Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan'ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Baykal'ın, 12 Aralık 2006 tarihindeki partisinin grup toplantısında Erdoğan'ın “şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde” bulunduğu ileri sürüldü.
Baykal'ın konuşmasında, “Bu hala Başbakan olamamış. Bu hala kendisini lise münazara ekibinde hatip zannediyor. Küstahça bir üsluptur. Cumhurbaşkanına, ana muhalefete, Denktaş'a yönelik yakışıksız bir üsluptur” ifadelerine yer vererek, Baykal'ın, Başbakan Erdoğan'ın üslubunu “küstahça” nitelendirerek, Erdoğan'ı küstahlıkla suçladığı, bunun da eleştiri ve ifade özgürlüğü hak ve görev sınırlarını aştığı savunuldu.
Bazı gazetelerin Baykal'ın konuşmasını “Kaba ve küstah üsluplu hala Başbakan olamamış” başlığıyla okuyucularına aktardığı ve konuşmaların, Meclis TV'de yayınlanarak geniş bir izleyici kitlesine ulaştığı dile getirilen dilekçede, Baykal'ın ithamlarını, siyasi ahlakla, siyasetin temel ilkeleriyle ve etik kurallarıyla bağdaştırmanın mümkün olmadığı ifade edildi.
Dilekçede, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, bir eleştiri içerisinde kullanılan “küstah” nitelendirmesinin hukuka aykırı kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiği kaydedilerek, dava konusu ifadelerle Başbakan Erdoğan'ın kişilik haklarına ve manevi şahsiyetine doğrudan, açık ve ağır bir saldırının gerçekleştirildiği savunuldu.
Baykal'ın konuşmasının tamamen kasıtlı ve kötü maksatlı olduğu iddia edilen dilekçede, “Eleştiri hakkını kullanan kişilerin hür olması kadar, sorumluluk bilinci ile davranmaları ve hakaret teşkil edecek nitelendirmelerden uzak durmaları da hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir” denildi.
Dilekçede, Baykal'ın hakaret içerikli sözlerinden dolayı Erdoğan'ın manevi zararının, mana ve öneminin büyüklüğünün tartışılamayacağı ifade edildi. Başbakan Erdoğan'ın uğradığı manevi zararı bir nebze hafifletmek için Baykal aleyhinde 25 bin YTL manevi tazminata hükmedilmesi istendi.