Güncelleme Tarihi:
ACIMASIZ BİR KATLİAM
“7 Ekim’den beri İsrail yönetimi, yaşadığı şoku bahane ederek, Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Bütün toplumlara özelikle sesleniyorum; bu sabah (dün) da Katolik camiasına Papa vasıtasıyla seslendim. Camiler, kiliseler, okullar, pazar yerleri, hatta hastaneler İsrail güçleri tarafından bombalanmaktadır. Bugüne kadar İsrail’in Gazze ve Ramallah’a yönelik saldırıları neticesinde, çoğu çocuk ve kadın 6 binin üzerinde kardeşimiz şehit oldu. Yine kahir ekseriyeti çocuk ve kadın toplam 17 bin kişi yaralandı.
12 TONDAN FAZLA BOMBA
Etrafı tamamen kuşatılmış 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunma mücadelesi veren 2,3 milyon insanın tepesine 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı. Amerika orada, Avrupa orada. Tek tek gelip ziyarette bulunuyorlar. Birlemiş Milletler rakamlarına göre, 600 bin Gazzeli yerlerinden edildi. Şu anda BM ekipleri her an orayı terk etmeyi planlıyorlar. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da en büyük mağduriyeti kadınlar ve masum çocuklar yaşadı, halen de yaşıyor. Gazze’den yansıyan haberlere ve fotoğraflara bakıp da tepkisiz kalmak mümkün mü? Ne kadar sarsıcı olursa olsun, hiçbir eylem, böyle bir vahşeti meşru kılmaz. Gazze’ye yönelik saldırılar, kendini savunma sınırını çoktan aşmış, açık bir zulme, mezalime, katliama ve barbarlığa dönüşmüştür. İşin üzücü yanı, medeni geçinen gayri medenilerin bu vahşeti sadece seyretmesidir.
DAHA NE KADAR İNSAN ÖLMESİ LAZIM?
Avrupa Birliği Komisyonu, dün çıkmış, ‘henüz ateşkes çağrısı yapamayız’ diyor. Daha ne kadar insan ölmesi lazım, daha ne kadar çocuk ölmesi lazım? Sizin hesabınız ne? Ağızbirliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler, İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine, saldırılara koşulsuz destek veriyor. Lafa gelince insan hak ve hürriyetleri konusunda ahkâm kesenler, Gazzeli mazlumların hayat hakkını tam 19 gündür yok sayıyor. Ne oldu İnsan Hakları Beyannamesi? Yardım gemisi göndermek varken, uçak gemisi, savaş gemisi göndererek, hangi lobilere hizmet ettiklerini açıkça ortaya koyuyorlar.
VAHŞETİN ORTAKLARIDIR
Buradan soruyorum: AB Komisyonu’nun ateşkes çağrısı yapabilmesi için daha kaç çocuk ölmelidir? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi için daha kaç ton bombanın Gazze’ye düşmesi gerekir? Batılı kuruluşların katliama ‘dur’ demeleri için daha ne kadar kadın, sivil, yaşlı hayatını kaybetmelidir? Uluslararası basın organlarının gerçekleri yazması, söylemesi, anlatması için daha kaç tane meslektaşları bombaların hedefi olmalıdır?
Savaş suçlarını aklamak için tüm ilkeleri çiğneyen medya organlarından katliamları ısrarla görmezden gelen uluslararası kuruluşlara kadar herkes Gazze’de ve Filistin topraklarında yaşanan vahşetin ortaklarıdır.
GAZZE’YE JENERATÖR GÖNDERDİK
Gazze halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. 7 Ekim’den bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan da Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması için gayret gösterdik. Mısır makamlarıyla işbirliği içinde, şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini El Ariş Havalimanına sevk ettik. Saldırılardan etkilenen çocuklara yönelik her türlü tıbbi, psikolojik ve diğer destekleri sağlamaya matuf çalışmalarımız sürüyor. Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde, ilgili bakanlıklarımızın bu konudaki temasları devam ediyor.
FİLİSTİNLİ VE İSRAİLLİ ÇOCUKLAR FARKSIZ
- ERDOĞAN konuşmasında İsrail’e şöyle seslendi: “Tıpkı 500 sene önce, İsrail sana sesleniyorum; engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, tıpkı ikinci dünya savaşında soykırıma uğrayan Yahudi bilim adamlarına sahip çıktığımız gibi, tıpkı Rusya-Ukrayna savaşında Ukraynalı sivillere, çocuklara yardım ettiğimiz gibi, tıpkı Suriye’den Irak’a zulme uğrayan mazlumları bağrımıza bastığımız gibi, tıpkı daha önce Kafkaslardan ve Balkanlardan hicret ederek Anadolu’ya gelen kardeşlerimize kucak açtığımız gibi... Bugün de Gazze krizinde bizim yegâne pusulamız vicdandır, merhamettir. Bizim için Gazzeli, Filistinli, Suriyeli çocuklarla, açık söylüyorum, İsrail’deki çocuklar arasında hiçbir fark yoktur.”
EVLİLİK YAŞI YÜKSELİYOR
- ERDOĞAN ailenin korunması hakkında konuşurken “Evlenme yaşı kendi toplumumuz dâhil sürekli yükseliyor. Boşanma oranları her geçen yıl daha da artıyor. Ortalama çocuk sayısı ise günden güne düşüyor. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Çünkü bu toplumun özelikle ihtiyacı var. Detayına burada giremem. Ama bizim şu anda Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil. Çok daha fazla bir nüfusa ihtiyacımız var” dedi.