Güncelleme Tarihi:
DOĞALGAZ İNDİRİMİ
- Bugün bir siyasi parti lideri 'bunlar yüzde 80 zam yaptılar, yüzde 17 indirip seçim yatırımı yapıyor' diyor.
- BOTAŞ 1997 – 2002 yılları arasında doğalgazdan ortalama ne kadar kar ediyordu biliyor musunuz? Yüzde 28. Kim vardı iktidarda MHP vardı, DSP vardı, ANAP vardı. Kar yüzde 28. Halkından yüzde 28 ithal ettiği doğalgazdan bu kadar da koyup kar ederek vatandaşımıza satıyordu.
- Geldik bu oranları biz kademeli olarak indirdik. Bizim dönemimizde 2007 sonuna kadar kar oranı yüzde 8 oldu. Buraya kadar indirdik. 2008 sonrası ise kar oranı sadece yüzde 1.5 olarak gerçekleştirdik.
- Biz milletimizin karşısında bütün yüreğimizle çıkıyoruz. İmkânlarımızı milletimiz için seferber etmenin gayreti içinde oluyoruz. Şartlar iyileşince de bunu milletimize yansıtmaktan çekinmeyeceğiz.
- Biz seçime gidiyoruz diye indir yüzde 50. yok böyle bir şey. Biz bunu yapamayız. Çünkü bu gemi 71.5 milyon vatan evladının gemisidir.
- Bizden öncekiler bu gemiyi batırdılar. Artık bitiyordu. Böyle bir dönemde biz işi aldık. Hamd olsun gemi şimdi yükselmeye başladı. Nedir bu rahatsızlığınız? Gemi hız almaya başlıyor. Bundan mı başlıyorsunuz?
ENERJİ KRİZİNİ VATANDAŞIMIZ HİSSETMEDİ
- Bir enerji krizi yaşandı. Avrupa’da insanlar kapıları sökerek yakmak zorunda kaldı. Biz bunu vatandaşımıza yansıtmadık.
- Son 6 yılda enerji noktasında bizler farklı bir yapılanmanın içerisinde olduk. Son 27 çeyrektir üst üste büyüme kaydediyor ülkemiz. Ortalama büyüme oranımız yüzde 6.9. böyle bir süreçte enerji ihtiyacımız arttı.
Sadece elektrikte tüketim yüzde 55 oranında arttı. Bu büyümenin getirdiği enerji taleibini karşılamak zorundaydık. Bunu da karşıladık.
BAHÇELİ'YE İTHAF OLUNUR
- Ülkemizde 2002'de doğalgaz hatlarının uzunluğu -Bahçeli’ye ithaf olunur- 4500 km’di. Bugün ise 11000 km’yi aşmış durumdayız.
- Biz göreve geldik 9 ilde doğalgaz vardı. Şimdi 63 ilimiz doğalgaz kullanıyor. Doğalgaz kulalnımı çağdaşlıksa, bunu getiren bizim iktidarımız oldu. Bunlar ciddi bir yatırım gerektiriyor. BOTAŞ bu yatırımları yapıyor. İhale ettiğimiz kuruluşlarda şebekeyi kuruyor. BTC’yi devreye aldık. Türkiye-Yunanistan doğalgaz boru hattını biz inşa ettik. Doğalgaz ihraç eder duruma geldik.
- BTC’yi yine 2006 yılında işler hale getirdik. Bu hattan dünya piyasalarına sevk ettiğimiz ham petrol miktarı 70 milyon tona yaklaştı. Ceyhan’ın uluslararası bir enerji merkezine getirilmesi çabasını da sürdürüyoruz.
YENİ ENERJİ PROJELERİ
- Bunları incelerlerse, zannediyorum ülkemiz için çok hayırlı olacaktır. Yoksa kuru sıkı atmakla bir yere gidilmez. Halkım bu rüzgar güllerini görüyor.
- Tüm bu yatırımlar Türkiye’nin gerek bölgede gerekse dünyada önemini ve rolünü değiştirmiştir.
- Türkiye’yi geçmişin kriterleriyle değerlendirenler yanılır. Türkiye artık o eski Türkiye değildir. Hangi alana bakarsanız bakın, Türkiye’yi daha etkin ve onurlu bir ülkeye getirmeye yönelik adımlar attığımızı görürsünüz.
- Biz 2002’de iktidara yürürken Türkiye’ye inanıyoruz güveniyoruz dedik.
- Türkiye kendi potansiyeliyle kalkınabilir büyüyebilir dedik. Eğer siz kendinize inanmazsanız, milletine güvenmezseniz, başkaları size inanmaz ve güvenmez.
- Türkiye’nin başarılarından biri, özgüvenini geri kazanması kendine güveninin artmasıdır. Türkiye bugün AB ile katılım müzakerelerini kararlılıkla sürdürüyor. Türkiye BM güvenlik konseyi’nin 151 ülkenin oyunu alarak geçici üyesi olmuştur ve şimdi küresel sorunlara çözümü arayan ülkelerden bir tanesi olmuştur.
- Bu hedefler sonucudur ki Türkiye dünyanın 17. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi haline geldi.
- Enerjide bölgesel ve dünyada aktör haline geliyoruz, Türkiye’yi tarımın merkezi haline getiriyoruz, İstanbul kültür başkenti olmanın hedefi içindedir. İkinci hedef dünya başkentlerinden biri olacak. Bir finans merkezi olmak adına emin ilerliyor.
- Her bir ilimiz birer vizyon marka şehir haline geliyor. Her gün yeni şehirlerimiz bu listeye giriyor.
KORO BULAŞMA DEDİ
- İdare edelim, yapıyormuş gibi görünelim. Aman risk almayalım. On yıllar boyunca Türkiye bu anlayışlarla vakit kaybetmiş ve bir adım dahi ileri gidememiştir.
- Türkiye için artık küçük düşünme dönemi sona ermiştir. Akif’in o şöyle beyiti var ya hep söylüyorum.
- “Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz: Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz”
- Biz geldik, masalarda tozlu dosyalarla doluydu.
- Kıbrıs dosyası, AB dosyası, Ermenistan dosyası, Afrika dosyası. Aynı koro bulaşma dokunma dediler.
- Kimsenin dokunmadığı çete ve mafyalar dosyası. Aman dokunma bulaşma yerler dediler. Yerlerse yerler.
- Bizim Allah’a bir can borcumuz var, kula değil. Öyleyse bu çerçevede biz bu yola devam edeceğiz ve bu hizmeti vereceğiz ki torunlarımıza farklı bir Türkiye bırakalım.
- Bunun için eğitim sağlık tarım yargı reformu bütün bunlar. 13.5 katrilyon bizden önceki yönetimler benim işçimden memurumdan topladı. Ödediler mi bu parayı?
- Sayın Bahçeli sayın Baykal siz önce bunun hesabını verin. Ama 13.5 katrilyonu biz geldik takır takır ödedik. Konut edindirme yardımı dediniz para topladınız. Ödediniz mi ödemediniz. Kim ödüyor biz ödüyoruz.
- Utanmadan sıkılmadan KEY hesabımı ödemiyor diyorlar. Biz şimdiye kadar 3 katrilyon ödedik. Ödemede bir sıkıntı yok. Bu ödeme de devam edecek. Hep bıraktınız biz temizliyoruz. Bunlarla açık deliklerini kapattınız. Tasarrufla para topladınız, gittiniz faiz ödemelerini yaptınız. Biz böyle bir şey yapmadık.
- Ne kadar fon varsa fonları boşalttılar.
- Ali bey bakıyordu bu işlere. Dedim ki ali bey bunlar kağıt para değil. Hemen biz bu paraları ödemeye başladık.
- Biz devletin milletine borçlu olmasını istemediğimiz bir iktidarız.
- Hangi soruna el uzattıysak birileri aman ha dedi. Çözümsüzlük bir politika aracı bir yöntem olamaz. Yapıyormuş gibi görünmek bir politika olamaz. Bu ne Türkiye gibi büyük bir ülkeye yakışır nede AKP gibi kararlı bir iktidara yakışır.
- Türkiye’nin çekimserlikle ulaşabileceği hiçbir seviye olamaz.
- Eğer bu tozlu dosyalara dokunmamış olsaydık. Statükonun derin hikmetlerine teslim olsaydık, milletimizin emanetlerine ihanet etmiş olurduk
- 6 yıllık yolculuğumuz boyunca bu dosyaların kapaklarını açtıkça, değişik çevrelerden malum korolardan itirazlar yükseldi. Hiçbirine aldırmadık, prim vermedik.
- Rotamız milletimizin rotasıdır dedik ve yolumuza devam ettik.
DAVOS'TA ARZU EDİLMEYEN OLAY
- 28 – 29 Ocak tarihlerinde Çarşamba Perşembe günlerinde Davos’a katılmak üzere İsviçre’deydik. Bilindiği gibi dünyanın önde gelen birçok devlet adamı, üst düzey yöneticiler bu forum vesilesiyle bir araya geliyor.
- Bu yılki toplantıda küresel ekonomik kriz ele alındı. Dünya ekonomisinin yeniden canlandırılması yönünde neler yapılabilir bunlar tartışıldı.
- Davos’ta çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmelerde bulundum. Rusya Kazakistan Azerbaycan Arnavutluk Kolombiya Ortadoğu dörtlüsü, ABD eski başbakan yardımcısı, Polonya Başbakanı, Ermenistan Başbakanı, hepsiyle teker teker bir araya gelme fırsatımız oldu. IMF birinci başkan yardımcısıyla bir araya geldik.
- Bir çok uluslararası bütün bu görüşmeleri kısa zamanda birlikte ele alma fırsatımız oldu. Uluslar arası medyayla soru cevap şeklinde olayları değerlendirme fırsatımız oldu. Bunlarla da ortadoğuyu da gündemde olması sebebiyle, medya bu konuyu sordu ve bunun yanında iki üç tane medya mensubu da IMF ile görüşmelerimizi sordu.
- Perşembe gecesi arzu edilmeyen bir olay yaşadık. Bu panelin önü açıktı aslında. Son paneldi.
- Kimsenin T.C. Başbakan’ına saygısızlık yapmasına fırsat veremeyiz. Zira Türkiye sıradan bir ülke değildir. Bunu herkesin iyi görmesi algılaması gerekir.
- Oturumda yöneticiye karşı gösterdiğimiz tepkiyi diplomatik bulmayanlar oldu.
- Diplomasinin tarihinden bunlardan çok ileri gidenleri de vardır. Ben şunu da söyleyeyim ki, ben bir diplomat değilim ben siyasetçiyim.
- Ama eğer diplomatlar bu anlayışla gevşet yumuşak, aman ha kırmayalım mantığıyla, ülkemin menfaatlerine halel getiriyorsa ben bunu kabul etmiyorum.
- Benim diplomatım aslanın midesinden hakkını söküp alacak bir diplomattır. Ben diplomata böyle bakıyorum.
- Oturumda son derece diplomatik bir üslup kullandık aslında. Biz hakkımızı nasıl kullanacağımızı da iyi biliriz. Haksızlığa karşı nasıl davranmamız gerektiğini de iyi biliriz. Bizim şahsi hesabımız yok. Bulunduğumuz makam neyi gerektiriyorsa onu yaparız.
- İsrail’in bizim kadar uyumlu olduğu başka bir ülke yoktur. Her şeyden önce İsrail kiminle neyi ve nasıl konuştuğunu da çok iyi bilmesi lazım.
- Bugüne kadar T.C. Başbakanlık makamını böyle yürüttük, bundan sonrada aynı hassasiyetle yürüteceğiz. Bazı parti başkanları da davranışımızın normal olduğunu söylemiştir. Kendilerine şahsım ve milletim adına da teşekkür ediyorum.
- Herkes şunu iyi bilmelidir. Başbakan milletinin kalbinden ne geçiyorsa, onu orada yansıtmıştır. Başbakan milletinin hissiyatı neyse onu da dile getirmiştir. Ama bir moderatör, bir başbakan’ın omzuna elini atamaz. Bu edepsizliktir. Atamaz.
BEN DİPLOMAT DEĞİLİM SİYASETÇİYİM
- Eğer ben orada diplomatik davranmamış olsaydım, benim başka bir şey yapmam gerekirdi. Ben onu yapmadım.
- Türkiye’nin itibarını onurunu haysiyetini savunmak orada bana düşerdi ve ben onu yaptım. Kimsenin Türkiye’yi Türk milletini küçük düşürmesine göz yumamayız.
- Bizden kimse haksız yorumlara karşı alttan almamızı söylenenlere göz yummamızı beklememeli.
- Hiçbir T.C. Başbakan’ından böyle bir tavır beklenmez ve beklenmemelidir. Olayın hemen ardından televizyon başbakanında, başbakanın üslubunu eleştiren bazı kişiler, durumu farklı bir noktaya çekmeye çalışmışlardır.
- Diplomasideyken monşer gibi davranan bu kişiler siyasette de monşer olarak davranmaya devam ediyorlar..
- Biz bunların ızdırabını çok iyi anlıyoruz. Asıl onların milletin ne dediğine kulak vermesi gerekiyor. Tepkimizi fevri öfkeli bulanlar ömürleri bulanlar, ömürleri boyunca köşelerinde yorumlarında böyle bir kaygını taşımamış, tam aleyhte gaz vermek suretiyle bizim doğru gidişimizi saptırmışlardır.
- Biz bu milletin bir ferdi evladı olarak bu kaygıyı taşıyoruz. Dikkat ediniz öyle anlar vardı ki orada siyaset susar. Orada şahsi menfaatler ideolojiler arka planda kalır. Milletçe bizim en büyük vasıflarımızdan biri de budur. Ülkemize karşı bir hakaret mevzu bahis olduğunda, 71.5 milyon tek vücut olur.
- Bu konuda da büyük bir çoğunlukta aklı selimin hakim olduğunu, milletimizin tüm fertleriyle tek yürek olduğumuzu görmekten memnun olduk.
- Milletimizin, Çanakkale’den Kırşehir’e, edirne’den diyarbakır’a, bu yürek coşkusunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum.
- Bu tavır sadece 81 ilimizde değil, Melborn’den Toronto’ya, Gazze’den Sana’ya kadar herkesi onurlandırdı.
- Bu vicdan daha önce saray Bosna için, Kosova için ayağa kalktığı gibi dün Gürcistan için ayağa kalktı. Bu vicdan Balkanlarda Kafkaslarda mazlumun yanında yer alıysa, ortadoğuda da mazlumun yanında yer almıştır.
- Kimi medya kuruluşlarının kimi yazarların kimi siyasetçilerin böyle bir durumda geride kalmış olmalarını da milletime havale ediyorum.
"SEN HANGİ DİLDEN KONUŞUYORSUN"
- Daima dost kazanmaya çalıştık. Ancak hiçbir haksızlığa da güç dengeleri adına sessiz kalmadık. Birileri bizim bu barışçı siyasetimizin Türkiye’nin önüne bir fatura çıkaracağını ima ederek, Türkiye’nin gücünü küçümseye yoluna gidiyor olabilir.
- Ancak herkes bilmelir ki, Türkiye böyle bir ihtimali boşa çıkaracak kadar güçlü bir ülkedir.
- Türkiye o eski iradesiz siyasetçilerin elinde, özgüven sorunu yaşayan Türkiye değildir artık. Başkanları ne der, Türkiye ne yapar değil. Türkiye ne der anlayışı içinde olmalıyız.
- Türkiye’nin gücünü kabullenmek gerekiyor. Biz duygusal davranıp, Türkiye’nin menfaatlerini arka plana asla atmıyoruz.
- Ezik bir politika bize de milletimize de yakışmaz. Artık dik duralım diyoruz.
- Demokrasisini geliştirerek, bölgesindeki dostluk halkasını genişleterek AB hedeflerine kararlılıkla yürüyecektir.
- Biz dünyada hamd olsun düşmanı artan değil, düşmanı hiç olmayan bir ülke haline geldik AKP iktidarıyla.
- 27 Aralık’ta İsrail operasyonlarının başladığı günden itibaren ifade ettim. Biz barıştan yanayız. Biz coğrafyanın hangi parçasında olursa olsun kanın dinmesinden yanayız. Bütün çabamızda bu hedefe yönelik oldu. Çocukların ölmesine dünyanın her yerinde karşı çıkarız.
- Gürcistan’da Gazze’de İsrail’de hayatını kaybeden çocuklar için hepsine yönelik aynı duyguyu besleriz. Biz masumiyetin pervasızca yok edilmesine karşıyız. Bizim insani değerlerimiz bunu gerektiriyor. Bizim kültürel manevi değerlerimiz bunu gerektiriyor.
- Antisemitizm’i bir insanlık suçu olarak gördüğümü söylememe rağmen hala bunu anlamak istemeyenler var.
- Ülkemin monşerllik devresinden geçenlerden bazıları şunu söylüyor. Başbakan Mısır’a Suudi Arabistan’a gitti de Tel Aviv’e gitmedi. Ee Tel Aviv buraya geldi ben neden gideyim.
- Biz orada Gazze’yi konuşmadık. İsrail Suriye’yi görüştük. Bunu anlattım.
- Sayın Bahçeli sen hangi dilden anlarsın. Onu söyle Allah aşkına. Yani kriptoları da biz gelip sana mı teslim edeceğiz. Yanında dış politika uzmanları size bunu anlatsın da, bunları da bir öğrenin
- 3.5 sene de olsa bu ülkede Başbakan yardımcılığı yaptın. Bunları bilmen gerekir. Bunlar kayıtlara girmemiş diyor. Girmediğini ne biliyorsun?
- Biz eşeği sağlam kazığa bağlıyoruz merak etmeyin.
- Gazze’yi savunan herkesi sen Hamas’lısın, Yahudi karşıtısın demek kutuplaşmadan başka bir şeye hizmet etmez.
- İsrail yönetimine, ölçüsüz güç kullanımına yönelik eleştirilerimizi, Hamas eksenine oturtmaya çalışanlar, hem Türkiye’ye yaşamını yitiren çocuklara haksızlık ve saygısızlık ediyorlar.
"YARIN OLSA DAVOS'TA AYNISINI SÖYLERİM"
Yarın da görüşecek olsam. Davos’ta söylediklerimi yine söylerim. İki ülke arasında arabulucu olmak bunları söylemene engel değil ki.
- Arkadaş bu işten vazgeç diyeceksin. Onun için bu işi bırakacaksın. Bugünde söylüyoruz yarında söyleyeceğiz. Bu Hamas’sa Hamas, başka birisiyse başka birisi. Biz bunu yapıyoruz.
İsrail hükümeti uygulamalarında daha dikkatli olmalı.
- Türkiye çifte standart uygulamadığı için bu misyonu yüklenmektedir. Dün BM genel Sekreteri aradı bizden bu misyonun devamına yönelik talepte bulundu. Bizde bu misyonu yine yükleniriz, Davos’taki olay buna engel değil dedik.
- Ama taraflar talep ederse biz bunu yine yaparız. Ama bakıyorsunuz ki yine birileri çıkıyor, BM genel Sekreteri 4 gün sonra aradı diyor. Bunu bana değil, ona sor.
- Bunu söyleyenler kim T.C. vatandaşı. Sen kimin avukatısın ya. Bu milletin tarihinde hiçbir zaman antisemitizm olmamıştır.
- Osmanlı’nın tarihine bak bunun olmadığını görürsünüz. Hiçbir zaman bu millet Yahudi düşmanlığı yapmamıştır. Bundan sonrada olmayacaktır.
- Ben şu kürsüden hahambaşının basın açıklamasını bizzat kendim okudum. Daha sonra cemaat onursal başkanıyla, telefon görüşmeleri yaptık. Herhangi bir sıkıntı olduğunda arayın. Anında takipçisiyim. Niye ?
- Onlar ülkemde birer azınlık olarak benim vatandaşım. Onların güvenliği de inancını yaşaması da bizim sorumluluğumuzda.
- Yeter ki bizde bunu, farklı ülkelerdeki vatandaşlarımız için görsek.