Erdoğan'dan BM'ye eleştiri

Güncelleme Tarihi:

Erdoğandan BMye eleştiri
Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2012 15:52

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Hilton Otel’de gerçekleştirilen 8. Avrasya İslam Şurası’nın açılışı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı.

Balkanlar, Rusya Federasyonu ve Orta Asya Müslümanları’nı temsilen çok sayıda din adamının katıldığı şurada Erdoğan, İsrail’e yönelik eleştirilerini sürdürdü. İsim vermeden ABD Başkanı Barack Obama’yı eleştiren Erdoğan, "Görüştüğümüz liderlerin yaklaşımı çok enteresan. ’İsrail savunma hakkını kullanıyor’ diyor. Bu nasıl adalettir? Bu nasıl adil bir yaklaşımdır? Bunu bu şekilde ifade edebilmek mümkün mü?" diye konuştu.

İSRAİL BİR TERÖR DEVLETİDİR

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermeyi sürdüren Erdoğan, "Artık buna çatışma demiyorum bu savaş. Saldırılar dördüncü gününde. Bu sabah itibarıyla Gazze’deki son durum sayı ölü sayısı 94 oldu. 700’den fazla yaralı var. Egemen güçler Batılı güçler nerede? Hiçbirisi ’ne yapıyorsun dediği yok’ ki İsrail olduğu için. Müslümanları terörle yan yana ananlar Gazze’de masum çocukların katledilmesi karşısında gözlerini yumuyor. İsrail bir terör devletidir." diye konuştu.

BM’NİN YAPISI DEĞİŞSİN

Birleşmiş Milletler’in yapısını bir kez daha eleştiren Başbakan Erdoğan, "BM’ye ne kadar güveniyorsun denildiğinde, ’güvenmiyorum’. Çünkü savaş şartlarının oluşturduğu yapının tezahürüdür. 3 kıtadan sadece malum inanç gruplarının temsil edildiği bir yapı var. Bizim lehimize çıkan bir sonuç var mı? Yok. BM’de halkı Müslüman olan bir ülke bile yok. BM Genel Kurulu kalkıp 5 ülke liderinin dudakları arasında. Biz diyoruz ki, burada daimi ve geçici üye ayırımı olmasın ve her kıtanın her dinin her milletin temsilcisi her yıl dönem başkanları değişsin, müzakere edilsin bu olmadığı sürece bakıyorsunuz Suriye’de insanlar katlediliyor. Peki BM ne yapıyor? Sadece seyrediyor, nasihat ediyor. Netice yok. Bu kurum niye kuruldu? Dünya huzuruna katkı için bunu sağlayamıyorsa neden var?" dedi.

ESED REJİMİ YAŞANANLARI MEZHEPSEL GÖSTERİYOR

Suriye konusunda yaşanan mezhep tartışmalarına da değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz birbirimizi Allah için sevmek zorundayız, mezhep için değil. Bunu başarmak zorundayız. Suriye’deki bu tehlikenin halen yoğun şekilde görüldüğünü görüyoruz. Esed rejimi, onur mücadelesi veren Suriye halkına karşı yürüttüğü kanlı vahşeti meşrulaştırmak için bu mücadeleye mezhepsel bir nitelik atfetmeye çalışıyor" diye konuştu.

YOL GÖSTERİYORUZ

Mısır ve Tunus’ta "Önemli merhaleler kat eden" demokratik süreçlere desteklerini sürdürdüklerini, söyleyen Erdoğan, devrimler sonrasında "Ciddi güvenlik riskleri ve belirsizlikler yaşayan" Libya ve Yemen’e de her türlü yardımı sağladıklarını söyledi. Erdoğan, "Arap coğrafyasındaki devrimlerin dini, mezhepsel veya etnik temelli yeni kutuplaşmalara yol açmaması, ülkelerin toprak bütünlüğü ile sosyal huzurunun muhafazası konusunda da hassasiyet gösteriyoruz" ifadesini kullandı.

BİZİM İÇİN TEK BELİRLEYİCİ İSLAM OLMALIDIR

Mezhepçiliğin tarih boyunca bölgede yol açtığı acılar ve yıkımları çok iyi bildiklerini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, Sünnilik, Şiilik; bu tür bir tabular içinde İslam’ı gölgeleyemeyiz. Bizim için tek belirleyici İslam olmalıdır, mezhepler değil. Mezhepleri tabu haline getirmek suretiyle biz birbirimize düşemeyiz. Şu anda Suriye’deki gidiş ne yazık ki orayadır ve acımasızca Suriye’de yapılan katliamların altında da bu yatmaktadır. Bunu görmek zorundayız. Bizim bu fitneye, başka ülkelerde de düşmememiz gerekir. Biz birbirimizi Allah için sevmek zorundayız, mezhep için değil. Bunu başarmak zorundayız. Suriye’deki bu tehlikenin halen yoğun şekilde görüldüğünü görüyoruz. Esed rejimi, onur mücadelesi veren Suriye halkına karşı yürüttüğü kanlı vahşeti meşrulaştırmak için bu mücadeleye mezhepsel bir nitelik atfetmeye çalışıyor" diye konuştu.

"SURİYE’DE YAŞANANLAR MEZHEPLER ARASI BİR ÇATIŞMA DEĞİL"

Suriye’de tüm bölgeyi bir yangın yerine çevirebilecek tehlikeli bir oyunun oynandığını belirten Başbakan Erdoğan, "Bugün Suriye’de yaşananlar, mezhepler arası bir gerginlik veya çatışma değil, Baas rejiminin halka rağmen gücü elinde tutmak için kendi halkına karşı giriştiği zulmün yürek yakıcı bir hikayesidir. İşte bu noktada, Orta Doğu’daki gelişmeleri münhasıran mezhepsel çatışma ve din mücadelesi zaviyesinden anlamaya ve anlatmaya çalışanlara karşı verilecek mücadelede, hepimize önemli görev ve sorumluklar düşüyor. İnsanları din ve mezhep temelinde ayrıştırmaya yönelik çabaları bertaraf etmek için elimizden gelen çabayı göstermemiz gerekiyor" dedi.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!