Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Ukrayna’da barış için BM Genel Sekreteri Guterres’in de katıldığı üçlü zirvenin ardından uçakta gazetecilere yaptığı açıklamalarda özetle şunları söyledi:
ESED’İ YENMEK, YENMEMEK GİBİ BİR DERDİMİZ YOK
(Suriye’de son durum ve ‘Türkiye Esed’i yenemedi şimdi anlaşmak için zemin hazırlıyor’ yorumları)
“Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Eğer Türkiye’de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar. Bizim şu anda Suriye’de attığımız bütün adımlarda terörle mücadele vardı. Bunların belli bölümünü Ruslarla beraber yaparken belli bölümünü de kendi askerimizle, güvenlik güçlerimizle yürütüyoruz. Obama döneminden alalım, orada verdiğimiz mücadeleyi şu anda da aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz. Bizim ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ ifademiz boşuna değil. Şunu da söyleyeyim, bir defa Türkiye’ye kimse böyle bir şeye hazır mısın sorusunu sormasın. Biz bütün bu işlere hazırlıklıyız ve bunu yapacak güçteyiz.”
ABD ‘BEN TERÖRÜ BESLEMEDİM’ DİYEMEZ
“Şu anda tabii özellikle Amerika, maalesef binlerce TIR silah, mühimmat, araç, gereç, aklınıza ne gelirse buraya yığma yapıyor. Bu yığmayı da kimlere yapıyor? Tamamen terör örgütlerine. ABD, ‘Ben terörü beslemedim’ diyemez. Terörü Suriye’de birinci derecede besleyen ABD ve koalisyon güçleridir. Eğer bugün Irak’ta bir huzursuzluk varsa altında maalesef yine Amerika yatıyor. Ve bu terör örgütlerinin ileri gelenleriyle Beyaz Saray’da görüşme yapacak kadar ileri gidiyorlar. Aynı şekilde Rusya rejimle bir dayanışma içinde. Kendileriyle bu yaptığım ziyarette bu konuları da görüştük. Bunu artık bir yere oturtmamız lazım dedim. Rusya ile öyle bir dayanışma yapalım ki Suriye’de terörle mücadele gerçekleştirelim. Şimdi hep soruyoruz, bu teröristler kaynağı nereden buluyor? İşte şu anda Kamışlı’daki kalitesiz petrolü çıkartan teröristler. Peki kim alıyor bunu? Rejim alıyor. Para kaynağı rejimde. Bir diğer taraftan da sürekli olarak buralarda İran’ın hesapları var. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Çünkü Suriye’nin halkı bizim kardeşlerimiz. Onların topraklarının bütünlüğü bizim için önem arz ediyor. Rejim bunun idraki içinde olmalı. Bunları da Sayın Putin’le Soçi ziyaretimizde görüştük. Temennim odur ki inşallah önümüzdeki dönemle ilgili Suriye’de hem anayasa bir an önce yapılır, bu iş sağlama bağlanır hem de halkın sıkıntılarını giderecek adımlar atılır.”
HEDEFİMİZ HER ZAMAN BÖLGESEL BARIŞ OLDU
(MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ‘Siyasi diyalog görüşmelerinin ya da Suriye ile temasın siyasi diyalog mertebesine çıkarılması ciddiyetle ele alınmalı’ ifadesi)
“Şunu bir defa bilmemiz, kabullenmemiz gerekir. Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman, her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var; ‘İplikle de olsa bağı koparmayın, o bağ devam etsin. Gün olur lazım olur.’ Şimdi biz mesela bölgede Mısır’la alt düzeyde, bakanlarımız seviyesinde temaslarımızı devam ettiriyoruz. Diplomasiye ne denli ihtiyacımız olduğunu bütün dünya gördü. Biz her zaman çözümün parçası olduk. Suriye sorununu çözmekle ilgili elimizi taşın altına biz koyduk. Hedefimiz, bölgesel barış oldu, ülkemizi bu krizin ağır tehditlerinden, risklerinden korumak oldu.”
MISIR HALKIYLA DARGIN OLMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL
(Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail... Mısır da katılırsa genel anlamda enerji eksenli bir ilişki denebilir mi?)
“Daha çok siyaset eksenli dersek isabetli olur. Yani siyasetin gereği bu. Siyasette dargınlık olmaz. Her an barış içinde olacaksın. Her an görüşebilme imkânı yakalayacaksın. Mesela Mısır’la şu anda üst düzeyde, istenilen yerde değil ama alt düzeyde yani bakanlar seviyesinde bu işi sürdürelim ve ardından da temenni ederiz ki üst düzeyde de bu adımı en güzel şekilde atalım. Çünkü Mısır halkı bizim kardeşlerimiz. Bizim Mısır halkıyla dargın olmamız mümkün değil. Onun için de bir an önce orayla da bu barışı bizim temin etmemiz gerekiyor. Suriye ile daha ileri seviyede adımları temin etmemiz gerekiyor. Bu adımları atmak suretiyle, tüm bölgede yani İslam dünyasının bizim komşularımızla olan bu bölgesinde inşallah birçok oyunu biz bozarız.”
FARKLI BİR BM TOPLANTISI OLACAK
(Ukrayna’da barış beklentisi, BM Genel Kurulu’na kadar sonuç alınır mı?)
“Şu anda tabii bir savaş süreciyle karşı karşıyayız. Bu savaş sürecinde bir matematik olayı yok. Yani iki kere iki dört diyemezsiniz, şu zaman bu bitecek diyemezsiniz. Çünkü süreç çok acımasız ilerliyor. Bizim Lviv’de özellikle bu görüşmeyi yapmak isteyişimizin tabii ki bir nedeni var. Aynı görüşmeyi Soçi’de, Rusya’da, Sayın Putin’le yaptık. Burada da bu şekilde gerçekleştirmiş olduk. İyi de oldu. Guterres de buraya geldi. Guterres bizden sonra Kiev’e geçti. Tabii bu seneki BM Genel Kurulu biraz farklı olacak. Bu konuda ilgili arkadaşlardan aldığımız bilgiler katılımın daha üst düzeyde olacağı istikametinde. Tabii bunu BM Genel Kurulu’nda göreceğiz. Orada verilecek mesajlar çok çok anlamlı. Gerek Türkiye olarak bizim vereceğimiz gerek diğer ülkelerin vereceği mesajlar çok çok önemli. Onun için hazırlıklarımızı buna göre yapmak, adımlarımızı da buna göre atmak durumundayız. Tabii sahada yaşanan gelişmelere bakıldığında, birçok noktada adeta bir kesinti mekanizması olmuş durumda. Ummadığımız, beklemediğimiz kesintiler oldu.”
‘ÇERNOBİL’ KORKUSU
(Avrupa’nın en büyük nükleer enerji santrali Zaporijya’nın güvenliği için Türkiye devreye girer mi?)
“Zaporojye konusu gerçekten rastgele bir konu değil. Ama birinci derecede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun belli bir yükü üstlenmesi lazım. Burada şu an itibarıyla içeride Ukrayna’nın bu alanda etkin ve yetkin elemanları bulunuyor. Zelenski bizden şunu özellikle istedi; Rusya’nın buradaki bütün mayın ve benzeri döşemeleri söküp alması ve bu hususun süratle ürkütücü olmaktan çıkması. Çünkü bir tehdit unsuru. ‘Çernobil’i yaşamak istemiyoruz’ derken biraz da onu kastettim. Bu konuyu Sayın Putin’le de görüşüp, dünya barışı için önemli bir adım olarak bu konuda Rusya da üzerine düşeni yapmalıdır diye bunu kendisinden özellikle isteyeceğiz. Bu adımı atmaları gerekiyor. Zaporojye’da Ukrayna’nın hem kendi teknik elemanları hem kendi askerleri var. Bu teknik elemanlar ve askerlerle orayı koruma altına almış vaziyetteler.”
KILIÇDAROĞLU’NA: BEDELİNİ ÖDEMELİ
“Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamalarına inanıyor musunuz? Adamın hayatı yalan. Bir şey bildiğinden değil. Tabii bana göre, YSK Başkanı ve ekibi bunu yargıya taşımalı. Yargıya taşımak suretiyle artık bu adama bedel ödetmeli. Yeri geliyor savcılara saldırıyor, yeri geliyor hâkimlere saldırıyor. Ama nedense onlar çekiniyorlar, korkuyorlar. Anayasa’yla teminat altındasınız. Anayasa’da bununla ilgili ‘Kesinlikle yargıya yönelik bu tür beyanlarda bulunulamaz’ diyor. İnşallah 2023’te milletim sandıkta buna bir kez daha dersini verecek.”