Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, Almanya ziyaretine, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası'nın (TATSO) Adlon Oteli'nde düzenlediği kahvaltılı toplantıyla başladı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 6 Ekim'de yayınlanacak İlerleme Raporu'nun arifesinde olduklarını kaydederek, Türkiye'nin bu sürece özellikle son iki yılda yoğun çalışmalar yaparak geldiğini söyledi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) macerasının kısa süreli bir macera olmadığını belirten Erdoğan, yaklaşık 40 yılı aşan bir sürede AB'ye giriş için çalışmalar yapıldığını ifade etti. Erdoğan, “Bu 40 yılda son iki yıl, adeta bir final mücadelesi oldu” dedi.
Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterleriyle ilgili atılması gereken adımları iktidarı, muhalefeti ve sivil toplum örgütleriyle ortak olarak attığını kaydeden Erdoğan, 3 Kasım seçimlerinden hemen sonra daha Bakanlar Kurulu oluşturulmadan Avrupa Birliği turuna çıktığını anımsattı. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Kopenhag zirvesinde bir karar açıklandı. O da şuydu: bunun altını özellikle çizmek istiyorum, Alman dostlarımın bunu çok iyi bilmesini istiyorum, değerli dostum Sayın Şansölye, Fransa Devlet Başkanı Sayın Chirac ve Başbakan Abdullah Bey ve Genel Başkan olarak ben, dörtlü olarak oturduk konuştuk ve bu konuşmanın ardından da Kopenhag zirvesinin neticesi belirlendi: 2004 Aralık zirvesinde Türkiye, Kopenhag siyasi kriterlerinin tüm uyum yasalarını yerine getirmesi halinde gecikmeksizin müzakerelere başlayacaktır. Gecikmeksizin sözü çok önemli. Bütün herşey artık burada kilitleniyor.”
Hükümetin gece gündüz demeden AB yolunda çalıştığını, siyasi kriterlerde boşluk olmasın diye yasal düzenlemeleri yaptığını vurgulayan Erdoğan, AB yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde bir boşluk kalıp kalmaması sorusunu özellikle yönelttiğini hatırlattı. AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen'e en son görüşmede de aynı soruyu yönelttiğini belirten Erdoğan, “Basın açıklamasında bütün dünya buna şahittir. Ülkem şahit. Artık masanın üzerinde hiçbir şey kalmadı ifadesini sizler de takip ettiniz, izlediniz” dedi.
“DEVLET ADAMI, OLAYLARA CİDDİ YAKLAŞIR”
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“6 Ekim İlerleme Raporu'ndan çok çok eminiz. Çok olumlu bir rapor çıkacağına bu çerçevede bakıyoruz. Biz devlet adamıyız ve devlet adamı olaylara ciddi yaklaşır ve muhataplarından da hep aynı ciddiyeti bekler. Bu da onun devlet adamı olmasının en tabii hakkıdır. Halklar da bu noktada kendisini temsil eden devlet adamlarının ciddiyetini sorgular. Seçimden seçime de sorgular. Buralarda kimsenin ironi yapmaya hakkı yoktur. Yaparsa halk da ona ironi yaparak seçim zamanı gereken dersi verir.”
Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin farklılığını anlatan Erdoğan, Almanya'da 2.7 milyon Türk vatandaşı bulunduğunu kaydederek, 1960 yılından bu yana Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin çok ileri noktalara geldiğini ve Almanya'nın Türkiye'nin en büyük partneri olmaya başladığını söyledi. Almanya'nın uluslararası bir maçı olduğunda Türkiye'deki vatandaşların Almanya'nın rakibi kim olursa olsun Almanya'yı tuttuğunu belirten Erdoğan, “Dolayısıyla en büyük desteği biz Almanya'dan bekliyoruz. Almanya'nın Türkiye'nin yanında yer almasını bekliyoruz” dedi.
17 Aralık'taki AB zirvesinin önemini vurgulayan Erdoğan, görüştüğü bütün liderlerin “İlerleme Raporu'nu görelim. Bu rapor doğrultusunda kararımızı vereceğiz” dediğini hatırlatarak, bu nedenle 6 Ekim'in 17 Aralık ile bağlantısının çok önemli olduğunu söyledi.
ÜÇ GEREKÇE
Türkiye'nin AB'de yer alıp almaması konusunda öne sürülen üç gerekçe bulunduğunu belirten Erdoğan, “nüfus”, “coğrafya” ve bununla birlikte gizli gerekçe olarak “din-kültür” sorununun gösterildiğini anlattı.
Erdoğan, Türkiye'nin nüfusunun 1963'den beri belli olduğunu kaydederek, “1995'de Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne alıyorsunuz. Helsinki'de 'evet' diyorsunuz ama şimdi nüfusu gündeme getiriyorsunuz” dedi.
Türkiye'nin serbest dolaşım hakkını 1996'da aldığını ama bu konuda bir dayatmada bulunmadığını, “Kapıları açın” demediğini vurgulayan Erdoğan, “Biz inanıyoruz ki, Türkiye AB ile müzakerelerin başlamasıyla, Türkiye'deki yabancı yatırımların artmasıyla, Türkiye dışındaki vatandaşlar, yavaş yavaş Türkiye'ye dönecektir” diye konuştu.
“TÜRKİYE'NİN ÜYE OLMASIYLA AVRUPA CANLANACAK”
Türkiye'nin Avrupa'nın doğuya, Asya'nın da batıya açılan kapısı olduğuna ve bir köprü görevi taşıdığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin üye olmasıyla birlikte Avrupa'nın canlanacağını, zenginleşeceğini, Kafkasya'ya, Orta Doğu'ya rahat ulaşabileceğini söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:
“Eğer biz AB'yi bir çelik-kömür birliği, coğrafi birlik, salt bir ekonomik birlik olarak görmüyorsak, AB'yi siyasi değerler bütünü olarak görüyorsak, Türkiye'nin AB'ye katılımının sağlanması gerekir. Türkiye AB'ye girerse, medeniyetler arası buluşma AB çatısı altında gerçekleşir. AB, farklı bir güç kazanarak gelişir. Türkiye, küresel barışa katkı için de en önemli adım olacaktır.”
Dünyanın barışın küreselleşmesini konuştuğunu belirten Erdoğan, terörün önüne bazı sıfatlar yerleştirilmeye çalışıldığını, terörün faturasının ağır bir şekilde ödendiğini vurgulayarak, Türkiye'nin üyeliğinin küresel barışa katkı için çok önemli bir adım olacağını söyledi.
“BU İŞ BÜYÜK BİR CESARET İŞİDİR, KARARLILIK İŞİDİR”
Türkiye'nin medeniyetler buluşmasının merkezi olabilmesi için AB üyesi ülkelere büyük görev düştüğünü anlatan Erdoğan, müzakereler başlayınca Türkiye'nin işinin kolaylaşmayacağını, daha da zorlaşacağını ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Uyum paketini çıkartırsın, ama aslolan uygulamaktır. Çünkü uygulama bir zihniyet değişimidir. Şimdi biz bunun için çalışıyoruz, her şeye rağmen bunu yapıyoruz. Bu iş, büyük bir cesaret işidir, bu iş kararlılık işidir, bu iş irade işidir. İradeyi ortaya koyarsanız bunu gerçekleştirebilirsiniz. Biz bunu ortaya koymaya mecbur olduğumuzun farkındayız. Buna inanarak bu adımı atıyoruz.”
Türkiye ve Avrupa'daki bütün sivil toplum örgütlerini Türkiye'nin AB'ye girmesi yönünde lobi yapmaya davet eden Başbakan Erdoğan, “Bunu başarırsak süreç hızlanır” dedi.
ÜYELİK DEĞİL MÜZAKERE TARİHİ
Türkiye'ye 17 Aralık'ta tam üyelik değil, müzakere tarihi verileceğini hatırlatan Erdoğan, “Bunu birbirinden ayıralım. Müzakere süreci ne kadar olur bu belli olmaz. Tüm yapılması gerekenler yapıldıktan sonra biz üye olacağız, 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl, bu belli değil. Onlar, 'tamam, layıktır, üye olabilir' dediklerinde biz üye olacağız. Onun için, işi telaşa götürme gayretleri oluyor. Bu tür telaşlara gerek yok diye düşünüyorum” diye konuştu.
Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan'a TATSO Başkan Yardımcısı Rolf Königs tarafından ünlü Alman şair Geothe'nin şiirlerini içeren ”Doğu Batı Divanı” adlı eser hediye edildi. Başbakan Erdoğan da Königs'e porselen bir tabak hediye etti.
Erdoğan, kahvaltılı toplantının ardından Adlon Oteli'nde Avrupalı Türk Demokratlar Birliği yöneticilerini kabul etti.