AA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2012 17:47
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bosna Hersek'in nüfus artış hızı çok düşük. Bunu Bosna Hersek'in artırması lazım ki genç ve dinamik bir nüfusa Bosna Hersek sahip olsun. Bu bakımdan hocalarımızın da desteğine ihtiyacımız var. Ben Türkiye'de '3 çocuk' diyorum ama burada en az 5 çocuk olması lazım” dedi.
Başbakan Erdoğan, Saraybosna Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, Dayton Barış Anlaşması'nın üzerinden tam 17 yıl geçtiğini ve 1995 yılında doğan çocukların bugün 17 yaşına, üniversite öğrencisi olacak çağa geldiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Eğer Dayton Anlaşması'nın ardından, edinilen acı tecrübelerden yola çıkarak farklı bir nesli yetiştirebilseydik, çocuklarımızı farklı şekilde eğitebilseydik, Bosna'nın geleceği de o derecede farklı olacaktı. Önyargıyla büyüyen çocuk, önyargılı bir Bosna Hersek'i şekillendirecek demektir. Ama, sevgiyle, hoşgörüyle, anlayışla, farklı olana saygıyla yetişmiş bir çocuk, birlikte yaşama kültürünü ebediyen yaşatacak bir Bosna Hersek'i şekillendirecek demektir. Hiçbir şey için aslında geç değil. Umutsuz olmak, karamsar olmak için hiçbir nedenimiz yok. Gerekirse bugün başlayalım ama eskinin önyargılarıyla değil, yeninin hoşgörüsüyle çocukları geleceğe hazırlayalım.
Türkiye olarak arzumuz, geçmişteki kötü günlere inat, Balkanlarda kardeşliğin, dostluğun, işbirliğinin en güçlü şekilde yaşatılmasıdır. Bölge ülkeleri arasındaki iletişim ve dayanışmayı azami ölçüde artırmak, her alanda çok daha güçlü bir işbirliği tesis etmek durumundayız. Bölgede iletişim ve işbirliğini geliştirme konusunda Türkiye olarak her türlü samimi desteği veriyoruz, vereceğiz.”
“NATO şu ana kadar Bosna Hersek'e haksızlık yapmıştır”“Türkiye-Hırvatistan-Bosna Hersek” ve “Türkiye-Sırbistan-Bosna Hersek” üçlü danışma mekanizmalarını kurduklarını, bu mekanizmaları etkin şekilde işlettiklerini kaydeden Erdoğan, bu mekanizmaları dörtlü hale getirmeyi istediklerini ifade etti.
Erdoğan, şu an gerek bölge ülkeleri için gerekse Bosna-Hersek için ön planda olan uluslararası mekanizmaların Avrupa Birliği ve NATO olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye olarak, bölge ülkeleriyle birlikte Bosna Hersek'in NATO ve AB üyeliklerine de tam destek veriyoruz. Bosna-Hersek'in vakit kaybetmeden AB üyelik sürecinde hızlı bir şekilde ilerleme kaydetmesi ve NATO Üyelik Eylem Planı'na başlaması önem taşıyor.
Henüz genç bir devlet olan Bosna-Hersek'in AB sürecinden, hukuki, ekonomik ve sosyal yapısını güçlendirme hususunda büyük bir destek alacağını düşünüyorum. Benzer bir şekilde, NATO üyeliği de hem bölge için hem de Bosna-Hersek için, sadece güvenlik alanında değil, ekonomik alanda da önem taşıyan bir gelişme olacaktır. NATO şu ana kadar Bosna Hersek'e haksızlık yapmıştır. Çünkü Bosna Hersek'in daveti hızlandırılmalıdır. Bunu takipçisiyiz, takipçisi olacağız.
Bosna-Hersek'te yaşayanların tamamının NATO'ya sıcak bakmadığını biliyorum. Bunun nedeninin, NATO'yu sadece bir güvenlik örgütü olarak görmekten kaynaklandığını düşünüyorum. Doğrudur, NATO, en başta bir güvenlik örgütü olarak kurulmuştur. Ancak bugün NATO, bundan çok daha fazlasıdır. Örneğin ekonomik alanda güvenliktir ve güvendir. Bosna-Hersek'teki tüm kesimlerin de NATO'yu daha geniş bir perspektiften görmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum.”
Bosna Hersek'e 5 çocuk çağrısıBosna Hersek'in, bugün olduğu yerden çok daha ilerde ve çok daha yükseklerde olabileceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, Bosna Hersek'in bunu ziyadesiyle hak ettiğini dile getirdi. Erdoğan, bu ülkenin, Avrupa'nın ortasında ekonomik potansiyeliyle, genç, dinamik nüfusuyla, çalışkan insanlarıyla çok büyük bir atılımın arefesinde bulunduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Herhalde bundan dolayı gücenmezsiniz... Bosna Hersek'in nüfus artış hızı çok düşük. Bunu Bosna Hersek'in artırması lazım ki genç ve dinamik bir nüfusa Bosna Hersek sahip olsun. Bu bakımdan hocalarımızın da desteğine ihtiyacımız var. Ben Türkiye'de '3 çocuk' diyorum ama burada en az 5 çocuk olması lazım. Ailelerde bunu başarmak lazım.
Ekonominin temelini insan teşkil etmektedir. İnsan varsa emek vardır, sermaye, üretim, tüketim vardır. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Dolayısıyla da başarı genç ve dinamik nüfustadır. Türkiye ile ilgili de genç ve dinamik nüfusa sahip olduğu değerlendirmeleri yapılmaktadır. Ekonomi insan üzerine inşa edilmiştir. İnsanın olmadığı bir ekonomik sistemi konuşamayız. Bugün Avrupa'daki sıkıntının temelinde de yaşlı nüfus yatmaktadır. Onun için Bosna Hersek bunun tedbirini almalıdır.
Gereksiz tartışmalar, ayrılıkçı girişimler, Bosna Hersek'in potansiyelinin açığa çıkmasının önündeki en büyük engel olur. Bu ülke sizin ülkeniz. Bu ülke, biliyorum ki her birinizin aşkla, sevdayla tutunduğunuz biricik ülkeniz. Bu ülkenin aydınlık geleceği için, tarihin bir kenara bırakılıp, artık geleceğe odaklanılması elzemdir. Ben, Bosna Hersek'in bunu başaracağına yürekten inanıyorum. Türkiye olarak, Bosna Hersek'in bölgenin güçlü, itibarlı, istikrarlı bir ülkesi olabilmesi için de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güçlü şekilde destek vermeye devam edeceğiz.”