAN'ın genel kurulunun Türkiye'de yapılıyor olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Erdoğan, kongrenin, dünyanın barışa, sevgiye, dostluğa ve kardeşliğe daha çok özlem duyduğu bir dönemde İstanbul'da yapılıyor olmasını anlamlı bulduğunu söyledi.    İstanbul'un insanlığın medeniyet yolculuğunda her zaman önemli birkesişme noktası olduğunu ve tarihte pek çok uygarlığın burada buluşarak ihtiyaçlara göre yeniden sentezlenip dünyaya yayıldığını belirten Erdoğan, İstanbul'da ve Türkiye'de dün olduğu gibi bugün de farklı inanç, dil ve kültürlerden insanların doğal bir uyum, özgürlük, hoşgörü ve barış ortamında bir arada yaşadıklarını kaydetti.    "İNSANA SAYGIYI ESAS ALIYORUZ"Erdoğan, aynı gök kubbe altında yaşayan insanların barış için nedenlerinin, savaş için ileri sürülenlerden çok daha fazla olduğuna inandığını söyledi.    İnsana saygıyı esas aldıklarını, Türk kültüründe insanın evrenin özü ve özeti olduğunu dile getiren Erdoğan, inanç ve kültürel farklılıkların insanlar arasında kin ve şiddet için gerekçe olamayacağını, olmaması gerektiğini anlattı.    Erdoğan, birey ve toplum olarak mutluluğun başkalarının mutluluğuna bağlı olduğunu belirterek, ''Ne yazık ki insanın medeniyetyolundaki kazanımları hayatı kolaylaştırmış, dünyayı küçültmüştür ama bu kazanımlara paralel olarak insanın yüreği büyümemiştir. Ne yazık kiinsanlar kendi mutluluklarını ötekinin mutluluğundan eksilterek artırmaya çalışmaktadır'' dedi.MEVLANA VE DOSTOYEVSKİ ÖRNEĞİ Mevlana Celaleddin Rumi'nin bir rubaisinde yüzyıllar önce insanlığa yaptığı hoşgörü çağrısını hatırlatan Erdoğan, bugün bölgede yaşanan insanlık trajedileri karşısında bu çağrının daha anlamlı hale geldiğini kaydetti.    Erdoğan, ünlü romancı Dostoyevski'nin de ''Her insan, her şey karşısında, herkesten sorumludur'' sözünü hatırlatarak, şunları kaydetti:    ''Bu evrensel çağrıları tüm dünyaya iletmenin, gazetelerin ve genel olarak medyanın küresel sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Çünkü dünya iletişim sayesinde küçülürken, insani sorumluluğun büyümesi gerekiyor. "BASININ SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞINA VERİLECEK CEVAP"Gazetelerin tiraj kaygısıyla kategorik olarak savaş ve çatışmaları kışkırtıcı olduğu önyargısına verilebilecek en iyi cevap, her koşulda barışı savunmaktır.    Dünya medyasının çatışmaların insani boyutunu daha çok gündeme getirmesiyle birlikte, savaşın ve terörün hiç kimse için çözüm değil, aksine insanlık ideallerinin yok edilmesinin uğursuz bir aracı olduğu netleşmeye başlamıştır. Burada bütün dünya medyası eğer insanlığın aklı ve vicdanı olmayı başarabilirse, inanıyorum ki yeryüzündeki en hayırlı işi yapmış olacaktır.''ÇOĞULCU DEMOKRASİYE YÖNELİŞ Erdoğan, 1980'li yıllardan itibaren dünyada iletişim sektörünün öncülüğünde başlayan küreselleşme süreciyle birlikte, parametreleri özgürlük, insan haklarının evrenselliği, hukukun üstünlüğü ve liberal ekonomi olan çoğulcu demokrasilere bir yöneliş olduğunu söyledi.    Bilginin ve düşüncenin önündeki sınırların teknolojideki yeni buluşlarla ortadan kalkması ve özellikle internetin çift yönlü iletişime imkan vermesiyle birlikte öteden beri şikayet konusu olan gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru tek yönlü
haber ve enformasyon akışının dengeleneceÄŸi ümidinin doÄŸduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan; iletiÅŸimin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar belirleyici olmasının zoraki ve siyasi sınırları giderek belirsizleÅŸtirdiÄŸini, mesafeleri kısalttığını, insanları ve toplumlarıbirbirlerinin gerçekliÄŸinin bir parçası haline getirdiÄŸini kaydetti.    "Ä°LETİŞİM, NEFRETÄ° DEĞİL KARÅžILIKLI SAYGIYI GÜÇLENDÄ°RMELÄ°"SAErdoÄŸan, dünyanın herhangi bir noktasındaki rahatsızlığın, medya aracılığıyla tüm insanlığın vicdanını yaralayan uluslararası boyutlu bir sorun haline gelebildiÄŸini söyledi.    Bu noktada medyanın baÅŸta insan olmak üzere yeryüzündeki bütün canlılara karşı hayatı esas alacak ve insani deÄŸerlerin sürekliliÄŸini savunacak belirleyici bir rolü bulunduÄŸuna iÅŸaret eden ErdoÄŸan, bireyselleÅŸmiÅŸ enformasyonun, insanlara, ülkelerinin, hegemonik siyasalarından bağımsız davranışlar üretebilme imkanları ve yetenekleri verdiÄŸini kaydetti.    Artık hiçbir toplumun diÄŸerini yok sayarak güvenli bir gelecek kurma lüksüne sahip olmadığına iÅŸaret eden ErdoÄŸan, yalnızca bir enformasyon sistemi deÄŸil; kültürün, kimliÄŸin, eÄŸitimin ve kalkınmanın bir parçası olan iletiÅŸimin, insanlar ve toplumlar arasında nefret ve düşmanlıkları deÄŸil; sevgi, karşılıklı güven ve öz deÄŸerlere saygıyı güçlendirmesi gerektiÄŸini ifade etti.     SAYILARLA TÃœRK MEDYASI         ErdoÄŸan, dünyanın saygın bir üyesi olabilmek için güçlü ahlaki deÄŸerlere baÄŸlı özgür medya ve gazeteleri ülkenin kazancı olarak deÄŸerlendirdiÄŸini belirterek, ÅŸunları söyledi:    ''Bugün Türkiye'de, günlük satışı 3 bin ile 530 bin arasında deÄŸiÅŸen 38 ulusal, 2 binin üzerinde yerel gazete, 35 ulusal ve 2 bin 500'ün üzerinde yerel dergi yayınlanmaktadır. Yine ülkemizde 20 ulusal, 17 bölgesel ve 218 yerel televizyon ile 102 bölgesel ve 957 yerel radyo yayın yapmaktadır. Rakamlar büyük bir iletiÅŸim potansiyeline iÅŸaret etmekle birlikte, özellikle kiÅŸi başına düşen gazete sayısı açısından bakıldığında arzu edilen düzeyde olmadığı ortadadır.''    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, yaÅŸ ortalaması 25'in altında genç bir nüfusa sahip 70 milyonluk Türkiye'de, ulusal gazetelerin günlük tiraj toplamının 3.5-4 milyon olmasını düşündürücü bulduÄŸunu belirtti.      "DEMOKRATÄ°KLEÅžME HAMLESÄ°NE ÖNECLÄ°K VERÄ°LDÄ°"Türkiye'nin basın özgürlüğü açısından sicilinin son yıllara kadar yeterince parlak olmadığına iÅŸaret eden ErdoÄŸan, Türkiye'nin uluslararası gazetecilik meslek örgütleri tarafından sürekli tenkit edilen bir ülke konumunda olduÄŸunu, hatta bu eleÅŸtirilerin zaman zaman dozunu ve amacını aÅŸarak, incitici bir hal aldığını itiraf etmek istediÄŸini söyledi.    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, hükümetin, Türkiye'nin imajını zedeleyen, uluslararası toplumda saygınlığına gölge düşüren, iletiÅŸimde gelinen noktaya da yakışmayan anti demokratik yasaları ve uygulamaları ortadan kaldırmak için demokratikleÅŸme hamlesinde basınla ilgili düzenlemelere öncelik verdiÄŸini bildirdi.    Hükümetin, hukuki yenileme çalışmalarında, çoÄŸulcu ve demokratik, eÅŸitlikçi ve özgürlükçü ve daha çok sorumluluk üstlenen bir iletiÅŸim dünyası anlayışını esas aldığını anlatan BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ''Hedefimiz, demokratik standartları yüksek modern bir hukuki üst yapı oluÅŸturarak, halkımızın haber alma ve bilgilenme hakkını teminat altına alarak, iletiÅŸim özgürlüğünün sınırlarını geniÅŸletmektir'' dedi.     BASIN YASASI TASARISI     İletiÅŸim alanındaki geliÅŸmelerin ve demokrasinin muhtevasının geniÅŸlemesiyle basın özgürlüğü kavramının bugün toplumun tümünü ilgilendiren iletiÅŸim özgürlüğüne dönüştüğünü dile getiren ErdoÄŸan, çaÄŸdaÅŸ demokrasilerde bir hak olarak düzenlenen ve uluslararası anlaÅŸmalara da giren, geçen yıl kanunlaÅŸtırılan bilgi edinme hakkının da 24 Nisan'da yürürlüğe girdiÄŸini hatırlattı.    ErdoÄŸan, bireylerin sürekli açık ve kapsamlı ÅŸekilde bilgilenmesinin devletin iÅŸleyiÅŸinde ÅŸeffaflığın, halkın denetiminin ve katılımının saÄŸlanabilmesi açısından demokratik bir kültür oluÅŸturacağına inandığını ifade ederek, şöyle dedi:    ''Gazetecilik ile ilgili tüm meslek örgütlerinin, bilim adamlarının, sendikaların, mesleÄŸin duayen gazetecilerinin katılım ve katkılarıyla; saydam, demokratik ve katılımcı bir süreçte hazırlanan Basın Yasası Tasarısı, TBMM'de AB uyum ve adalet komisyonlarında meslek örgütlerinin katılımıyla görüşülmüştür ve önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu gündemine alınacak ve kanunlaÅŸacaktır.    "BASIN ÖZGÃœRLÜĞÜ Ä°LGÄ°LÄ° KISITLAMAMALR KALDIRILIYOR"AB standartları, Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi içtihatları, evrensel deÄŸerler ve ülkemizin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak hazırlanan tasarıyla, iletiÅŸim özgürlüğüyle ilgili kısıtlamalar kaldırılmaktadır. Tasarı yasalaÅŸtığında, dağıtımın engellenmesi, toplatma, basında kullanılan makinelerin müsaderesi, süreli yayının kapatılması gibi iletiÅŸim özgürlüğünün özünü ortadan kaldıran yaptırımlar sona ermiÅŸ olacaktır. CEVAP VE DÃœZELTME HAKKI Tasarıda cevap ve düzeltme hakkının kullanımı, bireyin haysiyet ve ÅŸerefi ile toplumu koruma amacını esas alacak ÅŸekilde deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Ayrıca, iletiÅŸim özgürlüğünün tam olarak hayata geçebilmesi açısından, basında çok sesliliÄŸe destek içinyerel basının korunmasına önem verdik. Türkiye'de radyo ve televizyonların iÅŸleyiÅŸini düzenleyen RTÃœK Yasası konusunda AB kriterleri çerçevesinde sürdürdüğümüz çalışmalarımız da devam etmektedir.''DÃœNYA BASININA AB SÃœRECÄ°NDE TÃœRKÄ°YE'YE DESTEK ÇAÄžRISITürkiye-AB iliÅŸkilerinde beklentilerin yükseldiÄŸi kritik bir döneme girdiklerine iÅŸaret eden ErdoÄŸan, ''AB ideali için 41 yıldır sarfettiÄŸimiz gayretlerin somut ve makul bir takvimle ülkemizi tam üyeliÄŸe taşımasını istiyoruz. Ancak Aralık 2004, müzakere süreciyle ilgili hasretin bitmesi tarihi. Müzakere süreci Aralık 2004'te baÅŸlayacak tam üyelik deÄŸil. Dolayısıyla müzakere sürecinin baÅŸlatılması konusunda dünya basınını, özellikle Avrupa basınını Türkiye'ye destek vermeye çağırıyoruz'' dedi.    Burada medeniyetlerin çatışmasından bahsedildiÄŸini dile getiren ErdoÄŸan, Türkiye olarak AB'yi Çelik Kömür BirliÄŸi, Ekonomik Birlik, Hristiyan Kulübü ve medeniyetlerin çatışma adresi olarak görmediklerini belirterek, ''Biz AB'yi medeniyetlerin uzlaÅŸtığı, buluÅŸtuÄŸu bir adres, siyasi deÄŸerler bütünü olarak görüyoruz. Türkiye'nin AB'ye girmesi demek, AB'nin de bu iÅŸlevini yerine getirmesi demek olacaktır'' diye konuÅŸtu.    "KARARI AB VERECEK"ErdoÄŸan, bugün üye olan pek çok ülkenin ve halkın yaÅŸadıkları tereddütlere bakıldığında Türkiye'nin AB'ye çok daha hazır olduÄŸunu gördüklerini dile getirerek, ÅŸunları kaydetti:    ''Türkiye, temel tercihini yapmış, kararını vermiÅŸtir. Yaklaşık 200 yıldır devam eden modernleÅŸmemizi AB üyeliÄŸiyle tamamlamak istiyoruz. Burada karar üretecek kurum Avrupa BirliÄŸi'dir. Karar sadece bizi etkilemeyecek, Avrupa BirliÄŸi'nin vizyonunun ne olacağını ve gelecekte kendisini nasıl biçimlendireceÄŸi sorularına da cevap olacaktır. Tarih boyunca birbirleriyle savaÅŸmış bir kıtada barışı arayan ortak aklın sonucu olarak doÄŸan Avrupa BirliÄŸi'nin Türkiye ile birlikte bir medeniyetler barışını saÄŸlamada evrensel bir örnek teÅŸkil edeceÄŸi açıktır.    Avrupa BirliÄŸi ya Türkiye'nin üyeliÄŸi yolunda önemli bir adım atarak küresel bir vizyon ortaya koyacak ya da kendi sınırlılıkları içerisinde tıkanıp kalacaktır.''     KÃœRESEL ÖLÇEKTE Ä°ÅžBÄ°RLİĞİ     BaÅŸbakan ErdoÄŸan, gelecekteki savaÅŸların niteliÄŸini ve nedenini oluÅŸturacağı iddia edilen kültürel çatışma alanlarının merkezinde bulunan Türkiye'nin Müslüman ülkeler arasında batı medeniyeti ile uyum saÄŸlayabilecek tek ülke olduÄŸunu vurgulayarak, ''Türkiye'nin tarihi, tecrübesi, demokratik birikimi gözönünde bulundurulduÄŸunda sadece Ä°slam dünyası için deÄŸil, aynı zamanda Avrupa BirliÄŸi için de zengin bir örnektir'' dedi.    Türkiye'nin dış siyasetindeki barış, karşılıklı çıkar ve iÅŸbirliÄŸine dayalı samimi çabalarının devam ettiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, ÅŸu ana kadar Avrupa BirliÄŸi ile ilgili yasal ve Anayasal deÄŸiÅŸikliklerin yapıldığın ÅŸimdi uygulamayla ilgili çalışmaların devam ettiÄŸini söyledi.    ErdoÄŸan, modern endüstrilerin en canlı, en dinamik alanını oluÅŸturan iletiÅŸimde artık küresel ölçekte iÅŸbirliklerine ihtiyaç duyulduÄŸunu dile getirerek, ''Deneyimlerimizi, birikimlerimizi ve imkanlarımızı birleÅŸtirerek, farklı sesleri daha güçlü ÅŸekilde dünyanın ve insanlığın hizmetine sunabiliriz'' diye konuÅŸtu.    BAÅžKA ALANLARDA Ä°ÅžBÄ°RLİĞİBaÅŸbakan ErdoÄŸan, yayın kuruluÅŸları arasındaki iÅŸbirliÄŸinin, baÅŸka alanlardaki iÅŸbirliklerinin de önünü açacağını, ülkeler ve toplumlar arasında saÄŸlam dostluklara vesile olacağını kaydederek, bu vesileyle, halen 105 ülkeden 18 binden fazla üyesiyle dünyanın en büyük gazetecilik meslek örgütlerinden Dünya Gazeteciler BirliÄŸi'nin çabalarını saygıyla karşıladığını ve üyeler arasındaki her türlü iÅŸbirliÄŸini artıracak giriÅŸimleri desteklediÄŸini ifade etti.    Tüm konukları Türkiye'de ağırlamaktan büyük bir onur duyduÄŸunu ve insanlığın evrensel barış idealine yaptıkları katkılardan dolayı alkışladığını ifade eden ErdoÄŸan, Dünya Gazeteciler BirliÄŸi'nin 57. Genel Kurul çalışmalarının baÅŸarılı geçmesi dileÄŸinde bulunarak, emeÄŸi geçen tüm kiÅŸi ve kuruluÅŸları kutladı.ESKÄ° UYGULAMALARIN DEĞİŞMESÄ°BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen 57. Dünya Gazeteler BirliÄŸi Kongresi'nin ardından, 11. Dünya Editörler Forumu'na katılarak yabancı editörlerin sorularını yanıtladı.    ErdoÄŸan, Ä°spanya'dan bir editörün, ''Ä°srail, Filistin'de çok kötü uygulamalar yapıyor. Türkiye, Ä°srail ile iliÅŸkilerini nasıl sürdürüyor?'' sorusu üzerine, ''Halkı Müslüman olan bir ülkenin, halkı Müslüman olmayan bir ülke ile siyasi, ticari, ekonomik ve kültürel iliÅŸkilerde bulunmaması diye bir ÅŸeyin deÄŸerlerinde olmadığını'' söyledi.    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, o nedenle burada herhangi bir kaygının söz konusu olmadığını ifade ederek, ''Kaldı ki Türkiye, Ä°slam kültürü ile demokrasi kültürünü bir arada buluÅŸturan bir ülkedir. KomÅŸularımızın inancı, kültürel deÄŸerleri ne olursa olsun, onlarla bu tür ekonomik, siyasi, ticari iliÅŸkileri bugüne kadar hep geliÅŸtirmiÅŸ, geliÅŸtirmeye de devam etmektedir'' dedi.Türkiye'nin, Ä°slam dünyası içinde halkı Müslüman olan ve uluslararası sistem içinde de ileri derecede yer alan bir ülke olduÄŸuna dikkati çeken ve buna örnek olarak NATO ile BM'yi örnek gösteren ErdoÄŸan, bundan sonra da kuzeyde, güneyde, doÄŸuda ve batıda komÅŸularla çok daha iyi iliÅŸkileri geliÅŸtirebilmenin gayreti içinde olacaklarını bildirdi.     KOPENHAG KRÄ°TERLERÄ° YERÄ°NE ANKARA KRÄ°TERLERÄ°     Norveçli bir gazetecinin, yabancı bir yayın organında er alan röportajında, ''Türkiye'nin AB üyeliÄŸi kabul edilmezse, bizim batıya olan tutumumuz deÄŸiÅŸecek'' dediÄŸini öne sürerek, ''Tutumunuzda ne tür bir deÄŸiÅŸiklik olacak?'' sorusunu yönelttiÄŸi BaÅŸbakan ErdoÄŸan, bu konuda ciddi bir tercüme yanlışlığı bulunduÄŸunu ifade etti. ErdoÄŸan, ÅŸu ana kadar Kopenhag siyasi kriterlerini Anayasa ve yasalar bazında deÄŸiÅŸtirerek, reform paketlerini bitirdiklerini kaydetti.    Şu anda bu yasaların yoÄŸun bir ÅŸekilde hayata geçirilmesinin gayreti içinde olduklarını bildiren BaÅŸbakan ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:    ''(Aralık 2004'e kadar uygulamayla ilgili tüm atılması gereken adımları atabilir misiniz, yetiÅŸtirebilir misiniz) desek, bu bir zihniyet deÄŸiÅŸimidir. Birçok alışkanlığı artık bırakma gayreti olacaktır. Tabii biraz zaman alabilir. O bakımdan, diÄŸer tam üye olmuÅŸ ülkeler bile bu tür eksikliklerinin bir çoÄŸunu müzakere süreci içinde tamamlamışlardır. Hatta tam üye olduktan sonra bunları tamamlama gayreti içinde olan ülkeler bile vardır. Türkiye, ÅŸu anda bunlardan çok daha fazla ileridir. Benim iddiam ÅŸudur: Böyle bir ÅŸeyi düşünmek istemiyoruz, ihtimal de vermiyoruz ama olabilecek aksi bir durumda, biz Kopenhag siyasi kriterlerinin adını Ankara siyasi kriterleri koyarve bunları yolumuza devam etmek suretiyle gerçekleÅŸtiririz.''Â
button